23 - Gerçekler

15.7K 1.3K 720
                                    

Herkese yeniden merhabalar Ben geldim bebişler, nasılsınız?

Uzun yüzleşmeli bir bölüm bizi beklediği için uzatmadan bölüme geçeceğim. Sınır olayından bahsetmeme de gerek yok sanırım. Birçok arkadaş ne anlatmak istediğimi bir önceki bölümde, gelmeyen oylarla birlikte anlamış ve isyan etmişler bile 😍

Hepinizi çokça öpüyorum ve asla mağdur etmeyeceğimi tekrar söylüyorum🧡

Ayrıca twitter üzerinden #nale etiketini kullanarak attığınız bütün tweetleri yanıtlayacak, basacağım🫶

Sınır: 1.3 k beğeni | 500 yorum

Herkese keyifli okumalar! 🧡

"Anne mutsuzsa, kimse mutlu değildir."

John Gray

"Bende bir emanetin var!" dedim kısık çıkan sesimle

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Bende bir emanetin var!" dedim kısık çıkan sesimle. Titreyen ellerimle çantamı açtım, fotoğrafı çıkardım. Ona uzatırken son bir kez baktım. "Al..." dedim zorlukla. "Bu da benim sana güvenişimin bedeli..."

Bir eşik vardı.

Yarım bırakıp gidilen, yolun sonunda her seferinde dönülen bir eşik vardı. Pişmanlık kokan bir eşik...

Şimdi ben, tam o eşikteydim işte. Öteki tarafında beni neyin beklediğini bilmeden durduğum, belki de bir arayışın içinde olduğum o eşikteydim. Bir beklentim, bir arzum yoktu. Bir cesaret o eşikten geçeceğim, ardımda neyi bırakacağımı bile düşünmeyeceğim o anı bekliyordum.

Kadir o eşikte olduğumu hatırlatırcasına karşımda dururken amber rengi gözleri, elindeki fotoğrafta gezdi. Uzun uzun. Belki bu fotoğrafı kimin çektiğini düşündü o an. Belki de asıl bundan sonra ne yapacağını.

Bilemedim.

İlgilenmedim de açıkçası. Yapacağı hiçbir açıklama o gerçeği değiştirmeyecekti. Hissettiğim belki o haksız kırgınlığı yok etmeyecekti.

"Mihre..."

Duraksadı. Oysa ben cümlesinin yarım kalmasına sebep olacak bir şey söylememiş, yapmamıştım. Sadece gözlerine bakmıştım. Ateşe bulanan kahvelerimi, amberleriyle buluşturmuştum.

"Mihre..." diye yeniledi. Sonra dayanamadan bir kez daha elindeki fotoğrafa baktı.

Ablası ile karşılıklı durduğu o fotoğrafa.

"İyi hissettirdi mi?" dedim bağırmaktan çok uzak sesimle. "Ben karşında durduğum her an ezilirken, gözlerine bakmakta bile zorlanırken iyi hissettirdi mi?"

Derin bir nefes aldı. Elindeki fotoğrafı sıkmaya başladığı anlarda "Hissettirmedi..." dedi dakikalar sonra net çıkan sesiyle. "Hissettirseydi, her şey çok başka olurdu."

NALEWhere stories live. Discover now