kırgınlık

627 20 5
                                    

Bir saattir oturduğum yerden zıplayarak indim çıplak ayaklarımın yere çıkardığı şak sesiyle ciddi bir iş yapıyormuş gibi elindeki testereyle stewin cesedini parçalayan adam kafasını kaldırıp tek kaşını kaldırıp bana bakışı ile yanaklarımı şişirip offf diyerek geri oturdum

kollarımı birbirne bağlayıp kafamı başka yöne cevirdim küsmüş gibi ses gelmeyince yandan yandan baktım serseri gülüşüyle bakıyordu bana yine kafasını sen iflah olmazsınder gibi sallayıp işine geri döndü

Kahvaltıdan sonra yapacak işleri olduğunu söyleyip istersem odasında dinlenmemi söylemişti bende gelmek istiyorum dediğimde beni masanın üstünden inmemek şartıyla yanına inmeme izin vermişti

az önceki olan şeyin sebebi ayaklarımın çıplak olması yeni dus almışım yerler soğukmuş

Eli kanlı katilin bu kadar düşünceli olması beni her geçen saniye şaşırtıyordu bi ara elini cebine atıp telefonuna bakip yukari cikti stewin cesediyle başbaşa kalan ben bakmamak icin her yere bakıyordum başka şeyler düşünmeye karar verdim ailem aklıma geldi kaç gündür burdaydım bilmiyordum
annem babam kardeşim meraktan delirmistir

Onunla farklı bir sek6ilde karşılaşmayı dilerdim normal bir karşılaşma olsaydı hayatımız nasıl olurdu acaba
peki annemle babam şuanda bir katile aşık olduğumu bilseler ne tepki verirlerdi acaba

Acaba onları son kez görmeme izin verimiydi

Adını bile bilmiyordum cesaret edemiyordum sormaya
sorsam ne cevap verirdi acaba?
Nasıl olsa öleceğim için cevap verirmiydi yada
Kızarmıydı bana bilmiyordum kendi kendime güldüm
Hadi ama zeyno eli kanlı katille seviştin hemde iki kere adını sormaya mı cesaret edemiyorsun

Yanağıma konan öpücükle sıçradım neara yanımda bittiğini anlamadığım katilime baktım ellerini oturduğum sedyeye yaslamış gözlerime bakıyordu burunlarımızı sürtüp

... Yatak odasında bi paket var gidip onları giy bende işimi bitirip geleceğim güzelim olurmu ?

Kafamı sallayıp uzaklaşmadan önce ellerimle yüzünü avuçladım dudaklarını açmasına fırsat vermeden uzunca koklayarak öptüm geri çekildiğimde gözlerini açtı gözlerinin rengi değişmişti bu bakışı biliyordum biraz daha durusam burda hemen

Derice yutkunup elimi göğsüne koyup hafifçe ittim elimi yakalayıp dudaklarını yarası henüz kabuk bağlamış avuç içime götürüp koklayarak öptü titredim iliklerime kadar titredim elimi kurtarıp cesetin yanından hızlıca geçip yukarı çıktım

Yatak odasına geçtiğimde yatak ortasında büyük siyah kutu yanında da poşet vardı kutuyu açtığımda içinde siyah seksi iç çamaşırı mavi kot pantalon siyah badi vardı gülümseyerek banyoya geçip giyindim iç çamaşırları giyip pantolonu giydim siyah südyenin üstüne badiyi giyerken gülümsüyordum yatağın ortasındaki poşeti çıkarttığımda siyah topuklu ayakkabı vardı onuda giydim
ayakkabı numaramı bile biliyordu gülümseyerek mutfağa geçtim kahve makinesini çalıştırdım kahve yaptım kendime

Pencereye yaklaşıp dışarı baktım kasabanın üstünden deniz gözüküyordu storu aralık bırakıp kahveyle masaya oturdum denizi seyretmeye başladım

Şuanki durumumu ayrıştıramıyordum ilk başlarda kendimi piskoloji okuyan biri olarak ilk düşündüğüm
Stockholm sendromu geçirdiğimdi

Bu sendrom İnsanın kendisini zora sokan ve üzen koşulları kabullenmesi, savunması, sıkıntıya sokan koşulların nedenlerini görmemesi, ezilmesine rağmen ezenin yanında yer alması, hatta ezen kişiye karşı minnet duyması olarak da tanımlanabilen Stockholm Sendromu; rehinelerin, kendilerini esir alanların duygularını anlama durumuna gelmeleri ve daha sonrasında suçlulara yardımcı olmaya çalışmaları ve sonunda özdeşim kurmaları hali olarak tanımlanır.
Stockholm sendromu, tam olarak, rehinenin kendisini rehin alan kişiyle olası diyalog sürecinde oluşan, duygusal anlamda sempati ve empati oluşması olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan bir terimdir.

KATİLİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin