İ

25 8 1
                                    

Her şey daha da sarpa sarıyordu hayatımda. Cidden bu işi yapmak istiyor muydum? Fanlar beni seviyordu fakat onun aşkıyla karşılaştırma yapmak aptalca olurdu.

Sonuç olarak çıkış yapmıştım ve şu an solo bir sekilde ilerliyordum. Şarkılarımı kendim yazıyordum fakat tabii ki arada başka sanatçıların da yazdığı şarkılar oluyordu. Neşeli şarkıları özellikle geri çeviriyordum çünkü hâlâ içim o tür şarkıları söylemek istemiyordu.

Yeni geri dönüş yapmıştım ve herşey yerli yerinde ilerliyordu. Benim mental sağlığım dışında her şey. Her gece rüyalarımda onu görüyor olmasaydım çoktan gitmeyi düşünürdüm gibi geliyor. Neden gitti diye düşünüyorum durmadan? Şimdi ben kimdim ki? O yokken ben kimdim?

...

"... Nayeon, Nayeon, sevgilim uyan. Kötü bir rüya görüyorsun sanırım."

Bu sesle kendime geldim ve o kötü rüyadan sıyrılıverdim.

"Jeongyeon-ah..." Ve göz yaşların dökülüverdi gözlerimden.

"Ne gördün lavinia'm?"

"S-sen beni bırakıyordun Jeongyeon-ah ve sonu görünmeyen bir uçurumdan düşüyordum. Yine düşüyordum Jeongyeon, yine."

Bedenine nazikçe kollarını sardı ve beni kendine çekti. Kafam tam kalbine renk geliyordu. "Seni asla bırakmayacağım küçük Lavinia'm. Solamana asla izin vermeyeceğim, düşmeme asla izin vermeyeceğim tamam mı?"

Kalp atışlarınin ritmik ve huzurlu sesi sakinleşmemi sağlamıştır. "Tamam, ben de seni koruyacağım sevgili sevgilim."

...

Aklıma gelen küçük anınızla gülümsedim. Beni bırakmayacağına söz vermişti hani.

Bu anı ilişkimizin ikinci yılındandı. Çok güzel zamanlardı, laviniayı bulduktan bir iki ay sonrası. Ağzından bu lakabı düşürmediği zamanlardan.

Derin bir iç çektim ve kendimi toparlamaya çalıştım. Birazdan bir performansım vardı bu yüzden söyleyeceğim şarkıyı mırıldanmaya başlamalıydım. Bu sırada kapı açıldı ve içeriye bizim şirketten benden birkaç ay sonra çıkış yapmış kız gurubunun lideri girdi.

"Merhaba sunbae-nim."

"Merhaba Jihyo. Bir sorun mu var?"

"Yok ama menajerin iyi olmadığını söyledi. Ben de kontrol etmeye geldim."

"Anladım." Bu soğuk tavrım istemeden oluyordu. Engel olamıyordum.

"Peki iyi misin?"

"Pek sayılmaz," dedim en yakındaki koltuğa oturup onu yanıma devet ederken.

Yanıma oturdu ve "Yine onu mu özledin?" Dedi Jihyo arkadaşım olmanın verdiği bilgiyle.

"Evet özellikle şu dönemde çok özlüyorum Jihyo. Yıl dönümü yaklaşıyor."

"Anlamıyorum sunbae-nim." Derin bir iç çektim çünkü ikimiz de diyecek bir şey bulamıyordu. Odayı saran tuhaf atmosfer performans için çağırılmam ile sonra erdi ve ona veda edip sahneye doğru ilerledim.

Derin bir nefes aldım.

Sadece senin için hayatıma devam etmeye çalışıyorum Jeongyeon. Bir an önce yanına gelip seninle sonsuza kadar yaşamak varken böyle davranmak acı veriyor bana.

Yine düşüyorum, yine düşüyorum, düşüyorum...

Beni bıraktın Jeongyeon-ah, söz vermene rağmen...

386 kelime

Lavinia |2Yeon|Where stories live. Discover now