ı

640 61 158
                                    


Okuldan çıktığımız andan beri sessizce yürüyorduk ve bu garip hissetmeme sebep oluyordu çünkü iki yabancı gibiydik. Belki kulaklıklarını çıkartsa konuşmaya çalışabilirdim fakat son ses müzik dinlemeyi kesmiyordu.

Tıpkı sınav haberini aldıktan sonra hep yaptığı gibi son ses müzik dinliyordu. Eğer kulaklarım sağlamsa hep de aynı melodiyi duyuyordum. Ne zaman müzik dinlese hep aynıydı, sanırım sadece tek bir şarkı dinliyordu.

Yüzüne bakarken dalmış olsam da bir kere bile bakmamıştı bana. Çok durgun duruyordu, çok düşünceliydi. Eve gidince bu konu hakkında konuşma kararı aldım ve marketin önüne geldiğimizde kolundan hafifçe tutup durmasını sağladım.

Marketin kapısına yaslanmış elinde poşetle beni bekleyen hyunga sahte bir gülüş vererek poşeti aldım ve parasını ödedim. Kaşlarını çatarak izleyen Hyunjine elimle ilerleyebileceğimizi işaret ettikten sonra yürümeye başladık.

"Biraz önce neden öyle bir şey yaşadık?"

"Nasıl? Ha şey ya o... Ben her bir şey almaya geldiğimde bir şey ceplerim o da bunu fark edince beni markete sokmama kararı aldı. Her gün ramen alıyorum zaten günlük rutinimiz oldu bu."

"Neden yapıyodun peki bunu? Ceplemeyi yani?"

"Hoş"

Omuz silkerek dediğim şeye hafifçe sırıtmıştı. Bu sanırım onun bugün ki ilk tebessümüydü yani sınav haberinden sonraki ilk tebessümü. Onun küçük de olsa gülümsemesi beni de gülümsetmişti. Yüzündeki gülümseme hemen yok olsa da umursamadım beraber çok vakit geçirecektik değil mi? İlla ki gülmesini sağlardım.

Geldiğimizde hızlıca apartmanın kapısını açtım ve girmesi için öncelik verdim. Daha sonra hızlıca merdivenleri çıkıp eve girmiştik. Bugün annemin erken gelme günüydü yani bizi rahatsız edebilecek tek kişiydi.

"Evde kimse yok mu?"

"Hayır yok. Annem babam ve ablam yaşıyoruz. 3ü de çalışıyo. O yüzden ev çoğunlukla boş zaten annemle ablamın arası iyi değil o yüzden asla aynı saatlerde evde olmuyolar"

Üstümüzdekileri çıkartırken onu odama yönlendirmiş aynı zamanda da sorusuna cevap vermiştim. Sandalyeye oturduğunda başka bir soru daha sormuştu.

"Kavgalılarsa neden çözmeye çalışmıyolar ya da ayrı eve çıkmıyo ablan?"

"Ya aslında baya komikler, kavgaları çocukça hep o yüzden ev ayırma gibi ciddi şeyleri hiç düşünmediler"

Sadece kafasını sallayıp yeri izlemeye başlamıştı. Gene o düşüncelere daldığını fark ettiğimde ders çalışmaya başlamayı teklif ettim. Böylelikle saatlerce ders çalışmıştık.

Her şeyi özenle dinlemişti, kafasının bir şeyle meşgul olduğunu biliyordum fakat asla beni dinlememezlik yapmamıştı. Gayet verimli geçmişti zamanımız ve her şeyi bitirmiştik.

"Gayet iyiydin, sınava kadar her gün bakarız gene"

"Teşekkürler"

"Ne demek. Şimdi artık yemek yiyebilir miyiz?"

Mızmızlanmaya başladığımda sandalyeden kalkmış ve kendimi yerlere attığım için elimden tutarak bir çırpıda kaldırmıştı. Hyunjin o kadar güçlü müydü lan? Bunun şaşkınlığını yaşarken kıkırtısı kulaklarıma ulaşmıştı.

"Görmüyo olabilirsin ama zayıf değilim onun yerine başka şeyler var"

Sen, sen şimdi niye onu dedin ki? Hani yani ne gerek vardı ki şimdi? Hoş mu bu yaptığın kardeşim he hoş mu, hiç değil ben söyleyeyim.

fUxK bUdDy ][ hyunhoWhere stories live. Discover now