*12*

86 8 16
                                    

Duygular belki de insan hayatının en karmaşık düzeneğiydi. Çünkü bazen öyle bir hal alıyorlardı ki çözümlemek imkansız kalıyordu. Ömerleyken neyi kast ettiğimi iliklerime kadar hissediyordum. Korkularım vardı,kaçmak istiyordum, altından kalkamayacağım kadar fazla sorumluluk beni çepeçevre sarıyordu sanki. Fakat tanımlayamadığım, yabancı kaldığım bir duygu silsilesine de maruz kalıyordum. Bunu cümlelere nasıl dönebileceğimi bile bilmiyorum. O şarkılarda aradığım ufak kırıntıların ötesindeydi işte! Hissediyordum, sikeyim ki hissediyordum! Karnımın kasılabileceğini, ağızımı kurutan tek duygunun gerginlik olamayacağını, kalbimin göğüs kafesime sığamayabileceğini, o sıcaklık hissini... Hissediyordum işte.

Günü onunla geçirdiğimde de bu böyleydi. Ona her yaklaştığımda vücudumu basan buhranı ama ayı zamanda sıcak ve aitlik dolu olan duyguyu hissetmiştim. Yanından ayrılmak o kadar zordu ki... Hele ona teslim olmak! En zoru da buydu sanırım, kontrolümü kaybetme ihtimalimden korkuyordum.

Benim her zamanki saatim dolana kadar beraber kalmıştık. Kafeden çıkmış, parkta soluklanmıştık. Ben zaten alışıktım parkta olmaya ama... O da benimle birlikte buna iyice alışmış gibi duruyordu. Hiç yadırgamamıştı benim parka gitme isteğimi. Sanki bunu bekliyormuşcasına elimi kavramış, hangi ara hazırladığını bilmediğim çay termosuyla beraber parka gitmiştik.

Gözlerimi odamın boş duvarlarında gezdirdim. Bir yatak, gardolap ve çalışma masası olma amacıyla cam kenarına koyulmuş eski mutfak masası hariç odamda pek bir şey yoktu. Bu alanı benimmiş gibi hissettirecek hiçbir şey, ev yapacak tek bir vazo bile yoktu. Sahiplenmek istemiyordum, bilinçli bir şekilde koymamıştım.

Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım. Çayımı yudumlayışım tekrar zihnime doldu. Açıkçası tüm korkularıma rağmen bu gün aldığım  riske değen bir şey yaptığımı , doğru bir karar verdiğimi, hissetmiştim. Gülümsedim. Babam henüz gelmemişti. Bunun rahatlığıyla yatağa uzanıp gözlerimi kapattım. Şanslıysam ona denk gelmezdim.

Dizlerimi karnıma çektim. Tüm günümü onunla geçirmemişim gibi hala yanında olmak istiyordum. Aklıma, kendime dahi itiraf edemediğim, sevgi senaryoları dolup duruyordu. Ne kadar da kolay alışıyorduk rahatlığa, ne kadar da kolaydı sırtımızı dayayabileceğimiz birisine denk geldiğimizde iplerin elimizden kayışı..?

Yattığım yerde kıpırdandım. Sabah okula oradan işe gitmeyecekmişim gibi dönüp duruyordum. Zihnim belki de uzun zamandır sahip olmadığım kadar gürültülüydü. Ömer'le bir önümüz, geleceğimiz yoktu. Çocukluk, hatta bencillikti bu yaptığım. Onu kendimden itmeliydim, bu kadar yaklaşmasına izin dahi vermemeliydim. Hep yarı yolda bırakılmaktan korkmuştum. Sanki tam sevildiğimi hissettiğimde, buna inanacak raddeye gelebildiğimde, bütün hislerimin büyük bir kandırmaca olduğu oraya çıkacaktı. Bir bitki gibi yaşamayacaktım da meyve veren bir ağaç olacaktım. Sonra meyvelerimin yenemeyecek kadar zehirli olduğu ortaya çıkacaktı. Elimin tersiyle gözlerimi sildim ve bulaşan ıslaklığı çarşafım sürttüm. Onu bırakan muhtemelen ben olacaktım. Tüm bu korkularım ayaklarıma dolanacaktı. En ufak bir olumsuzlukta, tökezde, takılacak ve düşecektim. Düşerken kimsenin elini tutamazdım, destek olamazdım ben. Beceremezdim .

Duyduğum anahtar sesiyle aniden yattığım yerden doğruldum. Işığı söndürüp yatağa dönmem, hatta yorganı tepeme kadar çekmem saniyemi almamıştı. Denk gelmek istemiyordum onunla. 

''Ali! Kalk lan, sigaram bitti. Alıp gel.''

İç çekip gözlerimi araladım. Uyuyup uyumamam umrunda değildi, gece yarısı olması hatta kendisinin dışardan geliyor olması bile umrunda değildi.

''Sen niye almadın ki?'' Dedim yataktan çıkarken. Evi onunla beraber bir alkol kokusu sarmıştı ve bu bile sorumun boşa olduğunu kanıtlar nitelikteydi.

''Sana ne lan pezevengin doğurduğu. Hesap mı soruyorsun babana?''

Özellikle sıfatını belirtirken yayılan, tükürükler saçan ağızına sertçe vurmak istedim.

Sadece evden çıktım. Gözlerim yanıyordu. Ömer'den önce bu kadar zoruma gitmiyordu belki de.
~~~
Alinin aile hayatını işlemek istiyorum biraz ama tam oturtamadım bu yüzden zorlanıyorum

Ayçıl kaçar yazmak gelmiyor içimden, keşke defolup gitse.

and i love him - bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin