"İzin verir misin?"

13.3K 788 1.1K
                                    

Yine ben.

Naber?

_________

𝒯𝒶ℯ𝒽𝓎𝓊𝓃ℊ~

Kapıyı bir kaç kere tıklatmış ardından ses gelmeyince kapı kulpunu yavaşça aşağı indirerek kapıyı açmıştım. Tabii kapıyı açınca Jeongguk'u böyle görmeyi beklemiyordum...

***

Üzerinde dışarıda giydiği kendisine bol gelen siyah sweatshirt'in yerini tavşan kulaklı kendi teni gibi süt beyazı bir sweatshirt, geniş eşofmanının yerinide kısa, süt beyazı pürüzsüz bacaklarını apaçık gösteren bir şort almıştı.

Kasıklarımın yandığını hissettim o an. Hayır, hayır kızgınlıkta değildim. Beni yakan şey onun güzelliğiydi. Jeongguk'u aylardır uzaktan izliyorum, fakat ilk defa böyle görüyordum. Bacaklarını kendine doğru çekmiş kollarınıda etrafına sarmış, alnını dizlerine yaslamış öylece duruyordu. Kapıda ne kadar durdum, ne kadar onun güzelliğini izlediğimi bilmiyordum. Ta ki hıçkırık sesi ile kendime gelene kadar.

Jeongguk ağlıyordu. Geldiğimi farketmemiş olmalı ki hala başını kaldırıp bakmamıştı. Kapıyı kapattığımda geldiğimin yeni yeni farkına varmış bir şekilde başını kaldırdı. Gözleri ve burnu kıpkırmızı kesilmiş, ara ara hızlı nefesler alıp veriyordu. Küçük hıçkırıkları ise onun ağladığını göstermekten çok tatlı bir izdenim yaratıyordu. Kim Jeongguk her hali ile güzeldi...

Tekrar hıçkırması ile tekrar kendime gelip yavaş adımlarla yanına ilerledim. Ardından onun yaptığı gibi sırtımı yatak başlığına yaslayıp onu kucağıma çektim. Bana uyum sağlayarak iki bacağınıda kalçalarımın iki yanına koydu. İtmeye çalışmadı ya da benden uzaklaşmak için bir hamlede bulunmadı. Bu beni mutlu ederken aynı zamanda da neden ağladığını merak ediyordum. Giderken neşeli gibiydi?

"Neden ağlıyorsun güzelim, hm?"

Sorumla birlikte kucağıma oturturken eğdiği başını kaldırdı. Minik burnu ve gözleri gibi yanaklarıda kıpkırmızıydı şimdi. Utanmıştı...

"B-ben sana yalan söyledim... Babam benimle hiçbir şey k-konusmayacaktı. B-ben şey..kız kardeşimle oynamak istediğim için sana y-yalan söyledim. Ama o-o geldiğimde uyu-uyuyordu."

Siktir... Koca bir siktir hemde! Bunun için mi ağlıyordu cidden?

Hıçkırıkları ile güçlükle konuşmasını sonlandırdı. Ardından başını boyun girintime koyup yoğun kokumu içine çekti. Sanki bütün kokumu içine çekip ciğerlerinde hapsetmek, istediği zaman kokumu almak istermiş gibi hareket ediyordu. Cidden kucağımda ki bu canlı aşırı tatlıydı. Her an ısırmamak için kendimi zor tutuyorum!

"Ö-özür dilerim."

Hıçkırıkları arasında tekrar konuşmuş boynuma daha sıkı sarılmıştı. Tanrım! 'Omegalar hassastır.' demişlerdi. Fakat ben bunu siklememiştim. Ama şuan karşımda duran omega bana sanki bu söyleneni kanıtlamak istermiş gibi;'Bak görüyor musun? Ne kadar hassasım, dokunsan kırılacağım.' diyordu.

Ona karşılık vermek, konuşmak adına dudaklarımı araladım. Fakat sözüm yarıda kesilmiş, bir kaç kere kapı tıklatıldıktan sonra Omega Jeon'un sesi duyulmuştu.

"Hayır, Gü-"

"Jeongguk! Mira uyandı bebeğim."

Jeongguk babasının söylediği şeyle kucağımdan kalktığı gibi yataktan atlamış, ardından kapıyı açıp çıkmıştı. Kaşla göz arasında görüş alanımdan çıkan omeganın arkasından, az önce Jeongguk'un çıktığı kapının üstünde ki saati izlemeye başladım..

OMEGA KİM ~TAEKOOKWhere stories live. Discover now