𝐒𝟗|❝NERGİS❞

9.5K 601 314
                                    

Bu bölümü rahmetli,

canımdan çok sevdiğim dedeme adıyorum...
İyi ki doğdun dede, iyi ki doğdun ve hayatıma ışık oldun.

Bölüm şarkısı; Toygar Işıklı: Nergis

"biz dünyanın en şanssızları, Tüm zamanların en haksızları, Günün en büyük tutarsızları, Ama en zararsızlarıydık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"biz dünyanın en şanssızları,
Tüm zamanların en haksızları,
Günün en büyük tutarsızları,
Ama en zararsızlarıydık."

Eminim ki hepimizin hayatında iklemde kaldığı noktalar olmuştur. Sadece, o iklemde kaldığımız şeyler değişiyordur. Mesela, bu gün tavuk mu haşlasam yoksa kızartma mı yapsam? Veya, kırmızı ruj mu sürsem yoksa pembe tonlarını mı kullansam? Yada, saçımı açık mı bıraksam yoksa toplasam mı gibi seçenekler arasında boğuşuruz.

Şu an bu saydıklarım benim iklemde kaldığım şeylerden biri değildi.

Benimki gittsem mi, kalsam mı? Savaşıydı.

Bulunduğum tabolda,

Tam karşımdaki açık balkonda onlarca insana emirler yağdıran teyzem ve elinde kurabiye kutusuyla boynunu bükmüş, küçük Emrah'ı andıran ben vardım.

Buraya gayet fevri ama kararlı bir şekilde gelmiştim.
Ama gel gör ki teyzemin korkutucu tavrı arkama bakmadan kaçma isteği uyandırıyordu bende.

Umarım beni görünce sert bir tepki vermezdi. Ona doğru adım attığım her anda onu daha net inceleme fırsatı buluyordum. Gergin Yüz hatları, iyi bir gün geçirmediğini gösteriyordu. Rüzgardan dolayı dağılmış olan sarı saçları, kızarmış burnu da serin havanın kurbanıydı. Usanmış bir halde çalışanlarını izliyor ve talimatlar veriyordu. Buruşmaya başlamış ellerini boynuna götürdü. Parmakları usulca boynunu ovarken hafif çatık kaşları alnındaki çizgileri belirginleştiriyordu.

İyi gününde değildi, bu açıkça ortadaydı. Her olası tepkiye kendimi hazırlamalıydım. Gülümselerek yanına gittiğimde mermer zeminden çıkan topuk sesleri eşliğinde odağını bana çevirdi. Yüzünde şaşkın bir ifade olmuşmuştu. Fakat bu ifade sevinçli bir şaşkınlıktan çok uzaktı. Sinirli bir şaşkınlıktan da öyle...

"Alaraa..." dedi 'a'ları uzatarak. Elimdeki kutuyu havaya kaldırıp şirince gülümsedim. Bu gülümsemenin altında ise 'lütfen bana kızma' adlı bir başlık yatıyordu. "Süpriz!" Yüzündeki şaşkınlık yavaşça azaldığında yerini, tedirginliğe bırakmıştı.

"en sevdiğin pastaneden sana bir şeyler aldım." elimde tuttuğum kurabiye dolu kutuyu ona uzattığımda,

"Gel dediğimi hatırlamıyorum." dedi. yüzüm düştü. Dudaklarımı bir çocuk gibi büzerken kısık bir sesle;

𝐒İ𝐍𝐒İ𝐑𝐄𝐋𝐋𝐀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin