Deha: SERAFETTIN BOSANMAK ISTIYOSAN BOSAN BENIM NAFAKAMI TAZMINATIMI VER SEN YOLUNA BEN YOLUMA
Yiğit: Deha ne diyosun?
Hamza: İstediğini yapmadık diye yapıyor.
Hamza: Tripli kendi aklınca.
________________
Bu kurgu bir öğertmen kurgusudur, içinde sm...
Hiç ama hiç tahmin edemiyceğiniz bir bölümle yine karşınızdayım
Keyifli okumalar💗💞
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Medya: Deha Şiir)
×××××
Bedenimin sarsılması ile kafamı masadan kaldırdım.
"Deha! N'oluyor? İki ders boyunca uyuyorsun birşey demedim ama kalk artık bir zahmet, kırkıncı rüyanı mı görüyorsun?" Ne olduğunu anlamamıştım, Yiğit neden bana böyle davranıyordu ki?
"Hocam... ben gerçekten özür dilerim." Dedim gözlerimi ovuşturarak.
"Birdaha olmasın Deha, sakın!" Ne olduğunu anlamamıştım fakat ortamı bozmamıştım.
Zil çaldığında herkes ayaklandı, Yiğit ise birşey demeden sınıftan çıktı. Ninjalar yanıma gelirken ben ise halâ ne olduğunu anlamamıştım.
"Ay salaaaak," dedi Hüseyin iğrenerek bakarken. "Sen gelmiş geçmiş en has malsın."
××××
Sonunda çıkış saati gelmişti, Hamzayı ve Yiğit'i her gördüğümde onlara sarılma isteği içimi sarıp dolduruyordu. Onlara olan bakışımı çoğu kişi fark etmiş ve yanıma gelip dile getirmişlerdi.
Bilinç altım bana onları en uygunsuz şekilde göstermişti, ve şu anda utanç duygusu içimi sarıyordu. Kimse bunları bilmiyordu, onlarda dahil. Fakat yinede utanç duygusu sarıyordu içimi.
İki günde -derste- onlara bu kadar bağlanmış olmam şaşırtıcıydı.
Ninjalar bütün gün boyunca benimle dalga geçmişlerdi. Sanki ben bilerek yapmıştım. Her detayına kadar alay etmişlerdi. Onların benden büyük olmasıyla, öğretmenim olmalarıyla, onların bana ilgi duymamasıyla, güya ergenlik hormonlarımın tekrardan ortaya çıkmasıyla falan filan işte. Daha birçoğu.