Seonmul "Hediye"

1.4K 62 2
                                    

Tae sabah uyandığında bütün bedeninin halsiz  olduğunu hissetti. Kolunu kımıldatacak gücü kendinde bulamıyordu. Sanki felç geçirmiş gibiydi. Hemen yanında uyuyan Namjoon'u dürtmek istedi bunu da yapamayınca "Namjoon" diye seslendi. Bir iki defa kıpırdayınca uyandı Namjoon. Alfa hayretler içinde vitaya baktı. Üst vücudu morluk içerisindeydi. Dün gece... yine de bu kadar iz kalması normal değildi.
"Hareket edemiyorum" dedi vita. Alfa hemen toparlandı banyoya gitti. Önce kendini yıkadı sonra suyu ayarlayıp odaya geri döndü. Vitayı dikkatli bir şekilde kaldırıp banyoya götürdü. Tae hala hareket edemiyordu. Hızlıca giyinip evden çıktılar. Namjoon kucağında Tae ile hastaneye girdi her zaman geldikleri doktorun yanına vardılar. Namjoon odadan dışarı çıkarken "onlara söyleme" demişti Tae.

Doktorları Minho Tae' nin en son gelişinden sonra birkaç araştırma yapmıştı. Hiçbir sonuç alamayınca eski kaynakları taramıştı. Vita' nın ortaya çıkan durumu kaynaklardaki efsanenin gerçek olduğunu kanıtlıyordu. Vitaya önce serum vermişti. Vitaminleri ise sırayla seruma enjekte etmişti. Bu durum birkaç gün daha vitanın iyi olmasını sağlayabilirdi. Sonrası felaketti...

Tae' nin hastaneye gelişinin ardından tam 12 saat geçmişti. Bu süreçte Namjoon onun yanında olmuş sürekli elini tutmuştu. Jimin ve Jungkook sürekli aramışlardı. Alfa ne diyeceğini bilmediği için telefonu açmamıştı. Tekrar telefon çaldığında telefonun kendi telefonu olduğunu görünce baktı Jungkook' tu. Derin bir nefes aldı.
"Alo" "Hyung neredesiniz sizi çok merak ettik." "Şey şey oldu?" Alfa ne diyeceğini bilemedi. Telefonu kulağından çekip elinde sıktı. "Tae' nin oraya gidiyoruz" dedi. Alfa korkuyla "Hayır Jungkook!" diye bağırdı. "Ben kızgınlığa girdim de biz şey anlarsın ya müsait değiliz." dedi. Telefon suratına kapatılmıştı.

Jungkook ve Jimin sabah ilk saatlerden beri hazırlık yapıyorlardı. Çünkü bugün Tae onlara gelecekti. Alışveriş yapmışlar, yemekleri hazırlamış güzel bir film seçmişlerdi. Saatin öğleyi geçmesiyle iki genç Tae'yi aramışlardı ama ona ulaşamıyorlardı. "Vitaya yardım et." Kurdu ona seslenince kötü bir şey olduğunu anlayıp arabaya binmişlerdi. Yoldayken  Namjoon' u arayan Jungkook alfanın sözleriyle hayal kırıklığına uğramıştı. Hoparlör açık olduğu için bütün konuşmaları Jimin' de duymuştu. İki genç hiç konuşmadan tekrar evin yolunu tutmuştu. Eve girdiklerinde Jungkook dayanamayıp etrafı dağıtmaya başlamıştı. Bagırmaları hırlamaya dönmüştü. Kurdu çok acı çekiyordu. Üstelik onu suçluyordu. Kurdu susmayınca ve etrafta kırılacak bir şey kalmayınca dizlerinin üzerine düştü delta. Nefes alamıyordu hıçkırıkları buna izin vermiyordu. Jimin çok korkmuştu geçen geceki kötü anlar aklına gelmişti yine de sakince deltanın yanına vardı. Kollarının yettiği kadar sarıldı deltaya. Aradan birkaç saat geçince Jungkook Jimin'in yanaklarını avuçladı. "Onu da istiyorum." dedi. "Jimin gerçekten kalbim çok ağrıyor bir de kurdum sürekli bana zarar veriyor." dedi. Jimin bazen Jungkook' un kalbini tutup iki büklüm oluşlarını hatırladı. "Seni çok seviyorum. Seninle geçirdiğim her an çok güzel ama kurdum.." seslice yine ağlamaya başlayınca Jimin' in boynuna gömdü yüzünü. "Çok ağrıyor Jimin" kalbini gösterdi.

Tae uyanıp kendine gelince doktor Namjoon' u da odaya davet etti. Odayı sessizlik kaplayınca doktor konuşmaya başladı. "Bay Kim hastalığınızın sebebini bilmiyorum. Çünkü fiziksel değil fakat... Evet günümüzü düşündüğünüzde bu çok saçma gelebilir ama vitalar..." derince off çekti doktor nereden başlayacağını bilmediği için konunun ortasından giriş yapmıştı. "Onlar özeller. Bazen reankaerne olurken eski vitaların ruhunu da taşıyabilirler. Bundan yüzyıllar önce bir vita adı "seonmul". O yüzyılda deltanın bir vitası varmış. O yüzyıldaki delta çok iyi biriymiş. Açları doyurur, kadınları ve çocukları sever onları hep korurmuş. Herkese yardım eder kimsesizleri ev bark sahibi yaparmış. Bir gün delta bir nehir kenarında dolaşırken Tanrı ona denizden bir hediye göndermiş. Bu hediye bir vita yani eşmiş. Eşini yani diğer vitasını çok seven delta bu hediyeyi kabul etmemiş ve evine dönmüş. İçi içini yerken bir gün gecmis iki gün geçmiş ve Seonmul' ün birkaç alfa tarafından tecavüz edildiğini duymuş. Olanları  diğer vitaya yani eşine anlatmış. Eşi bu duruma çok üzülmüş ve deltayı terk etmiş. Vita Seonmul' ü bulmuş ve onunla yaşamaya başlamışlar. Hayat üçü için çok zor acılar içerisinde geçmiş ve üçü de bir seher vakti evlerinde ölü bulunmuşlar.
Tae bu efsaneyi üzüntüyle dinlemiş. Bu yüzyılda senin yaşında olan bir vita bir de delta var. Deltadan ayrı kaldığın başkalarıyla birlikte olduğun için kehanet böyle devam ediyor. Bu ilaçlar seni birkaç hafta daha ayakta tutar. Sonrası üzgünüm ama ölüm..." dedi doktor. Alfa gözyaşları içerisinde dinlemişti efsaneyi. Dün gece Tae' den çok etkilenmiş hatta ondan hoşlanmıştı. Şimdi ise bu haber onu delirtiyordu.

Tae sessizdi çünkü kurdu ilk defa susmuş köşesine çekilmişti. Şimdi daha iyi anlıyordu kurdunu. Bir tarafı gurur yaparken bir tarafı deltayı sürekli istemişti. Peki şimdi ne olacaktı?
Ölüm mü gurur mu kazanacaktı...

Sonsuz AşkOnde as histórias ganham vida. Descobre agora