33. "Şükürler olsun yarabbi."

526 35 5
                                    

×××××

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


×××××

Hayat bazen fena bir çelme takar ve küfür savurup yere kapaklanırsınızda aniden içinizdeki korku yere düşünce biter ya, aynı o şekildeyim şu an. Ne olacağını bilmediğim için korkuyorum ve bu korkumun şahsen geçeceğinide pek düşünmüyorum. Avucunuzun içinde duran şansı incelerken bazı noktaları atlayabilirsiniz, daha çok bu şansın iyi yönlerini ararken kötü taraflarına çıkmış olursunuz. Fakat birşeyi çok istiyorsanız bu kötü tarafları görmezden gelebilirsiniz, çünkü istekleriniz bazen ihtiyaçlarınızın önüne geçebiliyor. Mesela birşeye çok ihtiyacınız varken istekleriniz yüzünden o şeye asla ulaşamamanız gibi.

Peki neden bu kadar boş yaptım? Durumum anlaşılsın diye.

İki koca adamın avuçları arasında nefes almak bile zorken nasıl nefessiz kalmamı bekliyorlardı ki, evet ikiside çok hoştu. Lakin fazlasıyla zor karaktere sahiplerdi. İkiside korumacı, sahiplenici, verici, inatçı, yoğun arzuları olan adamlardı. Küçük bir çocuk gibiydiler, oyuncağını sadece bir arkadaşıyla paylaşıyorlardı.

Peki ya ben? 18'imin sonlarındaydım, üniversite hayatım başlamak üzereydi ve onlardan ayrılmak zorunda kalıcaktım. Çabuk kırılırdım, bir çiçek kadar naziktim, bir erkeğin kabalığı değilde bir kadının naifliği vardı karakterimde. Belki onlarda bu yüzden sevmişlerdi ya beni.

Düşüncelerimden arınıp bahçede iki tane köpekle koşuşturan adamı gördüğümde gülümsedim. Hamza'nın eli belimde oda yüzümdeki sırıtmanın bir nevi aynısıyla bana bakıyordu.

Yiğitin attığı beyzbol topu ayağımın dibine düşünce Layza koşarak yanıma gelirken beni fark etmişti, anlaşılan yeni odak noktası bendim. Posedion ise Yiğiti haklamaya çalışıyordu, üzerine atlayarak onu yere devirmeye çalışıyor gibiydi. Hamzanın köpeklerinin Yiğiti neden bu kadar sevdiğini açıkçası pek anlayamamıştım.

"Hoşbuldum hayatım, bende seni çok özledim." Diyerek çimlere oturup kucağıma yatan köpeğin kulağının arkasını kaşıdım.

En sonunda büyük siyah beyaz köpekten kurtulan Yiğit yanımıza yaklaşıyordu, gülümseyen suratı ve pozitif enerjisiyle geliyordu resmen.

"Ona herşeyi anlattın değil mi, hatta ayak üstü onunla yatmış bile olabilirsin bu kadar geç kalmanızın başka açıklaması olamaz."

Gülerek ve nefes nefese kurduğu cümlesini durarak tamamladığında utançla kafamı eğdim.

"Evet herşeyi anlattım, çünkü dayanamadım. Senin gibi bir piç'e uyduğum için hâlâ pişmanım." Dediğinde küfürünü bastırarak söylediği için bende şaşırmıştım.

"Hop alo ağır ol arkamdan konuş bari."

Yiğit Hamzaya sinirlenirken bende ayağa kalktım ve parmak uçlarımda durarak onunla aynı boyda olmaya çalıştım.

Kan Kadehi -Gay / BxBxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin