İlk Görev

385 29 17
                                    

Mezun olmak insana değişik hissettiriyordu. Şuan Sirius'un evinde kalıyorlardı. Alphard amcası ölünce ve tüm mal varlığını ona bırakınca Sirius da kendine ev tutmuştu. Sirius'a yetiyordu bu küçük ev. Daha fazlasına ihtiyacı yoktu şimdilik.

Evde otururlarken pencereye bir baykuş geldi. Sirius, baykuşun yanına gitti eve ayağına bağlanmış mektubu aldı. Herkes merakla Sirius'un mektubu okumasını bekliyordu.

Sevgili Çapulcular ve sevgilileri,
Derhal karargaha gelmeniz gerekiyor. Çok önemli bir gelişme oldu. Sizi bekliyoruz, acele edin.
Sevgilerimle, Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore

Çocuklar endişeyle birbirlerine baktılar. Bu kadar önemli ne olmuş olabilirdi ki? Aceleyle karargaha vardıklarında onları Moody karşıladı.
- Geçin çocuklar biz de sizi bekliyorduk, dedi Moody.
- Neler oluyor? Dedi Ester merakla. Dumbledore iç çekerek konuşmaya başladı.
- Artık harekete geçme zamanımız geldi de geçiyor bile. Ölüm yiyenler yarın Diagon yoluna baskın yapacakmış. Gidip onları önleyeceğiz. Planımız şu; Sirius, James, Melody,Frank ve Molly pusuda bekleyecek ve ölüm yiyenler göründükleri zaman da arkadan saldıracak. Lily, Ester, Marlene, Alice ve Mary siz doğrudan savaşmayacaksınız. Diğerlerine destek olacak aynı zamanda ölüm yiyenler gizlice gireceği için kılıp değiştirip onları bulabilirseniz dinleyeceksiniz. Remus, Saul, Gideon, Fabian, Ted, Arthur siz de oraları hemen boşaltacaksınız ve yerlerine sizler geçeceksiniz ki belli olmasın. Anlaşıldı mı? Dedi Dumbledore. Herkes bir ağızdan Dumbledore'a cevap verdi.
- Anlaşıldı, dediler.

Hazırlıklar devam ediyordu. Sirius Dumbledore konuştuğundan beri içini rahatsız eden şeyi Melody'e açmaya karar verdi.
- Kıvırcığım, acaba sen direkt olarak savaş alanına gelmesen mi? Lily'nin yanında falan olsan olmaz mı? dedi Sirius tereddütle. Melody, Sirius'a dalga mı geçiyorsun dercesine baktı.
- Sirius, beni fazla mı hafife alıyorsun sanki? Merak etme bana bir şey olmayacak. Dövüşte gayet iyiyim, dedi Melody gülerek. Sirius'un kendisi için endişelendiğini biliyordu ama buna gerek yoktu.
- Hayır, seni hafife aldığım falan yok. Aksine seni umursadığım için söylüyorum. Ama madem kararından dönmeyeceksin, o zamam bana söylenecek söz kalmaz, dedi Sirius ve sevgilisini öptü. Tutkulu öpüşmeleri James'in aniden içeri gitmesiyle kesildi.
- Hey neredesiniz? Aa, şey ben gideyim en iyisi, dedi James. Sirius göz devirdi.
- James içine ettin ama ya! dedi Sirius James'in arkasından.

Birazdan yola çıkacaklardı. Hazırlıkları tamamladıktan sonra geceleyin oraya gidiyorlardı. Gece gitmelerinin sebebi her an ölüm yiyenlerin oraya gidebileceğiydi. Herkes gergin görünüyordu.

Ve sonunda beklenen misafirler gelmişti. Yoldaşlığın burada olduğunu elbette ki bilmiyorlardı.
- Gidin ve kanıt bulmadan gelmeyin. Bulamazsanız yakın, dedi Bellatrix'in sesi. İçeride pusuda bekleyenler vardı. Bu pek kolay olmayacaktı. Sirius, Melody, James, Frank ve Molly kendilerine verilen talimatla saklandıkları yerden çıktılar.

- Siz! Sizin burada ne işiniz var? Dedi Bellatrix öfke dolu bir sesle. Melody sırıttı.
- Eh, bilemezsin be Bellatrix. Ama biz sizin neden burada olduğunuzu biliyoruz, dedi Melody. Sirius da destek verir şekilde bir ses çıkardı. Bellatrix daha fazla dayanamacak hale geldi ve Melody'e büyü savurdu.
- Crucio! Dedi Bellatrix. Melody ustaca kaçtı. Düello başlıyordu.
- Beni mi seçtin? Bana uyar, dedi Melody ve asasından büyü savurdu.
- Expelliarmus! Dedi Melody. Bellatrix de bu büyüden kaçmıştı. İkili fena bir düelloya giriştiler. O sırada Sirius Lucius Malfoy ile düello ediyordu. Ama bir gözü hep Melody'deydi. Melody'e büyünün geldiğini görünce Melody'e doğru bağırdı.
- Mel, dikkat et! diye bağırdı Sirius. Melody son anda gelen büyüden kurtuldu. Sirius'a gülümsedi.

Kısa süre sonra Remuslar da düelloya katıldı. Kılık değiştirenlerin düelloyu içerde sürdürdüklerini biliyorlardı.
- Sersemlet! diye bağırdı Melody ve sonunda Bellatrix'i sersemletmeyi başardı. Bellatrix ufak bir dikkat dağınıklığı yüzünden eziklediği kıza yenilmişti. Ne yazık ama!
- Ne oldu Bellatrix? Yüzün soldu gibi. İnanmıyordun değil mi? Eh, yazık, dedi Melody ve diğerlerine yardım etti.

Günün sonunda yoldaşlık binasına zafer kazanmış edasıyla döndüler. Sonuçta bir baskını önlemişlerdi. Yaralıları yatırdıktan sonra koltuğa gömüldüler Çapulcular.
- Orada çok iyi dövüştün, dedi Sirius. Melody hafiften kızarmıştı. Lanet olsun ama ya! Neden bu adamın karşısında hep böyle oluyordu?
- Bir Sirius Black olamasam da idare eder sanırım. Sen de gayet profesyoneldin, dedi Melody.
- Sirius Black olmak çok başka bir boyut. Bunu sadece Sirius Black'ler anlar, dedi Sirius ve güldüler.

Melody'nin gülüşü karşı koltuğa Marlene'nin oturmasıyla söndü. Derdi karşı koltuğa oturması değildi. Melody'nin derdi Sirius'un yiyecekmiş gibi bakmasıydı. O bunu deli etmişti.
- Orada çok iyiydin Sirius, dedi Marlene güler yüzle. Sirius, Melody'e baktı. Sinirden ellerini sıkıyordu. Kıskanması hoşuna gitmişti doğrusu. Kimin gitmezdi ki!
- Teşekkürler Marlene, neyse Melody kahve alacağım ister misin? Dedi Sirius Melody'e dönerek. Melody, Sirius'un böyle bir hareket yapmasına sevinmişti.
- Olur, dedi Melody bir çırpıda. Marlene'nin pes etmek gibi bir amacı yoktu herhalde.
- Yağ, Sirius bana da alır mısın? Dedi Marlene. Sirius kaşını kaldırdı.
- Ben sana alacağım birazdan, dedi Melody mırıldanarak.
- Bir şey mi dedin Evans? Dedi Marlene. Melody sert bir bakışla Marlene'ye baktı.
- Evet dedim, dedi Melody. Marlene bir şey diyemedi. Melody zafer edasıyla gülümsedi.
- Aşkım, Lily'e de al. Ester zaten içmiyor bu aralar, dedi Melody aşkım kelimesini bastırarak. Normalde Sirius'a aşkım diye hitap etmezdi. Kendince lakaplar bulurdu ama Marlene onu çok sinir etmişti.
- Tamamdır Kıvırcığım, dedi Sirius ve gitti.

Marlene, nefretle Melody'e baktı. Melody umursamadığı için Marlene'ye bakmıyordu bile. Ama Marlene vazgeçmeyecekti Sirius'tan. Eninde sonunda ayıracaktı onları.

Marlene sen başlama bir de ya. Zaten Martin var. Bence yetiyor.
İyi okumalar!!

Evans Twins | Sirius Black Where stories live. Discover now