Uçurum! -BÖLÜM 3-

122 18 47
                                    

****
Derince bir nefes alıp Merih'e döndüm "özür dilerim" bana bakmasa da afalladığını fark etmiştim.

Yavaşça bana dönmüş " Neden özür diliyorsun" demişti sorar bakışlarla " Birazdan yapacaklarım için... " demiştim suçlu gözlerle

***

Hayatımda bu kadar çaresiz olduğumu hatırlayamıyorum. Laboratuvardan kaçmıştık hem de kimsenin daha önce kaçamadığı kadar uzağa kaçmıştık...

Ama sonuç değişmemişti, yine ellerindeydik...

Arkamızda metrelerce uzunlukta bir uçurum karşımızda ise ağır silahlı Labmanler vardı.

Kaçış yolumuz yoktu... Teslim olmaktan başka...

En azından hayatta kalırdık...

Uçurumdan atlarsak ise belki yüzde bir şansla ölmezdik...

Kalbim uçurumdan atla, ölseniz bile en azından masumları kurtarmış olursunuz derken,

Mantığım teslim olmamızı ve en azından hayatta kalmamızı söylüyordu...

Neyse ki mantığımı dinleyen biri değilim.

Son kez derin bir nefes alıp, Merih'i belinden kavrayarak aşağıya atladım.

Sonuçta yere düşüşümüzü yavaşlatsam yeter. Onu da yaparım herhalde ya.

Hızla aşağıya düşerken zihin gücümle bizi havada tutmayı ve böylece düşüşümüzü yavaşlatmayı deniyordum. Ama lanet eldivenler yüzünden bu iş olduğundan da daha zor!

Nadiren saniyelik de olsa bizi havada tutmayı başarsam da, bu hızımızı pekte yavaşlatmıyordu

Defalarca denedim...

Defalarca herkesi unutup odaklanmayı denedim...

Defalarca, defalarca ve defalarca...

Bizi ölümden kurtarmayı denedim ama tek yaptığım daha hızlı ve acılı bir ölüm oldu.

Kabullenmişlikle sızlıyan yüreğim gözyaşı olarak aktı benden.

Hızla yağan yağmur sinirlerimi bozarken

Bir kez daha denedim...

Hıçkırıklarımın arasından "özür dilerim" diye bağırdım sesimi duysun diye.

Yüzüne bakamadım, nefret dolu gözlerini görmek istemedim...

"Benden özür dilemeye hakkın yok Lavinya! Sadece derin bir nefes al ve bizi kurtar!" dedi. Suçlulukla gözlerimi ona çevirdim.

KAÇAK DENEKLERDonde viven las historias. Descúbrelo ahora