Polen 24 yaşında kariyerinin zirvesinde oldukça tatlı bir mankendir. Sevgilisi tarafından dolandırılıp hapse attırılmak ise... Onun için rüya bile olamazken birden kendisini kodeste bulur!
Bakalım şeker kızımız karakterinin tam zıttı olan bölge...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BU DA MI GOL DEĞİL KAZIM😩
"Sen gerçekten de çok tuhafsın."
"Harika! Ben de aynısını sizin için düşünüyordum." Dudaklarımı hırsla büzdüm ve yanından aksayarak ayrıldım. İçim içimi yiyordu. Birkaç adım daha atmıştım ki hararetle geri dönüp diş bileyip suratına haykırdım "bir daha görüşmemek üzere!"
Bu adam beni öfkeden kudurtuyordu. Benim kadar naif bir kızın içerisinden ne çıkartmıştı az önce, cidden onu sırf bu yüzden bile tebrik etmek lazımdı. İçimden öfke dolu söylemler geçiyorken hırsla yürümeye devam ettiğimde arkamı dönüp bir daha yüzüne bile bakmamıştım.
"Suratını şeytan görsün!" Çantamı yatağımın üzerine fırlattıktan sonra hırsla soluyor, ellerim belimdeyken bir o yana bir bu yana gidip geliyordum. Önüme düşen birkaç tutamı geriye atıp sinir bozucu bir ifadeyle gülümsedim.
"Şuna bak ya! Benim saatim kaç para senin haberin var mı da o kadar oyalanmama sebep oluyorsun!" Ormani adam resmen tüm günümü yemişti.
"Ne yapacağım ben şimdi? Ne yapacağım ne yapacağım!" Saçımı başımı savuruyor, minik yastıklarımı yere fırlatarak ne yapacağımı düşünüyordum. Bir an önce o parayı çıkartıp babaannemin ameliyatını yaptırmam lazımdı.
"Buldum! Tufan Bey." Evet. Müdürüm her ne kadar telefonlarımı açmasa da gidip ondan isteyebilirdim. Ona kazandırdığım paranın haddi hesabı yoktu. En azından borç da olsa bana yardım etmeliydi. Yarın ilk işim onu görmek olacaktı.
"Şuna bak aklı beş karış havada, gelme sebebini unutarak geri döndü." Dedi ve cebinden çıkarttığı bamyalı anahtarlığı suratının önünde sallayarak inceledi. "Bir insanın neden bamyalı anahtarlığı olur ki?" Yeni ırk bir hayvan keşfediyormuş gibi son derece sevimsiz olan eşyaya baktı.
Ardından kafasını onaylamaz anlamda salladığında dudaklarından olumsuz anlamda sesler çıkıyorken çalışma masasına oturduğu an dirseği fareye kaydı ve bilgisayarının ekranı açıldı.
Koca ekranda Polen'in gülerken dondurulmuş bir görüntüsü vardı. Onunla ilgili araştırması yarım kaldığı için anlık karşısına çıkan görüntüyle dudaklarını gıcık olmuş gibi gerdi ve tıslarcasına mırıldandı. "Tanımasam inanacağım sevimli olduğuna."
Bir dal sigara yakıp içmeye başladığında bir yandan da izlemeye devam ettiği aslında Timuçin'in arkadaşının çektiği bir vlog videosuydu.
İzmariti dudaklarına yerleştirip derin bir soluk aldı ve çatık kaşlarla villanın kenarından çıkan Timuçin'i izledi. "Şu sevgilim dediği dangalak değil mi?" İzmariti geri çekip kısık bakışlarla kenara doğru sertçe üflediğinde bakışları hâlâ ekrandaydı. "Aynı salaklara benziyor."
