Hiç Sevmemiş Beni - 53. Bölüm

5.4K 431 199
                                    

BUGÜN

Rakı bardağını masanın üzerine bırakıp aynada tekrar kendisine baktı. Bugün giyimine, makyajına ve saçına baya özenmişti. Tabii kendi tarzı içerisinde bir özenme göstermişti. En azından adam gibi makyaj yapınca suratına renk gelmişti.

Tam dört gündür Altuğ ile konuşmuyordu.

O olaydan sonra Altuğ defalarca aramıştı. Hiçbirini açmamıştı Ezgi. Hala o kadar kalbi kırıktı ki... Her seferinde "Tamam bu sefer saçmalamayacağım, onun mutluluğunu, başarısını kıskanmayacağım, bu çok gereksiz, gidip onunla konuşup özür dileyeceğim" dediğinde aynı manzarayla karşılaşıyordu. Altuğ'u her zaman olduğundan daha mutlu ve rahat görünce gene her şey başa dönüyor, Ezgi gene çileden çıkıyordu. Hele bu sonuncusunda Ezgi'yi adam gibi bir kez bile arayıp sormazken, Pelin'le o şekilde yan gelip yatarak içki içmesi artık delirtmişti Ezgi'yi.

Altuğ'la konuşması gerektiğinin farkındaydı aslında. Ama bu sefer özür dileme gibi bir niyeti kalmamıştı artık. Konuşunca ne olacağını da bilmiyordu. Onu kaybetmek istemiyordu çünkü hala deli gibi seviyordu. Tüm bu olanlara rağmen aşıktı Altuğ'a. Ama sanki Altuğ artık aşık değildi...

Belki de hiç olmamıştı?

"Vaay, güzellik n'aber?" Çakıl sırtında çantasıyla kulise girip kapıyı kapattı ve kilitledi. Ezgi'nin yanağına öpücük bıraktıktan sonra kendini koltuğa bıraktı.

"İyi olmaya çalışıyoruz diyelim, sen nasılsın?" diye sordu Ezgi Çakıl'dan tarafa döndü. Zıplayıp masaya oturdu ve rakı bardağını eline aldı.

"Ben iyiyim valla. Mezun olmayı başarıyorum çünkü sonunda. Tabii sen yaz okuluna kalan derslerim yokmuş gibi davran..."

Aralarında sessizlik olunca Çakıl gözlerini bir süre kucağındaki bardağına bakan Ezgi'ye dikti.

"Altuğ'la aranız hala bozuk mu?" diye sordu sessizce. Ezgi de yavaşça evet anlamında başını salladı.

"Daha kötü hatta... Geçen gün Ufuk'un partisinde bildiğin yalnız başımaydım... Altuğ Bey Pelin'le ve kardeşimle absinthe keyfi yaparken, ben orada bunalım bunalım oturuyordum. Haksız mıyım Çakıl ya? Burak sen mutsuzken hiç seni böyle seni bi başına bıraktı mı?"

Çakıl hayır anlamında başını salladı.

"Ben o Pelin'den çok kıllanıyorum yalnız Ezgi. Altuğ'u bilemeyeceğim de, sanki bizim yüzümüze gülüp arkamızdan iş çeviriyor. Sürekli Altuğ'la beraber ya, inanamazsın ama ne zaman arasam ya onunla ilgili bir iş yapıyor, ya da onunla beraber. Bu akşam da check-in yapmışlar beraber Sushi-Co'ya. Nasıl izin veriyorsun anlamıyorum. Burak yapsa aynı şeyi, kıyameti koparırım ben."

Ezgi hışımla başını kaldırıp Çakıl'a baktı. Bundan haberi yoktu. Az önce Facebook'una baktığında check-in falan görmemişti o. Hemen zıplayarak oturduğu yerden inip çantasından telefonunu çıkardı.

Pelin'in profiline girip baktı. Hala göremiyordu. "İyi de ben göremiyorum, bu akşam olduğuna emin misin?" diye sordu Ezgi. Çakıl oturduğu yerden kalkıp Ezgi'nin yanına geldi. Telefon ekranına bakarken şaşkınca gözleri büyüdü. "A—a!.. Nasıl ya? Bir saniye..." dedikten sonra kendi telefonunu çıkardı cebinden. Zaten açık olan Facebook sayfasını açtı ve hiç Pelin'in profiline bile girmeden ana sayfasındaki check-in'i Ezgi'ye gösterdi. Kırk beş dakika önce yapılmıştı. Altuğ Kılıçtar ve Pelin Kıran Nişantaşı Sushi-Co'da görünüyorlardı.

Ezgi Çakıl'ın telefonunun ekranına öylece boş gözlerle bakarken Çakıl "Sende çıkmaması çok saçma... Altuğ seni silmedi değil mi? Hani silse bile—" dedi. Fakat Ezgi onun sözünü kesti. "Ben onun neden görünmediğini biliyorum Çakıl." diyerek telefonunun rehberine girdi. Çakıl ona meraklı gözlerle bakarken Ezgi Altuğ'un numarasını bulup onu aradı.

BİTMEYEN AŞK ESKİZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin