Küçük Sorunlar - 11. Bölüm

7.1K 400 83
                                    

BUGÜN

Ece ve Yusuf, sanki bu eve ilk defa geliyormuş gibi heyecanlı ve gerginlerdi. Çünkü bir çift olarak ilk defa geliyorlardı. Bugüne kadar hep ayrı ayrı gelmişlerdi... Ve bir de Yusuf'ta ayrı bir gerginlik vardı. Abisinden azar yedikten sonra abisini ilk defa görecekti ...

Ece zile bastıktan sonra bir ileri bir geri sallanarak beklemeye başladı. Yusuf da elindeki baklava ve şöbiyet kutularına sanki biri gelip çalacakmış gibi sıkı sıkı sarılmıştı. Ece ev hediyesi alalım demişti ama Yusuf hemen karşı çıkarak "İlk defa ziyarete gitmiyoruz, yemeğe gidiyoruz, baklava alalım!" diye cevap vermişti ağzının suları akarak. Sonuç olarak, hem şöbiyet, hem de baklava almışlardı. Ece pek emin değildi. Ama Yusuf ısrarla Sedef'in bu hediye karşısında kendini kaybedeceğini söylüyordu. En sonunda Yusuf'a güvenmek zorunda kalmıştı.

Kapı açıldığında Sedef otuz iki diş sırıtarak elinde nevale tutuyordu. "Hoş geldinizzz!" derken neşeyle kardeşine ve kayınbiraderine baktı.

"Hoş bulduk yenge, nasılsın?" Yusuf aynı neşeyle Sedef'in selamına karşılık verirken Sedef'in karnına elini koydu. Eğilip kulağını dayadı sonra. O sırada mutfaktan çıkan ve Yusuf'un yaptığına şahit olan Mehmet "Oğlum benim hareketlerimi niye sen yapıyorsun? Ayrıca üç aylık çocuktan nasıl bir ses duymayı bekliyorsun ayıptır sorması?" dedi alayla. Bu sırada Sedef ve Ece, aralarındaki Yusuf'u, karınlarıyla ezmek suretiyle selamlaşıp öpüştüler. Mehmet'in sözleri üzerine kıkırdadılar.

"Doğsun bir an önce ya, çok sabırsızlanıyorum ben. İlk defa amca olacağım, çok merak ediyorum."

Başını yengesinin karnından kaldırdığında Sedef'le de selamlaşıp öpüştüler. Neyse ki abisinin keyfi yerindeydi, şakalar falan yapıyordu... Kendisine tavırlı olmasından çok ürkmüştü Yusuf.

Aşık ikili, Mehmet'le de selamlaştıktan sonra; Yusuf elindeki poşeti uzatarak "Çam sakızı çoban armağanı..." dedi Sedef'e bakarak. Sedef poşetin üzerindeki yazıyı görür görmez heyecanlandı.

"Yoksaaa... Yoksa baklava mı aldınız Yusuf??? Aman Tanrım Mehmet baklava almışlar!!!" diye sevinçle bağırdı poşeti kabul ederken.

Yusuf kıkırdayarak Ece'ye doğru eğildi. "Sana dememiş miydim ben?" diye fısıldadı.

"Yenge dayanamadım şöbiyet de aldım. İçi kaymaklı..."

Sedef utanmasa sevinçten çığlık atacaktı. Bir anda kutuları görünce inanılmaz canı çekmişti. "Şöbiyet mii??!! Of ben hemen bir tane yiyeceğim kusura bakmayın." Diyerek mutfağa daldı. Mehmet gülerek onun arkasından baktı.

"Siz geçin salona, biz de mutfaktakileri alıp geliyoruz."

"Yardım edilecek bir şey yok mu abi?"

"Yok yok, sofra hazır zaten."

Yusuf Ece'ye öncelik tanıdı. Salona doğru ilerlediler. Televizyonda bir müzik kanalı açıktı ve doksanlardan kalma bir Türkçe pop şarkısı çalıyordu. Yusuf ağzının suları akarak sofraya bakmaktan kendini alamadı. Ece ise sanki ilk defa geliyormuş gibi etrafa bi göz gezdirdi. Tabii ki de evde çok fazla fotoğraf vardı. Çoğunda da Mehmet'le Sedef baş başa çekilmişti. Ağırbaşlı, klasik evli bir çift evinden ziyade, retro ve modern bir genç eviydi burası. Kanepeleri göz almayan, koyu bir kırmızıydı. Siyah bir sehpaları vardı. Zaten salona da daha çok siyah, beyaz ve kırmızı renkleri hakimdi. Ece Sedeflerin evini baya beğeniyordu.

Televizyonun karşısındaki en geniş koltuğa oturdular yan yana. Yusuf yanındaki küçük zigonların üzerinde duran fotoğrafı eline aldı. Eylül ayında yaptıkları esas kalabalık düğünün ardından Barcelona'ya gitmişlerdi abisi ve Sedef. Herhalde balayına gidip, maça giden tek çift onlardı... İkisinin de üzerinde Barcelona forması ve atkısı vardı, Barcelona - Granada maçından sonra çekilmiş bir fotoğraftı Yusuf'un elindeki. İkisinin de elleri 2-0 işareti yapıyordu.

BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin