2

526 86 9
                                    

Hyunjin portakal ile daha karşılaşmayacaklarını düşünse de, portakal yani turuncu saçlı bir haftadır sürekli yemeklerde kendisine eşlik ediyordu. Hatta her seferinde tepsisini de geri götürüyordu. Aralarında pek konuşma geçmiyordu ama yine de iyi anlaştıklarını düşünüyordu Hyunjin. Çünkü; Hyunjin'e göre insanlar sadece konuşarak değil, susarakta anlaşılırdı. Hatta ufak dokunuşlarla bile.

Şimdi yine aynı masada öğle yemeği yiyorlardı. Bu sefer onunla daha fazla konuşmaya çalışacaktı. Kabul etmese bile ondan ve onun o güven verici, hoş gülümsemesinden hoşlanmıştı.

Yemekler bitene kadar konuşmadılar yine her zamanki gibi. Yemekler bitince Hyunjin portakala baktı.

"Adınızı öğrenebilir miyim acaba?"

Portakal oynadığı yemekten başını kaldırıp gülümseyerek başını salladı.

"Lee Minho. Müzik bölümü son sınıf."

Hyunjin karşısında ki portakalın kendisinden büyük olduğunu zaten düşünmüştü ama tahminlerinde müzik bölümü yoktu. Zaten tahminlerinde her zaman yanılmıştır.

"Ben-"

"Hwang Hyunjin, görsel sanatlar bölümü ikinci sınıf."

Hyunjin şaşırmadan edemedi. Portakalın kendisi hakkında bu kadar çok şey bilmesine şaşırmıştı.

"Bu arada şuan çok şirin gözüküyorsun."

Hyunjin üstten toplanmış saçına yapılan iltifatla donup kalınca Minho elini havada salladı. Hyunjin bu tarz iltifatlara pek alışık değildi. Hyunjin'in yanakları kızarırken portakal onu izliyordu. Hyunjin başını eğip teşekkür edince portakal kıkırdadı.

"Daha önce hiç iltifat almamış gibi davranıyorsun."

Hyunjin başını daha da eğince portakal gözlerini kocaman açıp masaya daha da yaklaştı.

"Cidden kimse sana daha önce iltifat etmedi mi?!"

Bakışların kendisine döndüğünü fark eden Minho yavaşça geriye yaslandı. Hyunjin ise eliyle kızarmış yüzünü saklıyordu.

"Lütfen biraz daha sessiz olur musun sunbae?"

"Ah pardon."

Hyunjin başını kaldırıp boğazını temizledi. Bugün oldukça utanmıştı. Hyunjin kahverengi, uzun saçında ki tokayı çıkarıp saçını düzeltti. Saçı uzadığı için yemek yerken tokayla bağlıyordu. Yakında saçını kestirmeyi düşünüyordu zaten.
Tepsiye uzanacağı sırada portakal hızla tepsiyi alıp kendisine tepsisiyle masadan kalktı. Yine aynı şey olacaktı. Hyunjin asansöre binecek, portakal ise merdivenlerden gidecekti. Böylelikle de ayrılacaklardı.

Yemekhaneden çıktıklarında birbirlerine gülümseyip farklı yönlere ayrıldılar. Her zamanki gibi.

Yazıcak bir şey bulamadım la

Bu kısım, şurası👉
Reklam kısmı kardeşlerim beğendiğiniz herhangi bir hikayenin ya da yazdıpınız hikayenin reklamını yapabilirsiniz

Neyse

Hadi eyw

𝙋𝙤𝙧𝙩𝙖𝙠𝙖𝙡 HyunhoWhere stories live. Discover now