KATİL

898 9 2
                                    

(Cansu)

Depodan yavaş yavaş zaferimi kutlayarak çıktım. Dünya yine benim sayemde bir tecavüzcüden daha kurtulmuştu. O adamın çocuklara yaptığı işkencelerin hepsini üstünde denedim aslında biraz daha işkence ederdim ama o pislik herif çok uzun süre yaşadığı için öldürdüm zaten ben öldürmesem o fazla kan kaybından ölecekti ama bu zevkli olmazdı işini hemen bitirmek işime gelmişti çünkü annem evde tek başınaydı onu fazla yanlız bırakmıştım zaten hasta olduğu için başına bir şey gelmesinden korktum. Depodan çıktım ve biraz ileride polis birini kovalıyordu onları önemsemeden eve yürümeye başladım. Ben kendimi tanıştırmayı unuttum ben Cansu, Cansu Yıldırım diğer lakabımla '!' (yani ünlem) bu adı bana halk taktı ilk cinayetimi işlediğimde kanla aynaya uyarı anlamında ! işareti çizmiştim ama onlar kendi lakabımı yazdığımı düşündüler bende aldırış etmedim her neyse ben 23 yaşındayım annemle yaşıyorum ve evet bir seri katilim ama kimseye çalışmam seri katil prensibi gibi birşey genelde tecavüzcüler, tacizciler, torbacılar, gaspcılar, kadın ticareti yapanları işkenceyle öldürüyorum kadın ve çocuklar benim çizgimdi onlara zarar verenleri doğduklarına pişman ederim ve işimde gerçekten çok iyiyim suratım o kadar masum görünürki kimse benim silah, dövüş, ve duygu eğitimi aldığımı düşünmez buda benim şansım kimse benden şüphelenmiyor çünkü onlar bu işi bu salak yapamaz gözüyle bakarlar neyse annem hasta olduğu için para bulmam gerekiyor ve çalışmadan para bulamıyorum şu anda eve gidiyorum annemi kontrol etmeliyim sonrada kafeye gidip çalışıcam zaten ben bunları size anlatana kadar eve gelmiştim kapının yanındaki saksının altından anahtarı aldım ve kapıyı açtım annemi karşımda görünce şaşırsamda duruşumu bozmadım

"anne ne işin var ayakta dinlenmen gerek"

"sıkıldım kızım napim bende insanım"

"tamam anne tamam ama kendini lütfen fazla yorma"

"tamam kızım sen merak etme"

"anne ben şimdi gidiyorum kafeye çalışıcam geç gelirsem merak etme"

"tamam kızım kendine dikkat et hoşçakal"

"tamam hadi bay bay". diyip hızla kapıdan çıktım müdür yine kızacaktı geç kalıp şu yaşlı adamı dinlemeyi hiç sevmiyorum neyse fazla uzak olmadığı için 10 dakikada kafeye girdim içerisi çok kalabalıktı bende hemen üstüme garson önlüğü takıp siparişleri dağıtmaya başladım.

Sonunda bu gününde sonuna gelmiştim mesaim bittiği için üstümü çıkarttım tam kapıya yöneliyordum ki içeriye 1.82 boylarında yakışıklı takım elbiseli bir adam girdi. Allah var yakışıklı aman neyse canım banane ama biraz fazla para kazanmanın bir zararı yok değil mi ama bende adamın yanına gidip bir masa gösterdim adam oturdu

"buyrun efendim ne sipariş edersiniz" adam bana çapkın çapkın bakmaya başladı tipe bak ben bunun postunu sadece yarım saatte sikerdim ama neyse seri katil hormonlarımı söndürüp garson kız kılığına geri döndüm adam sonunda ne istediğin anladı herhalde

"ben bir Americano alayım bide tatlı olarak seni istiyorum" bu adam beni sürtük sandı herhalde neyse annem evde bekliyor sakin olmalıyım

"tabi efendim" dedim sesimdeki alayı belli ederek neymiş beni istiyomuş zıkkım iç GEBERESİCE o ise piç bir şekilde sırıttı Allahım dayanamıyorum bu adamıda yanına yollayacağım sakin cansu sakin kendimi sakinleştirip mutfağa doğru yürüdüm hemen kahvesini yapı masasına götürdüm ben yanına gittiğimde aç bir gözle beni süzdü bede rahatsızlığımı belli etmek için kahve barağını sert bir şekilde bıraktım beni anlamış olucakki kahveyi içmeye başladı. 'zehir zıkkım olsun' diye mırıldandım duymamasını umarak ama sanırım duymuştu v bana baktı

"bir şey mi dediniz?"

"afiyet olsun dedim" oda önüne döndü konuyu uzatmaya gerek yoktu bende arkamı dönüp tezgaha doğru yürüdüm ve kafenin içindeki mutfağa girdim yaklaşık 10 dakika oyalandıktan sonra içeriye döndüm fakat kimse yoktu bende kahve bardağını alma için adamın oturduğu masaya gittim kahve bardağını aldığımda altında bir kağıt vardı içini açıp baktığımda isim ve numara yazıyordu içimde nedense bu adama karşı merak ve tedirgin bir duygu vardı ben bu adamı kesin araştırtıcam

"Bakalım sen kimsin 'TOLGA DURUKAN' "


Karanlığın HÜKMÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin