3.Bölüm "YALAN"

40 4 0
                                    

"Çocuklar uyanın kahvaltı hazır" yorganı üzerime çekip, diğer tarafıma döndüm "Oğlum uyan diyorum sen daha çok uyuyorsun" mızmızlanarak "Birazcık daha"

Oflayıp "Göktuğu da uyandırıp aşağıya gelin. Bugün okula ben sizi bırakacağım" dediği şeyle anında kalktım, normalde asla okuluma gelmezdi annem, zaten bunca zaman hepi topu iki defa gelmiştir.

"Nedenmiş o, bir şey mi oldu ha?" bir kaşını kaldırıp "Görücez onu. Bir şey olmuş mu, olmamış mı?" tehditkar haline yutkunarak baktım. Ne yapmış olabilirim diye düşündüm, bi kaç olayı saymazsak hiçbir şey yapmamıştım. Onlarında epey bi zaman geçmişti üzerinden. Annemin gülme sesiyle ona baktım.

"Şaka yapıyorum Alaz, korkma. Bugün veli toplantın var ona geleceğim" kaşlarımı kaldırdım, tamamen onu unutmuştum. Annem odadan çıkarken, yan tarafımda götü başı dağıtmış, uyuyan Göktuğu dürttüm.

"Uyansana oğlum, geç kaldık" mırıltılı bi şekilde "Kızım..bi dur" anlık şok geçirdim, gözlerimi aşağılara indirmemle küfürler çıktı ağzımdan.

"Ulan oruspu, benim yatağımda olmaz. Kalk lan" bi ayağımla onu itip yere attım, sertçe düşmesiyle sonunda uyanmıştı. "Napıyorsun oğlum ya?" endişeli sesine, kahkaha attım "Asıl sen napıyorsun ha? yok kızım bi dur falan"

Hatırlamış olmalı ki anında yüzü güldü "Sorma ya, rüyalarım bu aralar çok arsız" yastığı alıp kafasına attım, "Kalk lan annem kahvaltıya bekliyor" ayaklanırken kendi kendine "Canım İpek teyzem benim yerim, yerim" şebeklik yapıyordu yine.

Hızlıca yataktan kalkıp dolabıma ilerledim o sırada Göktuğ da banyoya girmişti. Onun için bi kaç kıyafet ayarladıktan sonra üzerimi giyindim. Banyoyadan çıkan Göktuğa, yatağa bıraktığım giysileri göstererek

"Kanka denesene şu kıyafetleri, sana olucak mı bakalım" yanıma gelip, "Sen git banyoya bende şimdi denerim" başımı sallayıp banyoya gittim. Ellimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Gözüme çarpan parfümümü alıp bi kaç fıs sıkıp banyodan çıktım. Boy aynasının karşısına geçip üstümü başımı düzelttim.

Üzerime, gözlerimle aynı tonda olan yeşil sweetimi giymiştim, altımada siyah düz bi pantolon vardı. Ayakkabı olarak ise siyah uzun postallarımı giyecektim. Askılıktan deri ceketimi alıp üzerime geçirdim. Telefonumu ve cüzdanımı cebime tıkıştırdım.

"Yakıyorsun ortalığı kardeşim" dediği şeye gülümsedim "Sende az değilsin oğlum" kıkırdayıp, "Eyvallah canım" demişti.

Onun da üstünde krem rengi sweet ve altında da bol kahverengi pantolon vardı. Hemen odadan çıkıp mutfağa indik, yemek masasında ki krepi görmemle "Yes be!"  diye bağırmıştım.

Çayları dolduran annem "Hadi geçin masaya" hızla sandalyeleri çekip oturduk "İpek teyzem benim ya döktürmüş yine" kahvaltıya gömülmüş Göktuğa, annem göz kırpıp "Afiyet olsun oğlum alt tarafı kahvaltı"

Başımı sağa sola sallayarak "Bu kadar mütevazi olma, annecim" dedim krebime çikolata sürerken, sesli bi şekilde gülerek "Eşşek sıpası" demişti.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra annemin zorla ağzıma tıkıştırdığı ilaçlarımı içtim. Antidepresan hapları artık canımı sıkmaya başlamıştı. Neredeyse 2 aydır kullanıyordum ama bundan öncede sürekli kullandığım ilaçlarım vardı.

Okula vardığımızda hepimiz arabadan inmiştik. Annem önde biz arkasından onu takip ettik. Müdürehanımın kapısına geldiğimizde yutkundum, Göktuğa baktığımda o da gerilmişti. Bu kadın bizi çok korkutuyordu. Annem kapıyı tıklayıp içeri girdi, arkasından bakarken içerisinin kalabalık olduğunu fark ettim.

Ruh-u Revan |bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin