2.Bölüm "YARA"

61 5 0
                                    

"Alaz şşşt birader uyansana" Göktuğun uğultulu sesini duymuştum ama halen anlamamıştım zar zor "Git" dedim boğazım kurumuştu, kadife bir ses işittim "Duyamdım?" sesin sahibini merak etmiştim, uykum uçup giderken kafamı sıradan kaldırdım.

Gözlerimi kıpıştırarak karşımdaki keskin yüze baktım, beni izliyordu. İfadesiz bir şekilde "Dersim de uyuyan birilerini görmek istemiyorum" dedi.

Sesinin güzelliğine bilinçsizce gözlerimi kapatmıştım. Dalgınca kafamı sallayarak "hıhı" gibisinden bir mırıltı çıkarmıştım. Gözlerini üzerimden çekip arkasına döndü "Güzel, o halde dersimize geçelim"

Ellerini ceplerine koyarak bi kaç büyük adım atıp masasına geçti. Elif hemen araya atlayıp "Hocam tanışsaydık" sesin sahibine bakmadan, "Zamanla tanışırız" demişti.

Bedenimi dikleştirerek dikkatle izlemeye devam ettim, yalnız ben değil tüm sınıf dikkatle izliyordu. Sınıf defterine elini atıp siyah saten gömleğinin yakasından ince bir kalem çıkarmıştı, gözlerim bi kaç düğme açık olan yakasına çarptı, teni kar kadar beyazdı.

Nereye baktığımı fark eden Göktuğ'un "Yuh sana" sitemine aldırış etmeden incelemeye devam ettim.

Altında siyah keten pantolonu vardı belini saran ve aşağılara doğru genişleyen pantolununa ince bir kemer takmıştı. Kemikli ellerinde yüzükler vardı.

Hemen kafamı yanımdaki bedene döndürek aklımı kurcalayan soruyu sordum "İsmi ney?" bi gözünü kırparak, "Numarasını da söylim mi?" dediği şeye gözlerimi büyüterek "Lan onu nasıl buldun?" küçük bi kahkaha attıp, böbürlenerek "Bulurum ben ve ayrıca öğrendiğim tek şey bu değil"

Kaşlarımı havalandırdım "Neymiş?" dedim, anında anlatmaya başladı. "Namı değer Oğuz Karahan, soyisminden de anlayacağın üzere kolej sahibinin biricik oğlu" şaşkınlıkla "Vay anasını" demiştim.

Göktuğa dönerek "Bir teneffüste nasıl öğrendin?" ellerini saçlarıma götürüp karıştırdı "Ulan mal, adamın ismini Google yazmam yeterli oldu" onu itip "Kes lan" dedim, saçlarıma dokunulmasından haz etmediğimden huylanmıştım.

Tekrar bakışlarımı masasında oturan bedene çevirdim, müdürehanıma yani annesine oldukça benziyordu tıpkı onun mavi gözlerine sahipti ve annesinin saçlarının bi kaç ton açığı sarı saçları vardı.

Yeni hocamızın sesini duymamala düşüncelerimden sıyrıldım, yoklama alıyordu. Tek tek herkesin ismini okuyup yüzlerine baktı. Sonlara doğru ismimin yaklaşmasıyla boğazımı temizledim

"Alaz Kaya"

İsmimi söylemesiye hızla "Burda" dedim. Kafasını kaldırıp olduğum yere baktı, saniyelik bakışmamızın ardından kafasını tekrar defterdeki isimlere çevirmişti. Yavaştan derse geçmeye başlayınca sıkıntıyla dudaklarımı dişledim, bugün geçmek bilmiyordu.

Kafamı arkamdaki duvara yaslamış kollarmıda göğsümde birleştirmiştim, neredeyse iki derstir aynı pozisyonda yanı başımdaki camdan dışarıyı seyrediyordum, arada bi millete el sallamamı saymazsak.

"Dediğim gibi çözemediğiniz soru olursa, sormaktan çekinmeyin"
Hocanın sesiyle gözlerimi ona çevirdim, eşyalarını topluyordu. Zilin çalmasına 5 dakika kalmıştı ve tüm ders harıl harıl Tirigometri çözdürmüştü. Bi dur yeni geldin okula, relax yani.

Diğer dersin Resim olduğunu hatırlayınca, oh çektim. Şuan tek ihtiyacım olan buydu. Zilin çalmasıyla hemen ayaklanıp yanımda oturan Göktuğu ittirerek sınıftan hızla çıktım. Hocanın önünden geçerken afallamış bakışlarını saniyelik görmüştüm, sanırım tüm ders ölü gibi yattıktan sonra böyle koşa koşa çıkmamı beklemiyordu.

Ruh-u Revan |bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin