MÜZMİN JÖNLER KONSEYİ 2: STARZİNG AKADEMİ

18- İYİ Kİ DOĞDUN KAY

12 Ekim Cuma

Müzmin Jönler'in kendileri gibi olabildikleri bir zaman varsa, o da özel günlerdir. Bugün de, Kay'in doğum günüydü. On yedi yaşına son basan Müzmin Jön.

Haftaları boş geçmişti. Bunu dinlenme fırsatı olarak kullanırken çalışmayı da ihmal etmemişlerdi. Haftanın sonunda, artık o gün gelmişti. Kay bu sene, geçen seneki gibi özel bir şey istemediğini özellikle belirtse de, arkadaşlarından her şeyi beklerdi.

"İYİ Kİ DOĞDUN!" 

Yataktan bu nidalarla kaldırılmayı zaten bekliyordu, ancak bu sefer yatakta değildi. En azından tam olarak. Çünkü yatak uçuyordu. Kay tam yere düşecekken minik bir çığlık attı. Ardından güldü "Siz deli misiniz?"

Konfetiler, sihirli yazılar ve patlayan süsler yatağının yörüngesinde dönüyordu. "Sevmedin mi?" Diye seslendi Heather aşağıdan. Kay güldü "Bayıldım."

Kahvaltıya indiğinde, apayrı bir sürprizle karşılaştı. Riley, Michelle ve Chase tarafından hazırlanmış olan özel doğum günü sepeti. Çilekli pankekler, omletler, kekler, kremalar, iyi ki doğdun süsleri, dahası da dahası... Chase'in büyülediği bir pasta süsü, tüm kahvaltı saati boyunca hiç susmadan "Doğum Günün Kutlu Olsun." Şarkısını söylemişti.

"Dersleri asalım mı?" Demişti açık havaya çıktıklarında Kay, yüzünde muzip bir sırıtış.

"Aksini düşünüyor muydun ki tatlım?" Leo'nun yanıtı epey açıklayıcı ve tatmin ediciydi.

Okuldan kaçıp sokağa çıkmışlardı "Ne istiyorsun?" Demişti Louis. Kay iç çekip düşündü "Biliyor musun? İstediğim her şeyi yaptım."

"Her şeyi?" Derken inanmıyor gibiydi Heather.

"Evet." Dedi Kay "Tüm isteklerimi gerçekleştirmiştiniz."

"Hadi ama." Dedi Leo "Okuldan kaçtık ve hiçbir şey yapmayacak mıyız?"

"Ne zaman bu kadar sıkıcılaştın Kay?" Diye ekledi White "En eğlenceli fikirler hep senden çıkardı."

Kay alınmış gibi duraksadı. Yüzünde beliren minik bir sırıtışla dördü de hazır pozisyona geçip dikleşti "Anneme doğum günümü hatırlatalım mı?"

İlk önce pastacıya uğradılar. Pastacıdan aldıkları bir avuç kremayı White büyü sayesinde çoğalttı. Fazla çoğalttı. Ardından, Kay'in yatağını uçurmak için kullandığı büyüyü kullandı. Kremaları uçurdu ve doğrudan eve gönderdi. Sokağın aşağısında gizlenmiş beşli kahkahalarını tutarken beklediler. Bir anda evde bağırışlar duyuldu. Hizmetçiler koşuşturmaya başladı. Camları kapattılar. Kadın dışarı çıktı. Kremayla kaplı peruğuyla görünüşü, Kay'in kendini yerlere atarak gülmesine sebebiyet verdi.

Okul çıkışı saatine kadar kaykay sürdüler, sıkılıp limana indiler. Limandaki gemilerden birine gizlice girdiler. Heather, Kay'in omzuna çıkıp ufka baktı. Louis direklerden birine tutundu ve bağırdı "Ben Prens Turner! Gemimle Güney Krallığına gideceğim!"

Kay hızla adımlarla oğlanın olduğu yere çıktı "Ve ben de korsan Snyder, gemini batıracağım!"

"Öyle mi?" Diyip kızın üstüne yürüdü ve güvertede kovalamaca başladı. Gözetleme kulesinden manzarayı izleyen Leo bağırmaya başladı "Doğu Krallığının gemileri geliyor! Limana çıkmalarına izin vermeyin! Sen sarı olan, topları hazırla. Siz ikiniz, koşuşturmayı kesin. Kıvırcık, değneğin bir işe yarasın. Hadi, hadi, hadi, kıçlarını tekmeleyelim!"

Kay kovalara takılıp düştü, Louis de üstüne kapaklandı. Karnından bir kahkaha atarken geminin sahibinin gelmesiyle hızla ayağa kalkıp toparlandılar. Gemiden kovulup bir başkasına bindiler. Neyse ki onun sahibi daha tatlıydı. Gözetleme kulesine ilk çıkan kim olacak yarışı yaptılar, en sağlam düğümü kimin atacağı konusunda yarıştılar, dürbünle ufku gözetlediler.