165.Bölüm

361K 18.2K 34.4K
                                    

Sevgili Maça Kızı 8 Ailesi,

Hepinizi çok seviyorum! 🐥💛🤗

Yorumlarda görüşürüz, kocaman sarıldım!

♠️

Bora'dan boşanmak istiyordum.

Sabahın kör saati olan 7'yi 13 geçe beni uyandırmış ve İstihbarat'a gitmek üzere evden çıkacağını söylemişti. Siyaha yakın renkte bir kot pantolon üzerine, siyah balıkçı yaka kazak giymişti. Saçları belki de biraz uzadığı için dağınık gözüküyordu ama bu maalesef kötü durmadığı gibi, olduğundan daha da seksi bir şekilde görünmesini sağlıyordu. Bu kadar seksi görünüyorken, benim kendisinin yanında olmamı istemesi gerekiyordu ve fakat ne yazıktı ki öyle bir niyeti yoktu. Ben ona sitem ederken beline silahını yerleştirmişti ve bu sırada ben karın kaslarını görmek zorunda kalmıştım. Uyanır uyanmaz gördüğüm manzaranın kusursuzluğuna rağmen, karakteri kusursuz değildi ve beni yanında istemiyordu. Bu beni daha da sinirlendirmişti. Bora ise beni en sonunda öperek susturmuş ve "Görüşürüz sevgilim..." demişti.

"Bora!" dedim hızla yataktan kalkarken. Durdu ve bana baktı. "Ben de geleceğim!" Kolundan çekiştirerek, yatak odamızın kapısını çıkamasın diye kapattım ve çatık kaşlarımın altındaki dik bakışlarımı yüzüne sabitledim. "Uyandım artık!"

"Tekrar uyuyabilirsin," dedi bir fikir veriyormuş gibi. "Sen bir saniye önce uyanıkken, bir saniye sonra uyuyabilme potansiyeline sahip birisin sevgilim."

"Uyandım artık!" dedim, itiraz dolu bir tonlamayla. "Uyandırmasaydın! Karın kasların uykumu açtı!" Bora kaşlarını çatıp ne demek istediğimi kavramaya çalışırken, yüzünde özgüveni yüksek bir gülümseme peyda olmuştu. "Uyandım artık! Sen uyandırdın! Uyandırmasaydın!"

"Uyandığında beni göremeyince, endişelenme diye haber verdim..." dedi. Yüzünde öyle bir ifade vardı ki muhtemelen kendine küfrediyordu ve çoktan beni uyandırdığına pişman olmuştu. "Ben her gitmek zorunda olduğumda seni uyandıracağım. Hep bunu mu yaşayacağız?"

"Hayır, sen beni bir daha uyandırmayacaksın!" diye kızdım. Saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdım. "İstemiyorum ya ben böyle bir şey! İcat çıkartma!"

"Tamam uyandırmam bir daha..." dedi gülümseyerek. "Hadi yat, uyu şimdi. Ne işin var ya senin İstihbarat'ta?!"

"İstihbarat belasını başına açan benim!" dedim öfkeyle. Aslında öfkem kendimeydi ama Bora, bu belayı başına açanın ben olduğumu akıl edemediği için öfkemin hedefi olmuştu. "O yüzden yaşadığın her zorlukta yanında olmak zorundayım!" Bana herhangi bir cevap vermesine fırsat kalmadan ona arkamı döndüm ve giyinme odasına doğru ilerledim. "Şimdi üzerimi değiştireceğim! Sonra elimi yüzümü yıkayacağım ve sen beni bekleyeceksin, hiçbir yere gitme!"

"Önce elini yüzünü yıkasan daha iyi olmaz mı?" diye sordu. Giyinme odasına girmeden durdum ve Bora'ya baktım. "Bir fikir sadece?"

"Olabilir," dedim. Banyoya doğru ilerledim. "Ama sakın bir yere gitme! Vallahi peşinden gelirim!"

Ellerini teslim olur gibi kaldırdı. "Bekliyorum," dedi. Banyoya girdim. Kapıyı kapatmadan evvel, "Aşağıda beklesem olur mu?!" diye seslendi.

"Olur! Ama bekle mutlaka!"

Yatak odasının kapısının da açılıp kapandığını duydum. Hızlıca elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım. Aslında o kadar çok uykum vardı ki... Ama Bora'yı yalnız bırakmak istemiyordum. Ne yaşarsa yaşasın elinden tuttuğumda, kötü düşüncelerinin dağılacağını biliyordum. Kara, ben yanındayken başlamadıysa bile ben yanındayken bitsin istiyordum. Kara'yı yok ettiğimi sandığım günlerde aslında Bora'yı yok etmiştim. Bu, her ne kadar o koşullarda olması gerekendiyse de şimdi hayatımızın içinde bir hata gibi asılı kalmıştı. Ve ben hatamı telafi edebilmek, koşulları değiştirebilmek için ne gerekiyorsa yapacaktım. Banyoda işlerimi hallettikten sonra balkona çıkıp havanın nasıl olduğuna baktım. Daha sonra da giyinme odasına geçtim ve antrasit kot üzerine, gri, salaş bir kazak giydim. Beyaz spor ayakkabılarımı giyerken, telefonuma Begüm'den mesaj gelmişti.

Maça Kızı 8Where stories live. Discover now