GÜLÜMSE; POLİS | Yarı Texting

42

Keyifli Okumalar🍃

Medya~ Ali
———

Eve yaklaşmışken çalan telefonla, Ali elini elimden çekmeden telefonu açıp omzuyla kulağının arasına sıkıştırıp telefonla konuşmaya başladı. Kafamı cama yaslayıp derin bir nefes aldım.

Evinin önüne gelirken, kaldırım köşesine park etti. Kemerimi çözüp arabadan inerken, sırtımı kapıya yaslayıp Ali'yi bekledim.

Sonunda telefonu kapatıp yanıma gelirken, yasladığım yerden doğruldum.

"İşlerin çok acilse beni okula bırakabilirsin." Diyerek konuştum. Benim yüzümden işlerinden geri kalması istemezdim.

Kafasını hızla sağa sola salladı. "Hayır. Selim arayıp bir kaç şey sordu sadece." Deyip elimi kavrarken beni eve doğru çekiştirdi.

"Peki." Diyerek yanıtlarken, derin bir nefes aldım. Ali cebindeki anahtarı çıkardı. Kapıyı açıp, önden geçmem için yol açarken, ayakkabılarımı çıkartıp salona doğru adımladım.

Çantamı bir kenara bırakırken, kendimi üçlü koltuğa attım. Bacak bacak üstüne atarken, Ali salondan içeri girdi. Kafasını iki yana sallayıp, gülerken yanıma geldi. Yanağıma sert bir öpücük bırakırken, kafasını dizlerime koyup koltukta bacaklarını uzattı.

Yüzünü avuçlarımın arasına alıp severken gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Bu masum suratına dayanamayıp yüzüne doğru eğilip alnından başlayarak suratının her yerini öptüm.

"Ali?" Diyerek geri çekilirken, kafamı geriye doğru koltuğa yasladım.

"Hm." Diye mırıldanarak kollarını belime sardı. Kafasını karnıma gömerken, ellerim saçlarına gitti.

"O Tuğçe'yle daha konuşmuyorsun değil mi?" Diye sordum dalgınca. Sorumla duraksarken kafasını kaldırıp bana doğru baktı. Kaşarlarını anlamayarak çatıp kafasını iki yana salladı.

"Nerden çıktı şimdi bu?" Diyerek konuştu.

"Bir yerden çıkmadı. Sordum sadece." Diyerek oturduğum yerde bedenimi ona doğru eğdim. Kaşlarımı havaya kaldırıp yüzüne baktım cevap bekler gibi.

"Konuşuyor musunuz?" Diyerek tekrar sorumu yönelttim. Gözlerini kapatıp sesli bir nefes bıraktı.

"İş dışında hiçbir şey konuşmuyoruz." Diye cevaplarken gözlerini açıp kollarını belimden ayırdı. Dizimin üzerindeki kafasını kaldırarak ayaklandı.

"Evde yiyecek pek bir şey yok. Ben markette yiyeceğimiz hazır bir kaç şey alıp geleyim." Diyerek salondan çıktı. Bu haline alayla gülerek bende peşinden ayaklandım. Bir erkeğin trip atması kadar trajikomik bir şey olmazdı.

Portmantodan hırka alarak üzerine giyerken, bir yandan da ayakkabılarını ayağına geçirdi. Sırtımı yanındaki duvara yaslayarak kafamı iki yana sallayıp güldüm.

"Bir isteğin var mı?" Diyerek bana dönerken olumsuz anlamda başımı sallayıp, sırtımı duvardan ayırıp yanına adımladım.

Karşısında dururken, anlamayarak bana baktığı sırada, dudağına ufak bir öpücük bırakıp kollarımı beline sardım.

"Sadece merak edip sordum. Böyle hemen kalkıp gideceğini bilmiyordum." Kafasını iki yana sallayıp, ellerini yamaklarıma yasladı.

"Ben artık mutlu olmak istiyorum Asmin. Her mutlu anımda başka birinin adını duymak istemiyorum. Sadece sen ve ben olsun istiyorum. Beraber olduğumuz anlarda, üçüncü bir kişinin adını duymak istemiyorum artık." Diyerek kendini açıkça ifade ederken, kollarını sıkıca sardı omuzlarıma. Başımın üzerini öperken kafamı göğsüne yasladım.