Turn Back Time - Daniel Schulz
"Ve şimdi her şeyi geride bırakmaya çalışıyorum
Ama nereye gidersem gideyim hala seni görüyorum
Zamanı geriye alıp her şeyi düzeltebilseydim
Sadece sen ve benim bir parçam beni tüm gece sıcak tutardı
Zamanı geriye alıp her satırı yeniden yazabilseydim...
Keşke yapabilseydim, ama bebeğim yapamam"
:
~ Ankaღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ
Odanın karanlığını çalan telefonumun yanıp sönen ekranı aydınlatıyordu. Yorgun gözlerle başımı telefonumun olduğu masaya çevirdiğimde ellinci kere arayan Ejder'in ismiyle karşılaşmıştım yine. Gözlerimi kapatıp tekrardan Pedro'ya doğru döndüm. Yanına geleli yarım saat olmuştu ve pek bir şey konuşmamıştık. Buna gerek duymamıştık. Bana neler olduğunu anlatacağını biliyordum. Önünde sonunda dökülecekti. Bu yüzden ona anlatması için bir şey sormamıştım.
Fakat Ejder...
Neden bilmiyorum ama onunla görüşmek istemiyordum. Pedro'nun başına her ne geldiyse muhtemelen benimle alakalı değildi. Yine de içten içe beni kendine inandıran berbat ses senin yüzünden diyordu. Mutlu olmanın bedelini çekmem için sevdiklerimin başına bir şey gelmesi fikrine oldukça alışıktım ve Pedro'nun kazası da bunun üzerine tuz ekmişti. Ejder'den bu yüzden uzak duruyordum. Ona karşı gösterdiğim yakınlığa son vermek istiyordum. Geçen gece olmamamız gerektiği kadar yakın olmuştuk. Tahminlerime göre o bir şey hatırlamaycaktı. Yalnızca birkaç şey içip duygusal olarak yakınlaştığımızı hatırlayabilirdi. Ve bu kadarını hatırlaması bile ona karşı neden bir anda soğuk yaptığımı sorgulamasını sağlayacaktı. Altındaki nedeni öğrenmek için de geçen sefer yaptığı gibi beni köşeye sıkıştırmaya çalışabilirdi.
Gözümü korkutan şeyler bunlar değildi gerçi. Hepsiyle başa çıkabilecek duygusal güçlülüğü kendimde bulabiliyordum şu anda. Benim için asıl sorun kendi duygularımdı. Her an kendime karşı gafil avlanabilirdim. Olur da Ejder'in yanında duygusal bir zayıflık belirtisi gösterirsem bu aldığım tüm kararların ve çizdiğim tüm karakterin sonu olurdu.
"Şu lanet telefonu açmayı düşünmüyor musun?"
Pedro'nun boğuk çıkan sesiyle dikkatimi ona verdim. Kafamı iki yana olumsuz anlamda sallarken "Hayır." dedim. Derin bir nefes alan Pedro "Durumumuzu merak ediyor olmalı. İletişimi kesmeyelim diyen sen değil miydin?" diye sordu. Kaşlarım havalanırken açık ağzımla bir müddet ona baktım.
"Bana laf eden şahsiyete iki gün boyunca kimse ulaşamamış!" dediğimde omuzlarını silkip "Sen aradığında açtım ya." dedi. Gözlerimi devirip bulunduğum koltuğa daha çok sindim.
"Ya Valencia bana ulaşmasaydı ve seni aramasaydım Pedro... O zaman ne olurdu? Neden beni aramadın?"
Soru sormayacağıma dair söz vermişken Ejder'in üzerime gitmesi üzerine soru sormaya başlamıştım. O da bunu bekliyormuşçasına yerinde kıpırdanarak anlatmak üzere toparlanmıştı.
"Arayamadım. Yardım isteyecek gücü kendimde bulamadım. Yıllar önce hissetiğim duygulardan daha beterini yaşamam diyordum ama yaşanıyormuş." dediğinde buruk bir şekilde gülümsedim. "Hayatın neler yaşatabileceğinin sınırını ben bile bilmiyorum Pedro." dedim iç çekerek. Bunun üzerine kafasını olumlu anlamda salladı.
"Anka sanırsam görevi hakkıyla yerine getiremeyeceğim. Benim yerime başka bir ajan seçmek için çalışmalara başlasan iyi olacak."
Bakışlarımı ondan çekip ayaklandım. Karanlık odanın yalnızca gece lambalarını yakıp açık olan pencereyi kapattım. Pedro'nun bu tarz bir şeyi görevin bir kısmında dile getireceğini biliyordum. Fakat ona izin verme gibi bir niyetim yoktu. Ona bakmamakta olan ısrarım üzerine Pedro boğazını temizleyip devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I CAN(NOT) SAVE US
ActionBizi kurtaramam, Atlantis'im, düşeriz Bu şehri dayanaksız toprağa inşa ettik Bizi kurtaramam, Atlantis'im Şehri yıkmak için inşa ettik