-4-Kendini Kandırmak

87 18 3
                                    


İnsan kandırırdı herkesi, her zaman yapardı bunu. Kimisi çıkarları için kimisi birilerini kayıp etmemek için. Peki insan kendini kandırır mıydı?

En çokta bunu yapardı insanlar, kendini kandırırdı. Sonunun kötü olacağını bile bile kendini kandırmak için 'her şey iyi olacak' derdi.

Jisung'da kendini kandırmıştı. Sargıları çıkmadan önce, kandırmıştı kendini. Daha sonrası için onun bile bir umudu yoktu.

___

"İstemiyorum dedim sana!"

Masada ki çiçeği yere atıp bir kez daha bağırdı Jisung.

"Gideceksin dedim sana! O okula tıpış tıpış gideceksin anladın mı"

"GİTMEYECEĞİM DEDİM ANNE KENDİ OKULUMDAN MEMNUNUM İŞTE SIRF SİZİN ARKADAŞLIĞINIZ İÇİN ZORBALAR İLE DOLU ZENGİN ZÜPPE ÇOCUKLARIN OLDUĞU O KAHROLASI YERE GİTMEYECEĞİM"

Sinir krizi geçirmesine az kalmıştı. Şuan ki okuluna bile gitmek istemez iken, onu bu haliyle öyle bir yere gönderecekti gerçekten. Annesi iyi miydi?

"Onu kahramancılık oynamadan önce düşünecektin beyefendi BEN Mİ DEDİM SANA BİR ŞEREFSİZİ KURTARMAK İÇİN KENDİNİ FEDA ET, HANİ NEREDE O CANINI ORTAYA KOYDUĞUN ÇOCUK!"

Afalladı. Harbi neredeydi Minho? Ona verdiği sözler neredeydi. Şuan da onu koruması gerekmez miydi? Söz vermişti.

"Gördün değil mi! Vicdan azabı çekmemek için 2 hafta ziyaretine geldi şimdi ortalıklarda yok! Şimdi şurayı topla"

Yerde ki kırık vazoya baktıktan sonra annesine baktı, haklı olması sinirini bozuyordu. Oysa ki kendini telkinlemişti Jisung, Minho hep yanında olacak bu şekilde iyi olacaksın diye. Masumdu o aklından kötü bir şey geçemezdi ki.

Jisung'un düşüncelerini bölen çalan telefonu oldu, koltuğun üzerinden telefonunu aldı bilinmeyen bir numara arıyordu.

Sakinleşmeye çalışıp telefonu açtı.

"Alo?"

"Ah Jisung ben Minho numaranı Jeongin'den aldım."

Gözleri parlamıştı gencin.

"Ah merhaba Minho."

"Merhaba üzgünüm bir kaç gündür yanında olamadım yani şey biliyorsun işte demek istediğim."

Jisung kıkırdadı, bu anında bile onu az da olsa mutlu eden birilerinin olması hoşuna gitmişti.

"Anladım hyung."

"Ben şey diyecektim aslında, bir şeyler yapmak ister misin?"

"Ben...bilmiyorum."

"Ahh kendini zorunlu hissetme, yapmak zorunda değilsin. O zaman, en azından pencereye çıkabilirsin değil mi?"

"Neden?"

"Temiz hava al biraz sung iyi gelir."

"Tamam..."

Bulunduğu odadan çıkarken annesi sinirle bakıyordu ona.

"Kim o!"

Telefonu Minho'nun duymayacağı şekilde ayarlayıp konuştu.

"Senin deyiminle vicdan azabı çeken kişi anne izin verirsen vicdanını rahatlatıcam, oldu mu?"

"Akıllanmazsın yemin ederim yüz karası herifin tekisin!"

"Beni bu kadar sevme, gözlerim yaşarıyor."

"DEFOL!"

Sırıtıp hızlıca telefonu açtı ve odasının camına çıktı. Aşağıya baktığında Minho'yu görmeyi pek beklemiyordu.

Love Born Of Fire / MinsungWhere stories live. Discover now