The Hardest Part - Alexander 23
"Seni en son gördüğümde çocuktuk
Sanırım yaşlanmanın en zor kısmı
Seviğin bazı insanların yaşlanmaması
Keşke irtibatta kalabilmek için daha çok çabalasaydım
Daha zamanımızın olduğunu düşündüm, büyümekle çok meşguldüm"
- Anka
ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ ღ
"Eva, iyi misin?"
Hakan'ın sesiyle bulunduğum pozisyondan çıkıp duruşumu dikleştirdim. "Hayır." dedim sert bir şekilde. "Tüm planlarımın içine sıçtığınız- Ah pardon artık saygıdan eser bırakmadığın için sıçtığın desem daha doğru olur. Planlarımın içine sıçtığın için iyi değilim."
Hakan boğazını temizleyip az önceki ukalalığından uzak bir şekilde "Üzgünüm. Cidden sana engel olmak istemezdim ama yanlış zamanda yanlış yerdeydin. Akşam üzeri benimle olmalıydın Poyraz'la değil." dedi.
Kıskançlıktan ziyade kendince bir güç savaşına girmiş olmalıydı. Bu yüzden onun yanına gitmemiş olmam şu an onun için büyük bir sorun haline gelmişti.
"Her neyse. Zaten kovsam da gitmiyorsun. Odaya geçelim de ne istediğini anlat." dediğimde yerinden kıpırdamadan arkamda bulunan içki konsoluna bakmaya başladı. Ne istediğini anladığımda kafamı iki yana sallayıp "Hayır, iş konuşurken içki içmek yok." dedim ve ona doğru ilerleyerek ellerimi omuzlarına yerleştirdim. Odadan çıkması için onu ittirdim. Dudakları aşağı doğru büzülürken "Votka da mi yasak?" diye sorduğunda çatık kaşlarla "Tabiki votka da yasak. Hem nerede görülmüş iş konuşulurken votka içildiği? Rus musun sen?" dedim.
Kıkırdayıp dudaklarını yalarken bakışları omuzlarındaki ellerimi buldu ve tüm ciddiyetiyle "Evet. Babam Rus." dedi. Bu esnada onu ittirmeme izin veriyordu. O geri geri giderken ben de onun üzerine doğru ilerliyordum. Bu ondan başka duygular canlandırmış olacak ki sırıtarak "Benimle böyle samimi olman hoşuma gitti." diye yavşamaya durdu.
Aslında olayı şimdi kavrıyordum.
Hakan henüz bana karşı derin duygular beslemiyordu. O yalnızca beni beğenmişti ve şansını denemesine rağmen benim onun yerine Poyraz'ı tercih etmem deliye dönmesine sebep olmuştu. Beni elde etmek istiyordu ama beceremiyordu. Gözlemlerime bakarsam Hakan gerçekten de neredeyse Poyraz'dan habersiz hiçbir iş yapmıyordu. Yani onu kaybetmemek için anlık heveslendiği bir kadından vazgeçebilirdi fakat Poyraz'ın ilgisinin geçici olduğunu düşünüyor olmalıydı ki bu denli cesaretli davranabiliyordu.
Odaya vardığımızda ellerimi onun omzundan çekip koltuğa oturdum. O da dibime girecek şekilde yanıma oturdu. "Benim için kuryelik yapacaksın." dedi gözlerimin içine bakarak. Kuryelikten kastının ne olduğunu bilsem de Eva olarak salağa yatmayı tercih ettim.
"Ne kuryeliği? Motor kullanmayı dahi bilmiyorum."
Bunun üzerine Hakan gülümsedi ve dudaklarını yalayarak bakışlarını yüzümün her bir köşesinde gezdirdi. Bana ilk defa bu kadar yakından bakıyor olması tüylerimi diken diken etse de soğukkanlılığımı koruyarak sert bakışlarımı ondan bir an olsun çekmedim. "Hadi ama Eva.. Kuryelikten kastımın ne olduğunu biliyor olmalısın." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I CAN(NOT) SAVE US
ActionBizi kurtaramam, Atlantis'im, düşeriz Bu şehri dayanaksız toprağa inşa ettik Bizi kurtaramam, Atlantis'im Şehri yıkmak için inşa ettik