17. Bölüm: Kaçırılan

72 38 209
                                    


Kemal abi "Bakın kızlar, siz tehlikedeyken bunu onaylamanız doğru olmaz. Ezgi iki kere kaçırılmaya çalışıldı... Büyük tehlikedesiniz ve hala bunun kimin yaptığını bilmiyoruz. İşler kötüye gidiyor, Kuzey kralı bile bilmediğini söyledi..."

İşler zaten hiçbir zaman iyiye gitmezdi. Çiğdem ellerini öylesine sallayarak konuşmaya başladı.

"Kemal bunu iptal edemeyiz. ülke uzun zamandır bu festivali bekliyor."

Oturduğum sandalyeden etrafa baktım. Geniş bir toplantı odasında dokuz kişi toplantı yapacaktık fakat daha henüz üç kişiydik. Diğer vezirler sonra gelecekti. Her zamanki kuruldu işte, Diye söylendim. Uzun masaya ve masanın üstündeki özenli hazırlıklara bakarken. Bu müzik festivalinin onaylamak gerçekten iyi bir fikrimi diye düşünüyordum.

Ama Çiğdem haklıydı. Halkımız ve saray halkı bile uzun zamandır bu günü dört gözle bekliyorlardı. Annemin en sevdiği festivalmiş... Bu yüzden babam, ne kadar zorluk çıksa da her sene mutlaka bu festivali düzenlerdi. Bizde şimdi öyle yapmalıydık... Pekala işler bizim açımızdan çokta iyi değildi. Her an ölümle burun burunaydık. Ama bir kraliyet üyesi, her zaman canıyla burun burunadır.

Kapı çalındı ve vezirler içeriye alındı, hepsi Çiğdem ve bana selam verip etrafa oturmaya başladılar. Özetle, sayamayacağım kadar yeterlilik testinden geçip, bu üyelerden biri olmaya hak kazanmışlardı. Sadece kendi alanlarını değil, gerekli birçok alanda kendilerini bir seviyeye kadar getirmişlerdi. Çünkü baş vezirimiz ölürse, Ki bunu düşünmek midemi alt üst yapıyordu. Onlardan biri baş vezir olacaktı. Yani bizim en yakınımız. Bu yüzden herhangi bir acil durumda bizi korumak yada olayı ele almak için her konuda 'yeterli' olmalıydı. Herkesin saygı duyduğu ve gıpta ettiği bu mükemmel kişiliklerin isimlerini bilin bakalım kim bilmiyordu.

Onlar etrafa otururken etrafa baktım, bu odayı seviyordum. Her yerinde devasa kocaman cam pencereler vardı. Kocaman ahşap uzun bir masa. Oda, sona doğru beşgenleşip, kış bahçesi duvarları gibi bir hal alıyordu. Kapısıda bir hayli kalındı, iki asker bu kapıları güçlükle açıyorlardı.

Kemal abi "Prensesler lütfen tekrar düşünün... Bu festivali düzenlemek çok tehlikeli."

İşler büyüyünce, elbette vezirleri söylemiştik. Biliyorlardı, peki halk biliyor muydu; tahmin ediyorlardı elbette. Ama tamamen bilmiyorlardı.

Vezirlerden biri "Katılıyorum. Hayatınız söz konusuyken festivali yapmak uygun bir fikir değil prensesler ."

Başkası "Bunu... Olaylar düzeldikten sonraki bir tarihe atabiliriz. Halkımız, pekala sizi anlar. "

Diğeri "Ben böyle düşünmüyorum, prensesler. Güvenlik tedbirlerini alabiliriz. Babanız her koşulda bu festivali layığı ile düzenlemiştir. Bu yüzden bu halkta bir güvensizlik problemine yol açabilir. Zaten şu anda oldukça endişeliler ve bu onları iyice endişelendirebilir. Bir kaos şu an ihtiyaç duyulan son şey."

Öbürü "Evet prensesler, bir ayaklanma veya devletlerin sızması için ideal bir güvensizlik oluşturmak istemeyiz. İpler, Berat'ın ihaneti ve olanlar yüzünden zaten oldukça gergin."

Kemal abi biraz sinirlenmişti "Pekala fakat burada önceliğimiz prenseslerin güvenliği olmalı... Onların hayatını tehlikeye atacak bir şey yapamayız. Onlar veliaht!"

Küçükken, bu toplantılardan nefret ederdim. Bir sürü insan atışıyordu... Hızlıca bir karar almak imkansızdı. Onları dinlemek zorundaydık. Hayatlarımız için tartışan bu adamları kulak arkası etmek istemem, kötü görünüyor olabilirdi. Yine de bitmek bilmeyen uzun toplantılar atışmalar, bazıları günlerce uzuyordu. Hiç sevmiyordum! Çiğdeme baktım. O ise herkesi dikkatle dinliyordu.

Kaplidio Efsanesi:1 (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin