ÖZEL BÖLÜM 2

24 3 0
                                    

6 Ay Önce

Tarih önemli değil, henüz Müzmin Jönler birlikte. Önemli olan tek şey yazın sıcak güneşi altındaki beşlinin mutlu olması. Leo bahçenin bir köşesinde Chase ile ejderhaya sahip çıkmaya çalışıyor, Heather da onları resmediyordu ve White da henüz akademiye gitmemiş, Kara Leydiler'e göndereceği belgeleri düzenliyordu. Alice mutfakta hazırladığı tabağı onlara götürürken bacaklarının arasından sürünüp geçen yavru ejderha yüzünden neredeyse düşüyordu "Leo, Chase; çocuğunuzu ayağımın altından alabilir misiniz?"

Chase gülerken Leo ejderhayı zapt etti. "Aww, Chase, çocuğumuz dedi."

"Duydum Leo."

Leo gözünde parıltıyla konuştu "Çok tatlıydı!" 

O sırada kahve rengi içindeki adam Benedict, bahçeye girdi. "Hoş geldin." Dedi Alice ona. "Hoş buldum." Diye karşılık verdi. Adam gözlerini bahçede şöyle bir gezdirdi "Çocuklara yiyecek içecek hazırlamış olan hamarat annemiz, ejderha peşinden koşan karı koca, resim çizen sarışın ve yine çok ciddi bir işle uğraşan kıvırcık..." diye saydı hepsini "Benim muhtemelen Ganelle çalışıyor olması gereken yetenekli kızımla senin aylak, işe yaramaz, ileri zekâ oğlun nerede?"

Alice gözlerini birkaç saniyeliğine eve çevirdikten sonra mütevazı bir gülümseme takınmaya çalışarak "Şey," dedi "Senin yetenekli kızın ve benim ileri zeka oğlumun içeride işleri var."

"İçeride işleri mi var?" Deyiverdi hemen. "O da ne demek?"

"Bence açmamı istemezsin." Dedi Alice. Benedict başını belli belirsiz iki yana salladı "Sen ciddi değilsin. Arkada Ganelle çalışıyor değil mi? Arkada Ganelle çalıştıklarını söyle."

Alice dudaklarını birbirine bastırıp omuz silkti "Yalan söylememi istiyorsan tabii."

"Onları içeride yalnız mı bıraktın yani?" Diye çıkıştı kadına.

"Ne yapsaydım yani?"

"Yapman gerekeni yapıp onları da bahçeye gözünün önüne getirebilirdin."

Alice göz devirdi "Sonsuza dek onları birbirinden uzak tutamazsın." Benedict sinirle homurdandı "Bu çok rahatsız edici." Derken bakışlarını eve dikti.

İçeride, Louis'in odasındaydılar. Geniş yatağın üstünde, Kay de Louis'in üstündeydi. Ellerini oğlanın çenesini yerleştirmiş, dudakları da dudaklarındaydı. Uzun bir öpücükten sonra geri çekilip nefeslendiler. Louis onu belinden kavrayıp altına aldı. Bedenleri birbirine değerken nefesleri ve dilleri karışıyordu. Elini kızın vücudunda gezdirip bacaklarına indi. Bacaklarından yukarı tırmanırken eteğini yukarı kaldırdı. Kay de aynı anda oğlanın tişörtünü çıkarıyordu. Louis tişörtten kurtulduğu anda Kay'in gömleğinin düğmelerini açıp boynuna gömüldü. Kay tenindeki ıslak öpücükleri hissederken inledi. Elini Louis'in sırtında, saçlarında ve ensesinde gezdiriyordu. 

"Dur." Dedi bir anda. Louis durmayınca geri çekilmeye çalıştı "Dur." Dedi tekrardan.

"Ne?" Dedi Louis nefes nefese ve sabırsızca.

"Dövmene bakabilir miyim artık?" Diye sordu Kay.

Louis tekrardan Kay'in dudaklarına yönelirken "Bunun için mi böldün?" Diye söylendi. 

"Louis," dedi Kay ısrarla "Göster artık bana."

Louis geri çekildi "Merakının beni senden alıkoyması sinir bozucu ama haklısın." Arkasını döndü ve çıplak teninin üstünde, hemen ensesinde tek bir kelime yazılıydı.

Purus

Kay kelimeyi sesli bir şekilde okudu "Latincede saf, temiz demek." Dedi kaşlarını çatıp "Anlamadım."

Louis hayretle kıza döndü "Sakın bana isminin anlamını bilmediğini söyleme."

"Ne?" Dedi kız.

"Kay," dedi Louis "Kay saf ve temiz demek."

Kay şaşkınla baktı oğlana. "Olamaz," dedi "Bunu yaptırmış olamazsın."

Louis "Ama yaptırdım." Dedi. Bal rengi gözlerine gün ışığı vuruyordu. Aşkının onlara yansımasından gururluydu.

Kay'in suratındaki şaşkın ifade öylece kalakaldı. Louis bunu, Kay doğum gününde "Geleceğime beş parmakla tutunuyorum." Dövmesini yaptırdığı gün yaptırmıştı. O gün de dahil olmak üzere Kay'e asla göstermemişti. Sürekli görüp göremeyeceğinin Kay'e bağlı olduğunu söylemişti. 

Kay başını hafifçe iki yana salladı "Tanışalı daha iki ay olmuştu." Dedi "Beni bunu yaptıracak kadar sevmiyordun bile."

Louis bakışlarını yere dikip "Evet... ehm... şey." Dedi "Sana bir şey söyleyeceğim ama kızma."

Kay "Dinliyorum." Dedi.

Louis kıza baktı, sonra gözlerini kaçırdı, dudaklarını diliyle hafifçe ıslatıp sıkıntıyla nefes verdi. Kay "Söyle şunu Louis." Dedi. 

Louis "Ben hoşlandığım kızların adını dövme yaptırıyorum." Dedi.

Kay cevap vermeden öylece baktı "Sen- Ne?" Dedi en sonunda. "Anlamadım. Her hoşlandığın kızın mı?"

Louis suçunu kabullenircesine başını salladı. Kay kaşları çatılmışken sinirle soludu. Louis'den uzaklaşıp yatağın birleştiği duvara yaslandı.  Louis kızın yüzündeki derin düşüncelere dalmış, afallamış ifadeyi yakalayınca sırıtışına engel olamadı "Oradan bakınca çok mu sapık gibi göründüm?" Dedi.

Kay önce sadece oğlana baktı, cevap vermedi. Yüzündeki şaşkın ifadenin yerini öfke alırken "Evet." Dedi.

Louis kahkahayı patlattı "Kay," dedi gülüşünün arasında.

Kay ciddi ifadesinden ödün vermedi "Ne?" Dedi sert bir şekilde.

Louis "Şakaydı sadece, tabii ki yaptırmıyorum." Dedi.

Kay ona sokulmaya çalışan oğlanı ittirdi "Max'in adı da var mı orada? Ha?"

"Sen delisin, şakaydı diyorum." dedi Louis "Sadece senin adın var güzelim."

"Sana inanmıyorum."

"İyi," dedi Louis bir anda. Uzanıp değneğini aldı "Diğer dövmelerimi de görmek ister misin?"

Kay şaşkınlıkla oğlanın ona arkasını dönmesini izledi "Ciddi misin?"

"Evet, ciddiyim. Şimdi büyüyü kaldıracağım ve hepsi görünür hale gelecek." Dedi Louis.

Kay gözlerini kısıp "Tamam. Başka bir kız adı görürsem sen bittin Turner."

Louis sırıtırken büyüyü kaldırdı. Louis'in sırtında kocaman bir harita belirdi. Bu bir gökyüzü haritasıydı. Ayın beş evresi de sırayla dizilmişti. Altında romen rakamıyla 12 Eylül 2012, yani Müzmin Jönler'in kuruluş tarihi yazılıydı. Kay'in ismin hemen üstünde, onunkiyle iç içe geçmiş bir şekilde de "Müzmin Jönler Konseyi" yazıyordu.

Kay uzanıp elini oğlanın sırtında, dövmenin üstünde gezdirdi. "Bu," dedi "Bu çok güzel. Sen-" derken her şeyi anlayıp durdu "Sen o gün bu dövmeyi yaptırdın!"

Louis kahkaha atıp kendini yatağa bıraktı. Kay ona dönüp "Seni yalancı pislik!"

"Hey," dedi Louis "Her hoşlandığım kızın adını dövme yaptırmamı mı tercih ederdin?"

Kay onun dudaklarına uzanırken mırıldandı "Sen benden başkasından hoşlanamazsın ki."

Louis sırıttı "Bu doğru işte."

Kay "Benim adımı ne zaman yazdırdın peki?" Diye sordu.

Louis olduğu yerde doğruldu "Sacrum Dağındaki savaştan sonra." Dedi "Bir gece önce sana 'Yersiz cesaretinden hep yakındım ama aslında bu aşık olunası bir özelliğin' tarzı bir şey demiştim, hatırlıyor musun?"

Kay gülümserken kulaklarına kadar kızardı, tabii ki hatırlıyordu. Unutmazdı "Evet." Dedi.

Louis devam etti "Ertesi gün sen kaçırıldın ve ikinci kez seni kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu deneyimledim. Ancak bu sefer ellerimden kayıp giden o şey olmadan yaşamayacağımın farkındaydım. Hepimiz o dağdan sapsağlam çıkınca bunu yaptırmaya karar verdim. Çünkü tek bir hayatım vardı ve içinden sen çıkınca, geriye hiçbir şey kalmazdı."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 22, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MÜZMİN JÖNLER KONSEYİ 2: STARZİNG AKADEMİWhere stories live. Discover now