30

8.7K 476 23
                                    

Saat öğlene gelmiş sayılırdı. Bavullarımı apartmandan dışarı çıkarmak için efor sarfediyordum.

Son bir kat kalmıştı ki bavulu indirmeye çalışırken aşağıya yuvarlandı. Bende sıkı tutup bırakmamakta ısrar ettiğim için birkaç basamağa kadar yuvarlanmış daha sonrasında bırakmıştım.

Yanıma birinin geldiğini fark ettiğimde kafamı kaldırıp o kişiye baktım.

Çatık kaşlarla ve endişe dolu gözleriyle bana bakan bir Aras Bulut vardı.

Düştüğün için elim soyulmuştu ve bir kısmındaki çizikten kan akıyordu. Aynı şey ayak bileğim içinde geçerliydi. Vücudum hassas olduğundan bu tür şeyler oluyordu.

"Nehir! İyi misin?!" Kafamı onaylarcasına sallayıp ayağa kalktım.

"Sana o bavulu indir mi dedim! Ben dedim mi sana böyle birşey! Hayır! O halde niye kendi kafana göre hareket ediyorsun kızım!" Sağır oldum senin bağırmandan Aras bey bari kullağımın dibinde bağırmasaydınız!

"Bok vardı dimi o bavulu indirmeye çalışırken. Anladık istemiyorsun beni yanında! Başkasını gönderirdim tamam mı?! Ne oldu şimdi iyi mi oldu! Bak kanıyor ellerin!"

"Aras sus bir be! Valla sağır oldum. Ayrıca sana gel diyen olmadı bana ne?! Çekemiyorsan gelme!"

"Hanım efendi bavul taşıyacak! Taşıdın çok güzel. Acıyor mu?" Diye sormasıyla bana doğru döndü.

"Aras valla kızmandan acısını bile hissetmiyorum cidden sus artık! Valla ne çene varmış sende! Hayır çocukkende böyleydin her yaptığım harekete kızardında en azından bu kadar başım şişmezdi!"

"Enes hava alanında bekliyor gecikmeyelim."

"Faruk Amca Pamir sonradan katılacak dedi bana. Pamir Yaman mı?" Diye sormam ile bavulu sert bir şekilde bagaja koydu ya da fırlattı.

"Sen nerden hatırlıyorsun?" Diye sordu arabaya binerken.

"Hatırlamayan mı var! Çocuk takıntılıydı resmen hatırlamıyor musun?! Hatta seninle lunaparka saklanmıştık bulmasın diye!Tabi o zaman Damla ve Rüzgar'da vardı" Dedim gülerek.

"Takıntılıydı" dedi tekrarlayarak.

"Ya Rüzgar'ı hatırlıyor musun? Sırf Damla ile benim istediğim çikolatayı öğretmen vermedi diye bize marketten iki koli çikolata getirtmişti!" Bu sefer kahkaha atmıştım.

"Babanla konuşup Pamir'in gelmemesini istesem ayıp olur mu?!" Diye mırıldandı

"Damla'nın erkek arkadaşı olmuştu bir zamanlar. Rüzgar kıskançlıktan deliriyordu! Allah'ım tipini gördükçe yiyesim geliyor! Acaba Damla ile sevgili olmuşlar mıdır?"

Aras bir anda arkasını dönüp bana baktı; "Yiyesin mi geliyor? Rüzgar'ı? Yiyemezsin!" Deyip önüne döndü.

"Sen bugün fazla asabisin Aras ya! Moralimi bozdun" dedim yapmacık bir üzüntüyle.

İnanmış olacak ki tekrar arkasını dönüp bana baktı ve yine önüne döndü.

"Özür dilerim,sen merdivenden düşünce gerildim ve patladım biraz. Hatta biraz değil! Baya fazla. Özür dilerim Nehir"

"Affettim birdaha olmasın,idam ederim ona göre" deyip güldüm. O da güldü.

Hava alanına gelmiştik bile! Aras bavulumu aldı ve içeri girdik. Aras'ın siyah bavulu ve benim açık sarı bavulum mükemmel bir ikiliydi!

Enes denilen çocuğu bulduğumuzda üçümüz ilerlemeye başladık. Uçak biletleri vb. Derken zaman geçmiş ve kendimizi uçakta bulmuştuk.

Enes karşımda,Aras'ta yanımdaydı. Enes'in yanındaki koltukta ise çantalarımız vardı.

"Nehir değil mi?" Diye Enes'in sormasıyla başımı camdan çekip ona döndüm.

"Evet"

"Umarım baban eve hizmetçi veya aşçı tutmuştur çünkü acıktım"

"Bana ne?"

"Sonuçta korumanım yemek yemem lazım!"

"Aras'ta korumam onunla beraber yersin?!"

Kulağıma yaklaşıp fısıldadı;
"Kızım o vip! Babana yalvardı resmen çocuk! İstediğini yapar benim öyle bir hakkım yok malesef!" Deyip yapmacık bir şekilde dudak büzdü.

"Vip mi?" Diye sordum şaşırarak.

"Tabi!"

"Olmadı pizza söyleriz sıkıntı yok"

"Kendi aranızda konuşmasanız mı?" Diye Aras'ın sormasıyla ona doğru dönüp bakış attık.

Macbur uçakta susarak oturacaktık ve bu çok can sıkıcıydı!

Polis Karakolu/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin