* 2*

1.7K 41 1
                                    


Arkadaşlar lütfen hikayeme destek olmak için yapacağınız tek şey yıldız tuşuna basıp beni yazmak için motive etmek yorumlarınızı da  yazarsanız çok sevinirim

🙏🙏🙏🙏

Gözlerimi araladığımda yanı başımda duran telefonuma uzandım. Saat öğlen on biri gösteriyordu.

Cumartesi gününe güzel bir uykuyla uyanmak şahane hissettiriyordu.

Dinç olan bedenimi yataktan kaldırdım ve banyoya sürükledim.

Yüzümü derinlemesine temizleyip sonrada nemlendiricimi sürüp mutfağa girdim.

Kahvaltı hazırlamak için eğilip dolabın içini karıştırırken  arkadan gelen sesle korkup irkildim.

İrkilmemle başımı kaldırınca dolabın iç kısmına çarptım.

Aaaah diye inleyince arkamdaki Seren'in sesi ile rahatlarken elimle başımı tutup dolabın içinden çıkardım.

Acısıyla gözlerimden yaş gelirken Seren'le karşılaşınca hemen atıldı bana doğru.

"İyi misin bebeğim çok özür dilerim korkacağını düşünemedim."

"Önemli değil kaza işte boş ver" dedim ve hemen bir sandalyeye oturdum.

Elim  hala başımda iken Seren dolaptan çıkardığı buz torbasını hemen başıma yerleştirdi.

Gözlerindeki panik canımı sıkarken elini tutup yanıma çektim.

"Merak etme gerçekten iyiyim boşluğuma geldi sorun yok rahatla" dedim gülümseyerek.

Gözlerimde gördükleriyle emin olduktan sonra "tamam sen otur ben her şeyi hazırlarım ."

"Sen başla ağrım azalınca yardım edeceğim" gözlerimi ona hayır dememesi için dikerek.

"Tamam canım" dedi gülümseyerek.

Seren patatesleri soyarken bir yandan da çayı koymuştu. Ağrımın azalmasıyla buz torbasını kenara koyup dolaba yöneldim.

Kahvaltıları çıkarıp masaya yerleştirdim.

Dolaptan omlet için malzemelerini çıkarıp tezgâha koydum.

Seren'e göz ucuyla bakınca patatesleri fritöze yerleştiriyordu.

İkimizde son hızla çalışırken  her şeyin hazır olduğuna karar verdikten sonra,

"Seren ben Ayşe teyzeyi çağırmaya gidiyorum" dedim ona bakarak o da elindekileri masaya yerleştirirken sadece başını salladı.

Ayşe teyze bizim evin karşısında oturan çok tatlı bir kadındı. Çocuklarının hepsi evlenmişti.

Burada  ise yalnız yaşıyordu. Benim yaşıtım olan Murat adlı bir torunu vardı.

Üniversiteyi  burada kazandığı için  onun yanında kalıyordu. Annemle çok yakındılar ikisi.

Annem hep hiç görmediği annesinin yerine onu koymuştu. Öyle çok seviyordu onu.

Annemin  aklıma gelmesiyle yüreğime çöken özlemle gözlerim nemlendi.

Ağlamamak için hemen başımı yukarıya kaldırdım gözyaşlarımın akmaması için.

Ailemi kaybettikten sonra bana ikinci anne gibi olmuştu.

Her gün birbirimizi görmeden duramazdık.

Çocukları ve torunları İstanbul'da yaşayıp orada kendilerine bir hayat kurmuşlardı.

ZAİNA +18Where stories live. Discover now