FİNAL

157 9 1
                                    

Üzgünüm, kırgınım...

Sizinle beraber bir kitabın sonuna geldik ve bu benim için gerçekten yaralayıcı bir şey.

Özgür ve Özge hep benim bir parçam oldular. Okurken bilmiyorsunuz ama kendimden pek çok şey kattım kitaba. En baştada adını, kendimden koydum.

Bu sonu okuyan kişiler olarak bunu bilmenizi istiyorum. Bir hastalıktan dolayı yaklaşık 1 hafta boyunca kaşınmış ve geceleri uyuyamamıştım.  Bu kitabı da bundan esinlenerek kaşıntımın yavaş yavaş azaldığı vir dönemde yazmaya başladım.

Buraya kadar gelen herkese çok teşekkür ederim.

Genelde kitaba oy ve yorum fazla gelmez ama Final bölümüne özel dolduralım burayı, burası benim değil hepimizin olsun.

Özel bölüm için sınır: 40 oy 300 yorum

İyi okumalar

_

Özgür: Bebeğim

Çıktın mı?

Özge: Daha var

Çıkmadım :/

Özgür: Çıkış saatin ne zaman?

Seni bir yere götüreceğim

Özge: 20 dakika sonra

Gideceğimiz yeri çok merak ettim

Ama şimdi gitmem gerekiyor

Özgür: Tamamdır, güzelim. Görüşürüz

_____

Bakışlarımı eski okulumuzda yani lisemizde gezdirirken, "Buraya niye geldik?" diye mırıldandım.

"Biraz daha bekle," diye sırıtırken. Gelirken nereye gideceğimizi sormuştum ama cevap vermemişti.

"Off"

Arabadan indiğimizde açık olan kapıdan girdi. Kayıtlar yapıldığı için kapı açık bırakılmıştı. Ellerimizi birleştirirken ilerleyerek okula girdik.

"Nereye gideceğiz?" Sorumu cevaplamazken merdivenlere çıkmaya başladık. İkinci merdivenin başında durduğunda bakışlarım etrafta dolandı.

Görmem gereken bir şey mı vardı ki?

"Bir şey mi görmem gerekiyor?" Diye sordum. Bakışlarım hala merakla etrafta geziyordu.

"Hayır, bir şeyi hatırlaman gerekiyor."

Kaşlarım çatılırken eskiyi düşünmeye zorladım kendimi. Gözlerim hala etrafı süzüyordu. Hatırladığım şey ile kaşlarım heyecanla kalktı.

"Sen," diye mırıldandım anılar aklımı doldururken. "Burada, tam bu köşe de üstüne ayran döktün." 

Yüzünde büyük bir gülümseme oluştu ve beni başı ile onayladı. 

--

Elimde kaşarlı bir tost ve üst paketini yarısına kadar açmıştım. Kantinden zar zor almış ve o sıradan çıkmıştım sağ salim.

"Sınav ne zaman?" 

Ağımdaki lokmamı yutarken, "Bilmiyorum," diye mırıldandım yanımdaki Ege'ye. Bugün matematik sınavı vardı ve benim aklım o kadar doluydu ki hiç bir şekilde çalışamamıştım. Alabileceğim puanların sadece kopyadan olacağını biliyordum. 

Düşüncelerim köşeye dönerken çarptığım kız ile bölündü. Gözlerim hızlıca açılırken üstüne ayranı boca ettiğim kız çok sinirlenmiş duruyordu. 

Bu kızı tanıyordum

"Ne yapıyorsun ya!?" Hızlıca beni iterken yüzü ağlamaklı bir ifade aldı.

Bıkkınca ona baktım. "Ağlamayacaksın değil mi? Marka pantolonun yenisini alırım." Gerçekten pantolonu içi ağlaması onu çok küçürücü gösteriyordu.

"Bilmeden konuşuyorsun," diye konuştu sinirle. Yüzündeki o ağlamaklı ifade silinmiş, sinirli bir ifade belirmişti.

Yüzümde alaycı bir ifade belirdiğine emindim. "Senin gibi kızlar başka neye ağlarki?"

"Benim gibi kızlar," derin bir nefes aldı. "Senin ön yargını sikeyim ben, siktir git sana bir şey anlatmayacağım."

Omzunu bana çarparak kızlar tuvaletine ilerlediğinde işittiğim sözler olduğum yerde durmama sebebiyet verdi.

Kendimi, kötü hissetmiştim.

İlk defa, kendimi kötü hissetmiştim.

--

"Bana çok kötü davranmıştın," diye belirttim, söylediklerim aklıma dolarken.  O zaman gerçekten çok sinirlenmiştim.

Beni başı ile onayladı. "Haklısın," diye mırıldandı. "O zaman, arkadaşlarım'ın düşüncelerinin peşinde gitmiştim." 

"Arkadaşlarınla aranın böyle bozulmasını istemezdim." Evet, bakış açıları gerçekten geniş değildi. İyi bir karaktere de sahip değillerdi. Sadece Özgür'ün onlarla bir arkadaşlığı ve anıları vardı. Böyle birden kopmasını istememiştim.

Ayakta beklemek yerine merdivenlere oturduk. "Bunun çok daha iyi olduğunu biliyorsun." Başımla onayladım onu. Ama onunda üzüldüğünü, aralarının böyle olmasını pek sevmediğini biliyordum. Ama onunda yapabileceği bir şey yoktu.

"İyi ki girdin hayatıma," Elini yanağıma yaklaştırdı ve baş parmağı ile okşadı. "Hayatımı tepe taklak ettin, düşüncelerimi değiştirdin." Derin bir nefes aldı. "İyi ki yaptın, iyi ki buradasın, iyi ki bir nefes uzağımdasın."

Hissettiklerim nefesim sıklaşırken yüzümde huzurlu bir gülümseme oluştu. Onun beni bu şekilde sevmedi çok güzel hissettiriyordu. 

"Özgür," diye sızlandım ona iyice yaklaşırken. Başını eğmiş ve alınlarımızı birleştirmiştim. "Sen de iyi ki girdin hayatıma, seviyorum seni." Derin bir nefes aldım. Başımı biraz daha kaldırdım. Şimdi nefeslerimiz birbirine vuruyordu."

"Seni seviyorum, sevgilim." Her konuştuğumda dudaklarımız birbirine değerken dediğim şeyle yüzünde gülümseme oluştu. Yanağımdaki parmağı okşamaya devam etti.

Dudaklarımızı birleştirmeden önce fısıldadı.

"Ben de seni seviyorum sevgilim."

_

Kitaba 3 özel bölüm gelecek belli aralıklarla, 40a tamamlamak istiyorum ❤️

KAŞINTI -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin