07 : ı need you

328 28 24
                                    


(...)

"Bir dakika Niki'nin senin yanına o kadar geç gelmesinin sebebi Misun. İnanamıyorum, sana senden hoşlandığını söylemeden önce o kızı mı öpmüş yani?"
Olayı çözmeye çalışan Sunghoon fazla açık sözlü olduğu için ağlamam daha da şiddetlendi.

"Oğlum mal mısın? Yarım saattir ne anlatıyor kız burada." Destek ekibimle birlikte benim odama geçmiş, Niki'yle yaşadığım her şeyi anlatmıştım.

Destek ekibimden bahsediyim, Okulun iki gözdesi Park Sunghoon ve Yang Jungwon en yakın arkadaşlarım yani.

"Aerin güzelim, fotoğraflar yanında mı?" Jungwon eğdiğim başımı kaldırmış ardından göz yaşlarımı silmişti.

"Hangi fotoğraflar? Niki ve Misun mu yoksa Niki ve ben mi?" Onlara her şeyden bahsettim, LMJ'ide biliyorlardı.
Gerçi artık Niki'de bana takıntılı olan birini biliyordu.

Aklıma Niki ve MinJeon'un kavgası gelmişti. Hocalar ayırmasına rağmen ikisindede ağır yaralar vardı. Çocuğu çoğunlukla Niki dövmüştü ama MinJeon boş anında yumruklarını hiç esirgememişti.

Kavga eden Niki olmasına rağmen bu olayda bende zorlanmıştım çünkü benim canım arkadaşım! Sunghoon 'Benim arkadaşıma kimse vuramaz.' diye karışmıştı kavgaya. Ben ise onu tutmak isterken yeterince efor sarfettim.

Sunghoon'un öyle daldığını görünce Heeseung ve Jay aynı Sunghoon gibi MinJeon'un üstüne yürümüşlerdi. Hayır bir anda belirdiler, yemekhanede yoklardı bile.

İyi ki Jungwon, Sunoo ve Jake çok kavga yanlısı insan değillerdi. Diğerlerini onlar tutarken Jake benim zorlandığımı görünce bana yardıma gelmişti. Ne yiyordu bu çocuk, öküz gibi kuvvetliydi.

Sonunda Sunghoon'da sakinleştiğinde tek sinirli kişi Niki'ydi ve aynı şekilde diğer çocuklar kızgın olanları sakinleştirdiği için tek ben boş kalmıştım.

Hiç konuşmadan hocaların zor tuttuğu ikiliye ilerledim. Yanlarına geldiğimde Niki'nin dikkatini çekmiştim, MinJeon'un yakasındaki elini tutup ayırmıştım sonunda ikiliyi.

Onu o kalabalıktan çıkardıktan sonra revirin önüne bırakıp, koşarak uzaklaşmıştım.

"Dünyadan Aerin'e, kendine gel." Uyguladığı gücün şiddetini bilmediği için sertçe sallamıştı beni. Ben aniden sallanmamla kendime gelmiş ve onu tırnaklıyordum.

Yazık her seferinde bizi ayıran Jungwon yine devreye girmişti, çekilirkende Sunghoon'un kafasına vurmayı unutmamıştı.

Yanımda duran çantamdan Niki ve Misun'un fotoğraflarını çıkartıp ikisine verdim.

Uzun süre sadece fotoğrafları inceledik. Herkes kendi yorumunu ortaya koymuştu.

"Photoshop değil gibi, az çok anlıyorum biliyorsunuz. Ya nasıl söyleyim ki fotoğraf çok net, hiç bir oynama gözükmüyor. Saçı aynı renk, boyu aynı. Aerin fotoğraftaki kişi Niki."
Yüzüme vurulan gerçekle omuzlarım düşmüştü.

Kafamı yine aşağıya eğmiş çoktan ağlama krizine girdiğimde bu sefer ikiside karışmamıştı. "Benim elime geçmesin o. Gördüğüm yerde boğucağım onu."

Jungwon'nun sinirli çıkan sesine karşılık bir şey diyemedim. Ben üzüldüğüm için Niki'ye kızgındı.

Ortamdaki gerginliği bitiren şey benim telefonumun çalmasıydı. Abim aramazdı çünkü kendisi şu an Heeseung'la ders çalışıyordu.

Arayanın kim olduğuna baktığımda, gördüğüm isimle gözlerim büyüdü Niki arıyordu. Benim telefona bakılışımı gören Sunghoon elimden hızlıca aldı telefonu.

Heather | Nishimura RikiWhere stories live. Discover now