ZAİNA +18

7

Merhaba arkadaşlar uzun zaman oldu yeni bölüm atmayalı. Hikayemiz kaldığı yerden devam ediyor. Satır aralarına yorum yapıp yıldız tuşuna basıp oy verirseniz yeni bölüm için beni yeterince  motive etmiş olursunuz öpüldünüz 😍😍😍😍

Bu arada ATEŞLİ RÜYALAR adlı diğer kitabıma da bakabilirsiniz.

Zaina Seren’in  elindeki elbiseyi denemek için kabine doğru gittiğini gördü. Azen’i arayan bakışları onu bulunca hemen yanına gitti.

Kolundan tuttuğu gibi mağazanın en sessiz ve uzak yerine götürdü. Azen ise ne yapıyorsun yenge diye sorunca şist sessiz ol diye onu uyardı. Kimsenin olmadığını görünce Azen’in kolundan elini çeker ve ona bakar.

“Azen Seren ve ailesi benim annem ve babamdan kalan diğer ailem. Kan bağımız olamasa da onlar benim için çok değerli. Seren ve ben kardeş gibiyiz.

En önemlisi ise onlar abinle birbirimize âşık olduğumuz için evlendiğimizi sanıyorlar. Aksini düşündükleri anda buna asla izin vermezler.

Beni anlıyorsun değil mi bu evlilik senin sandığın gibi gerçek değil abinin zoruyla evet dedim.  Aksi halde asla abinle evlenmezdim.

Ama sonuçta şuan buradayız ve beş yıl sonra abin istediğini aldıktan sonra boşanacağız.

Bunu sana söylememin tek nedeni olurda Seren’in yanında konuştuklarına dikkat etmen gerekiyor.

Aksi halde öğrendiğinde hiç iyi şeyler olmaz hiçbirimiz için. Olur, mu tatlım.”
“Olanların tabi de farkındayım yenge sen merak etme o iş bende. Abim zaten beni uyarmıştı.” Eliyle ağzına fermuar çeker gibi yaptı.

“Bu arada bana yenge demesen mi ya çok itici geliyor bana.”

“Kusura bakma ama abimle ister zora ister severek evlen beni bağlamaz ben seni yengem olarak kabul ettim.  Hemen belli mi olur bir bakmışsın ki bu sahte evliliğiniz gerçek olmuş hayat bu.”

“Hiç sanmıyorum canım ben, öküz abini seveceğim, yok artık olacak şey değil. Gökten elmanı yağması daha olası bir varsayım”

“Ben bilmem göreceğiz bakalım oluyor mu olmuyor?”

“Olmaz olmaz hadi gidelim Seren yokluğumuz far etmeden. Hızlı adımlarla Azen’i arkasında bırakıp Seren’i bıraktığı yere doğru ilerledi.

O saatten sonra kızları tutmak imkânsızdı. Saatler su gibi akarken zamanın farkında bile değillerdi. Düşündükleri tek şey yarın akşamki davet için göz alıcı bir elbise bulmaktı.

Zaina kendini kaybetmiş iki kıza hayretle bakıyordu. Sabahtan beri girdikleri sayısız mağazadan sonra hala dinç ve enerjiklerdi.

Bu arada Azen ve Seren ise tam düşündüğü gibi olmuştu. Kendisi ise onların peşinden sürüklenmekten başka bir şey gelmiyordu elinden.

Yorgun bedenini yığılır gibi koltuğa bıraktı. Lüks mağazada çalışanlar Seren ile Azen'i tanıdıkları için etraflarında pervane misali dönüp duruyordu.

Onun bu halini bir çalışan fark edip yanına gelince onu kibarca uzaklaştırmış ve iki deliye göndermişti.  Bir süreliğine burada dinlenmek istiyordu.

Sayısız mağazada dolaştığı halde hala güzel ve içine sinen bir şey bulamamıştı. İki alışveriş delisi onu yorgunluktan baygındık geçirecek kadar yormuşlardı.

Kendi ise umundu yitirmişti. Bakışları ilgisizce etrafta dolaşırken ilerde bir şey gözüne takıldı. Gördüğü zümrüt yeşili renkle odağı oraya kaydı.