Babasının kızı / FİNAL/

9- "Kızım nerede?!"

Ulaş ile şirketten apar topar çıkmış ve arabaya binip evin yoluna tutmuştuk.

" Abi evdeki herkesi aradım ama kimse açmıyor."

Sağ elimi öfke ile direksiyona sertçe vurdum. " Söz verdim Ulaş ben... kızıma onu her şeyden koruyacağıma dair söz verdim." Sesimin çaresizliğini anlayan Ulaş sessizliğe bürünmüştü.

Olabildiğince hızlı bir şekilde eve gelmiştik.

Gördüğüm görüntü ile olduğum yerde kaskatı kesildim. Korumalar yerde boylu boyunca yatıyordu.

Ulaş cebinden silahını çıkartıp etrafı kolaçan etmeye başlarken bende içimden kızıma bir şey olmamış olmasını dileyerek hızlı adımlar ile eve girdim. Etrafa sessizlik hakimdi.

Mutfağa girdiğimde beni yine yerde boylu boyunca uzanan hizmetliler karşıladı. Ölü değillerdi yalnızca bayılmışlardı.

Mutfaktan çıkıp evin dört bir yanını aradım ama nafileydi, kızım yoktu.

Evden çıktığımda yeni yeni ayılan korumlara öfke ile baktım. Yerde başını tutmakta olan Cahit'e doğru adımladım ve yakalarından tuttuğum gibi ayağa kaldırdım.

" Kızım nerde?!"

Korkuyla yutkunup kekeleyerek konuşmaya başladı: " B- bilmiyorum efendim. Tek hatırladığım kafama inen sert bir cisimle bayıldığım."

" Ne demek bilmiyorum lan?! Senin işin değil mi bu?!" Öfkeyle suratına bakıp yere fırlattım. "Hepiniz kovuldunuz!"

Yanıma doğru gelen Ulaş'ın kafasını iki yana sallamasıyla sıkıntı ile alnımı ovdum.

Bunu yapan karşı şirketin ceosu Taner'den başkası değildi. Cebimden telefonumu alıp Taner'i aradım.

Telefon kısa sürerde açıldığında hiç beklemeden bağırmaya başladım.

" Kızımı kaçırmaya nasıl cüret edersin lan puşt herif?!"

Karşı taraf gülmeye başladığında vücudumun sinirden kasıldığını hissettim.

" Sana da merhaba Barlas." Onun bu rahat tavırlarına karşılık tıslarcasına konuştum: "Kızım nerede Taner?"

" Bence kızının bende olduğunu gayet iyi biliyorsun. Ama asıl soru şu; kızını ne kadar çok seviyorsun Barlas? Onun için nelerden vaz geçersin?"

Sağ elim yumruk haline gelirken, tırnaklarımın derimi parçaladığını elimden aşağıya akan kandan anlıyordum

" Ne istiyorsun?" Yine sinir bozucu bir şekilde güldü ve konuştu: " Güzel soru. Şimdi Barlas sana attığım konuma geliyorsun ve hazırladığım sözleşmeyi imzalayıp kızını alıyorsun."

" Tamam, öyle olsun." Zaferle sırıttığını göremesem de biliyordum. Gülüşü götüne girsin itin. "Anlaşabildiğimize sevindim Barlas. Bu akşam saat sekizde attığım konumda ol. Ha unutmadan, eğer bir terslik olacak olursa kızını unut."

Telefonu yüzüme kapattığında sinirli bir şekilde soludum. " Ulaş benimle gel." Ulaş kafasını salladığında berber eve geçip çalışma odasına girdik.

Masanın başına oturup kafamı ellerimin arasına aldım ve düşünmeye başladım.

" Ne yapmayı düşünüyorsun abi?" Ellerimi saçlarımdan hızla geçirip kafamı kaldırdım. " Bilmiyorum Ulaş. İşin ucunda kızım var ve onun saçının teline bile zarar gelsin istemiyorum. Sözleşmede yazan maddelerin ağır olduğuna eminim. İsterse elimden tüm mal varlığımı da alır o sikik herif!"