Hanako-san...

94 10 4
                                    

1, 2, 3...

Biraz bekledik ama bir şey olmadı. Shikamaru konuşmaya başladı. "Bir şey olduğu yok hadi gidelim." dedi ve kızlar tuvaletinden tam çıkarken Lee "Ne yani korkuyor musun? Bir de ikinci sınıfsın!" dedi. Shikamaru biraz yerinde durdu. Kafasını arkasına yani Lee'ye doğru çevirdi. "Haklısın galiba korkuyorum." dedi ve tuvaletten çıktı.

Shikamaru gideli bir kaç dakika olmuştu. Kapıyı bir daha çalmayı denedim. 1, 2 , 3...

Yine bir şey olmadı. Lee beni kenara itti ve daha fazla dayanamayıp kapıyı açtı.

Tuvaletin içinde bir kız pijamasının altını giyiyordu. Lee utanmıştı, " Pardon!!" diyerek kapıyı hızla geri kapattı.

"Kapıyı yine açar mısın, göremedim de."

Ses çok sakin bir sesti. Ayrıca bu sesi ilk defa duyuyordum. Korkarak arkama baktım. Kahverengi saçlı, beyazımsı tenli, pijama altı belinin biraz altında olan biri vardı.

Sakura "Sen de kimsin?" diye sordu. "Ben Sai, tanıştığımıza memnun oldum." dedi.

Hinata korkak bir sesle "Acaba buraya ne zaman geldiniz?" diye sordu. Sai, hep bizimle olduğunu söyledi. Hepimiz ürkmüştük. Sakura konuşmaya başladı. "Acaba kim saat üçte tuvalete girer ki?"

Sakura'nın kulağına fısıldadım. "Zaten Sai yeterince değişik biri değil mi?" Sakura "Hayır, daha demin ki sarışın kızdan bahsediyorum." Sai gülümsedi. "İno mu?"

   İno da kimdi. Okuldaki güzel kızların hepsini tanıdığımı sanardım. Hinata "İno muydu o kız!!" diye bağırmasıyla aramızda bir sessizlik oluşmuştu. Kimse nedense konuşmuyordu.

    İno tuvalet kabininin kapısını açtı. Bizi gördüğü an hem utanmış hem de kızmıştı. "Burası kızlar tuvaleti erkeklerin ne işi var!"

"Şey biz aslında..."

"Sapık!!"

   Daha sözümü bitiremeden yüzüme kocaman bir şaplak attı. Arkamda duran Sakura gülmemek için kendini zor tutuyordu. Sakura'ya sinirli gözlerle baktım. Sakura sinirlendiğimi fark edince kendini toparladı.

   İno tuvaletten çıktıktan sonra Sakura konuşmaya başladı. "Neyse o zaman artık odalarımıza dönelim zaten hanako'yu göremedik." Hepimiz ses çıkarmadan ama bir o kadar da hızlıca odalarımıza döndük.

Odamızın kapısını açtım. Kapı düşündüğümden daha fazla ses çıkarttı. Bir şey olmamış gibi kapıyı geri kapattım. Ranzanın üst katına baktığımda Sasuke hala uyuyordu. Saate baktığımda saat sabah dört çeyrekti. Hızlıya yorganımın altına girdim. Uyumaya çalışıyordum fakat Sasuke hiç olmadığı kadar horluyordu. Oysa genelde Sasuke asla horlamaz, her zaman horlayan ben olurdum.Umarım iyidir...

   Sabahın yedisiydi. Derslerin başlamasına az kalmıştı. Hızlıca yataktan kalktım ve yorganlarımı katlamaya başladım. Sasuke hala uyuyordu. Yüzü kıpkırmızıydı. Elimi alnına koydum, sımsıcaktı. Düşündüğüm gibi hasta olmuştu. Elleri titriyordu. Onun için endişeleniyordum.

    Odadan bulduğum bir bezi ıslattım ve alnına koydum. Kıyafetlerimi giydim ve odadan çıktım. Bugün sıkıcı olacak gibiydi. Sınıfa doğru ilerlerken birinin bana seslendiğini duydum.

"Naruto-kun!!"

Kafamı sese doğru çevirdim. Yine o mavi saçlı serseriydi. "Ne istiyorsun Suigetsu?" Aptalca sırıttı. "Ben sadece..."
"Eğer benden hoşlanıyorsan bil ki ben çoktan kapıldım!"
"Sizin aşkınızı bozmak gibi bir hevesim yok."
"O zaman ne var?"
"Kitabımı odamdan unuttum da bana alır mısın?"
"Neden ben alıyorum?"
Bunu sormamla bir sürü anlamsız şey söylemeye başladı. En sonunda kabul etmek zorunda kaldım. Neymiş bana ramen ısmarlayacakmış. Yani kim buna hayır derki.

   Suigetsu'nun odası olan 12. odaya geldim. Kapıyı açmak için anahtarı uzattığım an arkamda birini hissetti. Eliyle ağzımı kapadı. Gözlerimi istemsizce kısıyordum. Çok geçmeden bayılmıştım...

Sonraki bölüm Sasuke'nin ağzından olacak.

~SasuNaru~ Aikido Kolejiحيث تعيش القصص. اكتشف الآن