HÜCREM

18 1 1
                                    


Karanlık, sadece gecenin koynunda saklı değildir. Gecenin gökyüzünde, kimi parıldayan yıldızları ve gökyüzünün gece lambası ayı, kimileri de yalnızca karanlığı görür. Kimileri için gündüzün ışıkları da hep karanlıktır. Güneşi doğmayanlar, doğanın sesini duymayanlar için gün ile gece ikiz kardeştir.

Gün ve gece gökyüzü aynı olan Leyla için yaşam, başladığı an bitmişti. Seçemediklerimiz yüzünden tercihlerimizi yaşamaya gecikiriz bazen. Leyla'da geciktiğini düşündüğü yaşamını yeniden ele geçirmenin peşindeydi. Geleceğinden geçmişine giden bir yolculuğa çıkıyordu.

Evin karanlık koridorunu cılız bir ışıkla aydınlatarak kapısı kilitli bir odaya doğru yürüyordu. Kandilin hacmi yansıtabileceğinden daha azdı. En kısık ayarda aydınlatırken, zarif bir kadın gölgesi duvarlardan geçerek az sonra yaşanacaklara doğru ilerliyordu. Işık kilitli kapıyı aydınlattığında Leyla'nın zarif bedeninin ardında yeniden karanlık oluyordu. Geçmişi gibi zifiri karanlık arkasında kalmıştı ama geçmişinin karanlığıyla yüzleşmek için birazdan gireceği oda, ışığını rüzgârda titreyen alev gibi sarsacaktı.

Zarif ince uzun parmaklarıyla kapının koluna dokundu. Kısık ve sık nefesi koridorda yankılanırken durakladı. Nefesini tuttu. "Şimdi tam zamanı," dedi ve kapıyı açtı. Kapının aralığından dışarı daha koyu bir karanlık sızıyordu. Sadece yüzünü aydınlatan elindeki kandili kapının yanında soğuk, mat, taş zeminin üzerine bıraktı. Kandilin cılız ışığı bu kez duvarda Leyla'nın dışında iki gölge daha yarattı.

Duvara yansıyan gölgelerde çarmıha gerilmiş bir kadın, bir de erkek bedeni vardı. Kadının saçları bedeninin bitkinliğini anlatacak şekilde taş zemine doğru su akışı gibi dökük duruyordu. Erkek gölgenin başı boynunun sağ tarafına doğru bükük, baygınlığını belli edecek şekildeydi. Ürkütücü sessizliği Leyla'nın iterek kapattığı kapının sesi bozdu.

Leyla'nın gölgesi duvarda asılı iki gölgenin arasındaki masanın arkasında duruyordu. Masanın üzerindeki sürahiden iki bardağa su koydu. Gölge bedenler suyun sesi ile irkilip hareketlendiler ama kıpırdayamayacakları anlaşılır şekilde direnç gösteriyorlardı. Leyla'nın ince gülümseyiş sesi odada yankılandı. Masanın üzerinde duran ekmeği alıp ikiye bölüp birini kadının, diğerini adamın boşta kalan ellerine tutuşturdu.

Geriye doğru adımlarken duvardaki gölgesinin boyu da değişiyordu. Duvara asılı gölgeler titreyen ellerindeki ekmekle kıpırdamadan duruyorlardı. "Hemen ölmenizi istemiyorum. Yiyin hadi," dedi. Gölgeler kıpırdamadı. "Yiyin dedim!" dediğinde iki gölge el de titreyerek hareketlendi. Birer ısırık aldıkları ekmekleri masaya koymak için uzandılar ama kadın, elindeki ekmeği yere düşürdü. Yeniden Leyla'nın ince kahkahası duyuldu. Asılı gölge kadının sesi güçlükle duyuluyordu. Bozuk şivesiyle güçlükle konuştu. "Leylam bunu neden yapıyorsun?" dedi. Leyla yeniden kahkaha attı. "Demek neden yapıyorum öyle mi? Asıl bu zamana kadar neden bunu yapmadığımı sorsan daha doğru olur. Acele etme, neden buradasınız, anlayacaksın," dedi.

Otuz yıllık kirli birikimini boşaltmanın vakti gelmişti. Yere düşen ekmeği alıp yeniden gölge kadının eline tutuşturdu. "Sen pisliğe alışkınsındır. Ye hadi!" dedikten sonra iki gölgenin çırpınışlarını ve kurtulmak için yalvarmalarını önemsemeden kapının dibindeki kandili eline alıp odadan çıktı. Kapıyı cebinden çıkarttığı iri paslı anahtarla kilitleyip yüzünü koridora döndü. Kandili iyice yüzüne yaklaştırınca ifadesinin altındaki duygular paragraf paragraf gözlerinden yansıyordu. Kalın dudaklarını iyice küçültüp kandilin alevine üfledi. Karanlıkta yürümek gözlerini daha da keskinleştiriyordu. Doğduğu günden beri yaşamın güzel, mutlu ve neşeli yanlarına kör kalmış Leyla, onu hücredeki esirlerine işkence etmeye zorlamıştı.

Salona girdiğinde birkaç dakika önceki güçlü ve kirli duruşu kayboldu. Halsizleşti. Acılarının ve geçmiş yüklerinin izlerini dışarıya göstermemek, defolarını saklamak için daima güçlü görünmeye çalışan Leyla, yalnızca evde kendiyle baş başa kaldığında gerçek Leyla'ya dönüşüyordu. Kırgın, mahzun, yaralı...

Hücre odaya hapsettiği geçmişin kirli kahramanları ile birlikte arkasında bıraktığı minik taze Leyla'nın kırık hatıraları da vardı. Her zamanki gibi zifir kıvamında koyu kahvesini yudumlarken onu bu hücre eve getiren bir yıl önceki anılarını hatırladı.

Başarmış Leyla'nın çaresizliği olarak tanımladığı çelişkili yaşamından izler, bir yıl önce Leyla'yı intikam uçurumunun kıyısına taşımıştı...

KİMLİKSİZWhere stories live. Discover now