03 : new home

364 27 18
                                    



(...)

Abimin omzuna yaslanmış oturduğum yerden izlediğimiz filmin sonlarına gelmiştik. Salonda sadece Niki, abim, Sunghoon ve ben kalmıştık. Diğer dördü uykuları olduğunu söyleyip kaldıkları odaya çıkmışlardı.

Niki, telefonda konuştuğu kişi ile filmin yarısına kadar konuşmuştu. En sonunda sırıtarak telefonunu kapatmıştı. O sırada göz göze gelmiştik. O, bana bakarken ben açık olan filme dönmüştüm.

Bakışlarını hâlâ hissediyordum. Ben ona bakmadığımda sürekli bana bakıyor gibi hissediyorum.
Filmin başları güzel olmasına rağmen sonlara doğru çok sıkıcıyı ve bu benim uykumu getirmişti.
Sürekli esneyip duruyordum.

"Aerin sen git istersen odana, ben toplarım buraları. Uykun gelmiş hem." Abim, yaslandığım omzunu çekince ona bakmıştım. Haklıydı, her ne kadar yarın tatil olsada uymam lazımdı.
Kafamı salladım ve ayağa kalkıp kapıdan çıkarken kalan herkese 'iyi geceler.' demiştim.

Odama geldiğimde çok ses çıkarmamaya dikkat ettim. Çünkü hem çocuklar hem de yavru uyuyordu. Parmak uçlarımda girdiğim odamda ışığı hiç açmadan yatağıma yattım.

Yorucu bir gün olmuştu. Ve açıkçası artık yaşamak istemediğim duygularım ortaya yeniden çıkıyordu.
Niki'nin kimle konuştuğunu öğrenememiştim, ve bu sinir bozucuydu.

Duygularını daha da büyümeden bitirmem gerek. Onun sevdiği biri var.

Her ne kadar kendime bu uyarıyı yapsamda her geçen dakika daha çok meraklanıyordum. Artık sadece uyumak istiyordum. Sonsuz bir uykuya ihtiyacım vardı.

(Tanrısal Bakış Açısı)

Kız, uykusuna daha yeni dalmışken, aşağıda kızı düşünen genç ayaklanmıştı. Arkadaşları 'nereye?' diye sorduklarında lavaboya gitmesi gerektiğini söyledi.

Yumuşak adımlarla yukarı çıktığında tam kapanmamış kapıyı gördü. Kedi sesten rahatsız olmasın diye kapatmamıştı kız.

Oğlan yavaşça odaya girdi, çok dikkat ediyordu. Kızın uyanması şu an istediği en son şeydi.
İlk yavru kedinin nasıl olduğuna baktı, masumca uyuyordu.
Bu akşam annesine mesaj yolu ile haber vermişti Niki.
Uzun zamandır çocuğunun yalnız olduğunu düşünen anne biraz da olsa rahatlamıştı.
Niki bu yüzden çok mutluydu.
Çünkü değer verdiği birinin, gözü gibi baktığı bu kediyi kendisine güvenerek sahiplendirmişti.

Her ne kadar çok belli etmemeye çalışsa da kıza değer veriyordu ama küçük kız kardeşi olarak görmesi lazımdı. Yani Sunoo onlara karşı çıkabilirdi.

Çocukta bundan korkuyordu. Bu gün Do Jin'in söylediklerini duyunca sinirden delirmişti. Ama haklıydı çocuk, yani arkadaşının kardeşinden hoşlanan Niki çok pişmandı.
Hayır Aerin'i sevdiği için değil. Orada o çocuğun ağzına bir tane daha yumruk atamadı diye.

Aerin'in bu lafı duyunca tepkisine bakmıştı. Kız dışarı bir şey yansıtmasada kendi içinde çok üzülmüştü. Ama maalesef Niki bunu görememişti ve kendi kafasında hep kötü yönlü senaryolar yazıyordu.

Gerçi Niki eğer ikisi arasında bir ilişki olursa, Sunoo'nun olumlu karşılıyacağını biliyordu. Ama etrafındaki insanların tepkilerinden korkuyordu. İkiside.

Yatakta yatan kızın yanına gelmişti.

Çok saf, masum, uyuyor. Melek gibi...

Bunları düşünüyordu çocuk. Kızla tanıştıklarından beri ilgiliydi kıza. Hatta Aerin'de bu yüzden hoşlanmıştı Niki'den. Çok değer veriyordu kıza.

Heather | Nishimura RikiTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon