✴9.BÖLÜM✴

10K 394 45
                                    


Şarkı; Teoman - Değirmenler

" Bazı şeyleri sana yazdığımı düşünüyorsan, yanılıyorsun. Hepsini sana yazıyorum... "

İlhan Berk...


Hayatta insan hep tutunacak bi şeyler arar. Bu bazen bi dostun sıcacık gülümsemesinde saklı olan sadakattir. Bazen bi annenin yavrusunun saçlarını okşadığı elindeki merhamettir. Bazen de bir erkeğin kolları arasındaki güvendir.

Ben hiçbir zaman babamla sarılıp uyumadım. Benim saçlarımda babamın elleri hiçbir zaman gezinmedi. Okula giderken babam beni kokumu içine çekerek öpmedi. Babam vardı belki ama sevgisi yoktu. Babamın kolları arasında hissettiğim güveni yoktu.

Ben bu güveni hayatımda sadece bir kez hissetmiştim. Babam bizden gittiğinde annem perişan haldeydi. Benimle doğru düzgün ilgilenememişti bile. Onu asla suçlayamam. Annem terkedimişti. Aşık olduğu adam onu terk etmişti.

O gün ev hiç olmadığı kadar boştu. Aslında ev kocamandı da insanlar küçücüktü. Annemin bedeni o yatakta hıçkırarak ağlarken küçücüktü. Annem ağlarken saçlarını okşamaya yetmeyen ellerim küçücüktü. Umutlarım yok denecek kadar küçüktü. Babama duyduğum güven yok denecek kadar küçüktü. Sevgi zaten yoktu.

Annem ağlarken koşarak çıkmıştım onun odasından. Henüz altı yaşındaydım ama nefretim yaşımdan büyüktü. Evin arka bahçesinde bir kulübe vardı. Küçüktü. Babam ne zaman beni cezalandırmak istese o kulübeye kilitlerdi. Karanlıktı. Ağlardım ama babam duymazdı sesimi. Gözyaşlarımı görmezdi.

İşte o gün bende kendimi cezalandırmak istedim. Annemin gözyaşlarını silmeye yetmeyen o küçük ellerimdi asıl suçlular. Kendine bile yetemeyen kalbimdi. Babam bizi benim yüzümden bırakmıştı. Belki ben onu biraz daha sevsem gitmezdi.

O kulübeye girmiştim o gece. Kilitlemeye boyum yetmemişti ama en arkasına oturup ağlamaya başlamıştım. Anneme ağlamıştım. Bizi bırakıp giden babama ağlamıştım. Kendime ağlamıştım. Ben ağlarken içeriye bi çocuk girmişti. Usulca yaklaşmıştı yanıma. Elinde bir oyuncak ayı vardı. Ben bana o oyuncak ayıyı verecek sanmıştım ama o küçük bedeniyle beni kolları arasına almıştı. Gözyaşlarımı silmişti küçük parmaklarıyla.

O küçüktü ama kalbi kocamandı. Bugüne kadar babamın yapmadığını yapmıştı bana. Kolları arasına almıştı beni. Güven vermişti. Daha sonra da oyuncak ayısını. İşte ben hayatımda ilk kez o zaman gerçekten güvenmiştim. Gözyaşlarımı ilk kez başkası silmişti. Uyandığımda yanımda yoktu ama kokusu hala burnumdaydı.

Çok zaman geçti belki ama yüzü hala gözlerimin önünde.

Şimdi burada, bu çadırın içinde Araz'ın kolları arasındayken hissettiğim güven duygusu içimi yakıp kavuran bir yangından farksızdı. Canımı acıtan babamdan bu güveni alamamış olmam mıydı yoksa o küçük çocuğu hatırlamış olmam mı bilmiyordum.

Ben aritmi hastası Hüma Keskin. Araz Hakman'ın kolları arasında uyanan bir kalp hastası.

Bazen kelimeler yetmez içinde bulunduğunuz durumu anlatmaya. İçinizde hissettiklerinizi anlatamazsınız. Şu an ne hissediyordum? Araz Hakman'ın kolları arasındaydım.

Mutluluk, heyecan, tiksinti, utanç...

Hangisiydi içimde hissettiğim. Sanırım bunların hiçbiri değildi hissettiklerim. Acı. Hissettiğim sadece içimi yakıp kavuran acıydı. Kimseden görmediğim huzuru ondan görmenin verdiği acı...

TUTULMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin