Yaralı

335 6 0
                                    

Bölüm 3

Kokusu beni benden alırken aklımı başımda tutmaya gayret ediyordum. Yoksa olmaması gereken şeyler olabilirdir.

"Evet Hale şimdi söyle, o şaka neden bana yapılıyor?"
Sesindeki ciddiyet beni korkuturken bunu belli etmemek için elimden geleni yapıyordum.

Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım," Bak canım Yunus abim..." derken sözümü yarıda kesen şey bir adet dişlerini sıkan Yunus abi oldu.

"Hale bana bu yazdıklarından sonra daha abi demen beni deli ediyor, yeter!"

"Of tamam be, sadece şaka yapmak istemiştim hepsi bu ne kadar uzattın bunu sen."

Ben bunu dedikten sonra hiç bir şey demeden beni orada bırakıp arkasını dönüp gitti. Bu neydi şimdi? Aman be en iyisi gidip uyumak.

Sabah saat 08:00 da uyandım, daha doğrusu uyanmak zorunda kaldım. Neden? Çünkü çalışıyorum
ÇÜNKÜ ÇALIŞIYORUM!!
Nerede benin beyaz atlı zengin prensim be.

Kısa bir duşun ardından ayak üstü kahvaltı yaparken Meltem Sultanın kızmalarına da kulaklarımı tıkıyordum.

Hastaneye girdikten sonra üzerimi değişmek için kabine doğru giderken bizim kızların acilde toplandığını gördüm. Üzerimi değiştikten sonra acile doğru yöneldim, ben yaklaştıkça bizimkilerin ne konuştuğunu daha net duymaya başladım.

"Kızım bu adam dayak yiyecek gibi durmuyor baksana taş mübarek."
"Taş deyip adama hakaret etmesen mi, yürüyen meteor be."
Anlaşılan acil bir vaka değil yakışıklı karizma bir vaka var.
Kızların yanına ulaştıktan sonra, "Kızlar nasılmış bakalım şu sizin taş meteor çekilin de görelim."
Gördüğüm manzara karşısında dilim tutulmanın eşiğine geldi.
Burnunda kurumuş kan lekeleri, sağ kaşı patlamış ve dudağının sol üst tarafı patlamış şekilde karşımda yatan Yunus abiden başkası değildi.

Yanına yaklaştıkça burnuma gelen ağır alkol kokusu beni rahatsız etse de telaştan bunu düşünecek halde değildim.

"Yunus abi, ne oldu sana böyle?" diye sordum.
"Küçük..." deyip yüzüme bakmaya başladı.
Tekrar başını sedyeye koyup, "hayal de görmeye başladım" diyerek kendi kendine konuştu.

Aradan geçen iki saatin ardından nedense onu bırakıp işimin başına geçemedim. Ne olduğunu deli gibi merak ediyordum. Uyurken bir kaç kez sayıkladığında ne dediğini anlayamamıştım.

Sonunda kendine geldiğinde, beni karşısında görmek onu şaşırtmış olacak ki, gözlerini ovarak tekrar tekrar bana baktı.

"Sonunda uyandın, ne olduğunu anlatacak mısın artık?" dedim.
Tek kelime etmeden kafasını yana çevirince ben de diğer tarafına geçtim, arsızlık değil mi.
Konuşmayacağını anladığımda odadan yiyecek bir şeyler almak için çıktım.

Geri döndüğümde böyle bir manzara ile karşılaşacağım aklıma dahi gelmezdi.

KüçükDonde viven las historias. Descúbrelo ahora