12-Piknik

156 15 41
                                    

"Mangal yaksak daha iyi olmaz mıydı?" İtachi, kavurucu güneşin onlara gelemediği ağacın gölgesindeki yere örtü seren sevgilisine bakarak söyledi.

1 sene geçmiş ve yine ilkbahar gelmişti, geçen senenin mezunlarını kaybetmek her ikisini de üzmüştü elbette ancak o bacaksızlarla bağlarının kopmayacaklarını biliyorlardı en nihayetinde.

Mezunlardan biri İtachi'nin kardeşi ya zaten, istese de kopmuyordu o bağ bir türlü.

"Doblocu, göbekli ve beyaz atletli bir enişte bulabilirsek mangal için de geliriz bir gün." Dedi İzumi, alaycı bir ifadeyle.

"Abin olmaz mı?" dedi İtachi, yan bir gülümsemeyle.

"Abime o profil uyuyor mu sence? Şikâyet edeyim de gör!" dedi İzumi, sevgilisinin oyununu devam ettirerek.

"Tamam ya tamam...

 Obito'ya söyleriz o zaman ona uyuyor çünkü."

İkisi de buna gülerlerken nihayet goygoydan kurtulup yeme faslına girme eyleminde bulundular. Eyleminde bulundular çünkü birbirlerinin sesine ve sohbetine doyum olmadığı için yiyemiyorlardı.

"Bir dakika- BUNLARIN HEPSİNİ SEN Mİ YAPTIN?" dedi İzumi, İtachi'nin piknik sepetinden çıkardığı en az 10 çeşit yemeğe bakarken.

"Eh, pek bir şey değil ama..."

"Sen şaka mısın, mükemmeller!" dedi İzumi, hayranlıkla yemeklere bakarken söyledi. O bunların %10'unu zor yapardı!

"Bana bak anlaşma yapıyoruz, evlendiğimizde yemekleri sen yap olur mu?"

İtachi'nin kalbi tekledi. İzumi, onunla evliliğe kadar ciddi düşünüyor muydu? Kendisinde olduğu gibi? Yani gönül eğlendirecek hâli yoktu tabii de, heyecanlanmıştı ister istemez.

"YAPARIM TABİİ- öHöm yani yaparım da yumurtalarla aram pek şey değildir..."

"Sevmez misin?"

"Sevmemek değil de... Uzun hikâye, belki daha sonra anlatırım."

-Flashback-Dün-

"Abi, sorması ayıp ama nereye gidiyoruz?" dedi Sasuke, burnundan soluyarak. Bugün sevgilisi Sakura'ya sürpriz yapmayı planlıyordu çünkü... Ama abisi onu alıkoyduğu için planları suya düşecek gibiydi.

"Yumurta almaya gidiyoruz."

"Lan Bim arkada kaldı ya dağın tepesine çıkıyoruz şu an!"

"Organik yumurta alabileceğimiz bir çiftliğe gidiyoruz, markettekilerde ne olduğunu bilemeyiz." Normalde market yumurtası yemede sorun yoktu İtachi için ama konu sevgilisi olunca her şeyin doğal olmasını istiyordu.

"Ya sabır ya... Markettekiler kaz yumurtası satıyordu değil mi?!"

******************************************************

Hayvanla kovalamaca oynayan abisini izlerken gözlerini bir oraya bir buraya çevirmekten yorulduğundan derin bir iç çekti Sasuke. Sadece hemen bitmesini diledi, sadece gitmek istiyordu!

"Abi, o hayvanı yakalasan bile sana yumurta veremez, gidip kümese baksana!"

"Olsun oğlum eğer bana ısınırsa belki birkaç tane fazladan yumurta verir."

"KOVALADIĞIN ŞEY TAVUK DEĞİL

HOROZ HOROZ!"

-Flashback Son-

"Ayhh şiştik!" dedi İtachi, sevgilisinin yanına çimlere uzanırken. Kafasını yanına çevirdiğinde sevdiği kadının da ona baktığını fark etti. İkisi de birbirlerine gülümsediler. Ömrü boyunca bıkmadan izleyebileceği manzaralardandı kadının yüzü.

"Hadi oyun oynayalım!" dedi İzumi bulunduğu yerde oturur konuma gelirken söyledi.

"Ne oynayacağız bakalım?" dedi İtachi, o da yattığı yerden doğrulurken.

"Şimdi sana sorular soracağım ama cevapların sadece belirlediğimiz harfle olmak zorunda tamam mı?"

"Niye böyle bir şey yapıyoruz?"

"Eğlencesine işte, hadi lütfeeen?"

İzumi'nin güzel gözlerinden gelen nazik bakışları kıramadı İtachi.

"Tamam tamam, hangi harf?"

"Güzel! Bir dakika rastgele seçten bakıyorum...

 'O' harfi."

"Hallederiz."

"Başlıyorum o zaman?"

"Hotri meydan."

İzumi boğazını temizledi ve söze başladı:

"Öncelikle hoş geldiniz!"

"Olduğumuz, bulunduğumuz ortamda siz olunca hoş olmamak mümkün değil."

İzumi sevgilisinin sözleriyle utangaç bir gülümseme sundu. Her an her dakika, ne vaziyette olursa olsun nasıl yürüyebiliyordu acaba?

"Adınız?"

"Osman."

İkisi de gülmemek için kendilerini sıkıyorlardı ama daha başlangıçta gülemezlerdi.

"Hmm, peki Osman Bey nerelisiniz?"

"Orduluyum."

"Woah, en çok nesini seversiniz Ordu'nun?"

"Oraların fındıkları pek güzel oluyor çok severim yani."

Coğrafyasının iyi olması işine gelmişti, yoksa nereden bilsin elin Konohalısı Ordu'yu?

(Türkiye globaldir, lütfen...)

"Peki, hangi üniversiteden mezunsunuz?"

İzumi, sınırları zorlayıp pes ettirmek için elinden geleni yapıyordu. Ama İtachi, bu yarışmadan galibiyet almadan ayrılmazdı; kazanmadan bir şeyi bırakamamak onun kanında vardı.

"Oxford mezunuyum."

"Vay, baya zekisiniz o zaman?"

"Ow ow ow ow, duymamış olayım lütfen, elbette! Tüm Uchihaların şaşırtıcı derecede üstün bir zekası vardır."

"Anlıyorum... En sevdiğiniz ders nedir peki?"

"Organik Kimya."

"Allah Allah, ben biyokimya olduğunu sanıyordum ama?"

"Ohooooo İzumi Hanım daha sevgilinizin en sevdiği dersi bilmiyorsanız işimiz çok."

"Haklısınız tabii. En sevdiğiniz şarkı peki?"

"Oyunbozan, mor ve ötesi'nin şarkısı. Öneririm, çok güzel şarkıdır."

"Son soru. Medeni hâliniz nedir?"

"Olağanüstü güzellikte bir sevgilim var onunla evleneceğim ama şimdilik bekârım."

İzumi, açık ara kazanan sevgilisine karşılık ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı. Kabul etmeliydi, güzel oynamış ve hakkıyla kazanmıştı. Tokalaşmak için elini uzattı:

"Kabul etmeliyim, güzel oynadın."

İtachi de elini uzattı ve tokalaştılar. "Eee benim ödülüm ne olacak?" dedi İtachi meraklı bir ses tonuyla.

"Bilmem, ne olsun istersen...

Abartmadan."

İtachi'nin yüzünde muzip bir sırıtma oluştu. "O zaman..." Elini İzumi'nin yanağına koydu. "Seni öpmemde bir sakınca yoktur umarım?"

İzumi de yüzlerini yakınlaştırdı. "Olduğunu sanmıyorum."

Bunun üzerine iki âşığın dudakları, hafifçe esen bahar meltemiyle beraber buluştu.

Aşkın Kimyası ~İtaİzu~حيث تعيش القصص. اكتشف الآن