15

902 98 14
                                    

2 hafta sonra.

taehyung.

Jennie'yi görmeyeli iki hafta olmuştu. İki hafta önce gitmişlerdi. Keşke birkaç gün kalsalardı ama okulları olduğu için kalamadılar.

Gitmeden önce onunla konuşmaya çalışsam da beni pek kaale almamıştı. Haklıydı. Ben olsam ben de almazdım.

Jimin bunu görünce onunla konuşacağını söylemiş ve kendimi üzmemem konusunda uyarmıştı beni. Jimin'e teşekkür etmiştim fakat onun konuşmasıyla olacak bir şey değildi bu.

Jennie ve benim adam akıllı oturup konuşmamız lazımdı ama maalesef o, beni dinlemek istemiyordu. Dinlese bile söylediklerime de inanmıyordu. İnanmadığı için onu suçlayamazdım. Zaten tüm suç benimdi. İnanmaması da gayet normaldi.

Tabii bunun yanında iyi olan bir şeyler de vardı.

Jungkook ve Jimin anlaşıyordu artık. Bunun nedeni de Lalisa'ydı tabii. Jungkook, Lalisa'dan hoşlandığı için Jimin'e kötü davranamıyordu. Çok haz etmiyordu ama iyi davranmaya çalışıyordu. Hepsini Lalisa için yaptığı belliydi.

İkinci olan ise Jimin ve Chaeyoung'du. İkisi arasında zaten bir elektrik vardı. Bu iki hafta içinde daha çok yakınlaşmışlardı. Sanırım flört gibi bir şeylerdi.

Jungkook bunun farkında ama Lalisa'dan ötürü Jimin'e bir şey demiyordu. Sanırım bu iki hafta içinde bizim için en komik olaylardan biriydi.

"Taehyung!"

Jimin'in sesi ile düşüncelerimden sıyrılıp koltuktan kalktım. Kaç dakikadır oturuyordum bilmiyorum. Dalmış olmalıydım.

"Efendim Jimin?" deyip geri seslendim.

"Çamaşırları çıkardım. Rica etsem asar mısın? Annemle konuşmam gerekiyor da. Bulaşık makinesini ben boşaltırım sonra."

Kafamı salladım. "Tamam, yaparım. Bulaşık makinesini de boşaltırım. Böyle şeylerde çekinme, Jimin. Sen konuş annenle. Hallederim." dediğimde gülümsedi. "Teşekkür ederim, Taehyung. Söz veriyorum yarın yemekleri ben yapacağım!"

"Hayır demem. Güzel yemek yapıyorsun." deyip güldüğümde gülüşüme karşılık verdi.

Telefonunu alıp koltuğa otururken ben de yere bıraktığı çamaşır selesini alıp balkona çıktım. Çok çamaşır yoktu. Hemen asabilirdim.

Rastgele bir eşyayı alıp astım. Devamını da asarken yukarıdan Yoongi seslendi. "Lan Taehyung!"

Kafamı uzattım. "Ne var?"

Elindeki yumurtayı aşağıya atar gibi yaptı. "Kibar ol lan. Atarım yumurtayı kafana ha!"

"Kes Yoongi de ne istediğini söyle."

Gülümsedi. "Kanka bir tane tuvalet kağıdı versene."

"Amına koyayım sizin yok mu tuvalet kağıdınız? İki günde bir istiyorsunuz lan!"

"Ne yapalım abi? Sıçmayalım mı? Onu mu istiyorsun be!" deyip bağırdığında göz devirdim. Bunlar benim başıma belaydı, bela.

"Tamam lan tamam. Getiriyorum." deyip içeri girdim.

Banyoya gidip bir tane tuvalet kağıdı aldım. Yoongiler'e vere vere bitmişti. Yakında götümüzü silecek peçetemiz kalmayacaktı.

Balkona geri girip bağırdım. "Uzat lan sepeti. Koyacağım."

Sepeti uzattığında içine koydum. "Bittiğinde benden istemeyin. Bakın ne olur." dedim yalvararak.

"Alt tarafı peçete istedik. Ne cimri çıktın be! İnsan yapar mı bunu kardeşine? Ayıp lan ayıp!"

student apartmentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin