25. Bölüm; Jandarma

172 29 1
                                    

Yanında oturan kadına baktı aşkla. Yüreği pır pır uçuyordu. Bembeyaz giyinmiş kadın,bir gelin gibi mahcup bir edayla etrafına bakıyordu. Teni mi daha beyazdı, giydiği kıyafet mi bilemedi. Dikkatle baktı kadının parlayan yüzüne. Kirpiklerinin her telini tek tek inceledi. Kaşlarını, gözlerini, pürüzsüz yanaklarını aşkla izledi. Etrafındaki kalabalık umrunda bile değildi. Bir anda atıldı ve kadının masanın üzerine duran elini kavradı. O anda kadın adama doğru ani bir dönüş yaptı. Şaşkın gözlerle bakıyordu.

Genç adam "Seni seviyorum, çok seviyorum. Evlen benimle " deyiverdi bir çırpıda. Aceleyle kurduğu bu cümleler duygularını anlatmakta çok yetersizdi, bunun farkındaydı. Ama kadınla göz göze gelince herşeyi unuttu birden, konuşmayı bile...

Kadın önce kaşlarını çattı. Düşünceli gözlerle süzdü genç adamı. Yüzünün her ayrıntısını aklına kazımak istercesine dikkatliydi bakışları. Sonra yavaşça yaklaştı. Genç adam kilitlenmiş bir şekilde bekliyordu. Kadın ellerini uzattı. Genç adamın yüzünü avuçlarının arasına aldı.
"Neden bu kadar bekledin?"
Diye sordu yumuşak ve sevecen bir tonda. Ve biraz daha yaklaştı. Genç adam reddedilme korkusunu bir anda üzerinden attı. Hem çok şaşkın hem de tarif edilemeyecek kadar mutluydu. Ellerini kaldırdı, kendi yüzünü kavramış olan kadının ellerini tuttu. Yumuşacıktı. Birbirlerine iyice yaklaştılar. Masmavi gözler, kehribar rengi gözlere akacaktı ki bir anda gözlerini açtı. Kendine gelmesi bir kaç saniyesini aldı.

"Allah kahretsin!" dedi ve yanındaki yastığa bir yumruk attı. Yine rüyanın en güzel yerinde uyanmıştı. Son zamanlarda sürekli Elif'i görüyordu rüyasında. Ama bir türlü kavuşamıyordu. Hızla gözlerini kapattı. Tekrar uyumalı ve kaldığı yerden devam etmeliydi. Gözlerini sımsıkı kapattı. Tekrar uyuyamayacağını biliyordu ama mutluydu. İçinde bir ümit belirmişti. Belki de korktuğu gibi olmayacaktı. Belki de Elif onu reddetmeyecekti. İstemsizce gülümsedi ve yataktan kalktı. Balkona çıktı. Elif'in evini net görebilmek için trazbana iyice yaklaştı. Yatak odası olduğunu tahmin ettiği odanın ışığı yanıyordu. Neden uyumuyordu bu kadın? Ciddi bir problemi olmalıydı, ama ne? Nasıl öğrenebileceğini düşündü. Mesaj atmak geldi aklına. Ama sonra vazgeçti. Gecenin bu saatinde münasebetsizlik olurdu. Yarın ders vardı. Tekrar yatağına dönerken okulda bir yolunu bulup sormaya kadar verdi.

***

Öğretmenler odasına girerken heyecanlı olduğunu farketti. Sanki Elif'i ilk defa görecek, ilk defa konuşacaktı. Derin bir nefes aldı. Odaya girer girmez gözleri Elif'i aradı. Oradaydı. Uzun masanın uzak kenarında oturmuş, gülümseyerek arkadaşına birşeyler anlatıyordu. Kararlı adımlarla yaklaştı.

"Günaydın!" Dedi sakince.
Elif'te aynı sükûnetle karşılık verdi.

"Günaydın Doktor."

Yağız laptop çantasını masanın üzerine bırakarak hemen Elif 'in yanına oturdu. Ancak o oturur oturmaz Elif yüzünü buruşturdu ve kafasını diğer tarafa çevirdi. Yağız neye uğradığını şaşırdı. Neden böyle yapmıştı ki şimdi? Bir anlam veremedi.

"Nasılsın? " Diye sordu.

Elif cevap verirken Yağız 'a doğru kaçamak bir bakış attı ve yine kafasını diğer tarafa çevirdi.

"İyim, sağol. Sen nasılsın?"

Yağız şaşkın gözlerle takip ediyordu.

"Bende iyim." Derken moral bozukluğu sesine yansıdı. Sonra Elif bir bahane bularak masadan kalktı ve cam kenarındaki bilgisayarın başına geçti. Yağız adeta yıkılmıştı. İlk defa böyle bir tavırla karşılaşmıştı. İlk defa bir kadın ondan tiksinir gibi yüzünü buruşturmuş, başını çevirmişti. Üstelik bu kadın günden güne daha çok tutulduğu kadındı.

ERKEK GÜZELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin