Hücrem Bölüm 2

9 0 0
                                    



Cep telefonunun titreyen sesi yatağın başucundaki komodinin üzerinden odaya yayılıyordu. Gri gün ışıkları odadaki perde aralığından içeri sızarken Leyla, ince parmaklarını perdenin üzerine uzattı. Perdeyi birinin saçını hırsla elinde tutar gibi kavradı ve hızla kenara çekti. Çıplak bedenini saran ipek sabahlığının önü açıktı. Açtığı pencereden içeri sızan rüzgar bedenini okşayarak odanın içine doldu. Soğuk havanın etkisiyle irkilen bedenindeki tüm hücrelerin yenilendiğini hissetti. Ensesinde topladığı saçlarını açıp rüzgarı saçlarının arasında hissetmek istedi. Rüzgar, dalgalanan saçları gibi ipek sabahlığın etek uçlarını da geriye doğru uçuyor, göğüs uçlarını irileştirerek bedenini yeniden uyanışa geçiriyordu. Bu hissi seviyordu. Üşümek onun için hayatın gerçekleriyle en sert şekilde yüzleşmek gibi bir histi.

Pencereden aşağıya bakıyordu. Anayola bakan manzaradan hoşlanmadı. Belçika'da güzel bir manzaraya bakan pek otel olmadığını düşündü. Üstelik herkesten uzaklaşmak istediğinde kaçamak oteli olarak seçtiği birçok otel ne kadar lüks olursa olsun manzarasız ve gizlenmiş bir yerdeydi. Amacı manzara seyredip romantizm yaşamak değildi. Geceyi renklendiren beğendiği bir bedenle şehvetin içinde tatmin olmak ve sonra hiç yaşanmamış gibi yaşamına dönmek ona iyi geliyordu. Kimse onun kimsesi değildi. Onun için dünyada herkes dekordu. O ilerledikçe daima dekor değişirdi.

Pencerenin önünde duran sehpanın üzerindeki kül tablası ağzına kadar doluydu. Boş bir viski şişesi ve yarım dolu bir viski kadehi vardı. Leyla, bitkin görünüyordu. Rüzgar iyice içeri dolup odayı yeterince soğuttuğunda artık üşüdüğünü hissetti. Pencereyi kapattı. Bedenini okşayarak salınan sabahlığını kenarlarından toparlayıp bedenine sardı. Kuşağını bağladı. İhtiyacı olduğunda kendine sarılmaya alışkındı. Yine kendini ısıtmak için sıkıca bedenine sarıldı. Üşüyen omuzlarını ovalayarak ısıttı.

Ellerinin titremesine baktı. Sıklıkla titreyen ellerini sakinleştirmek için içtiği ilaçları düşündü. Başını arkasına çevirip çantasına baktı. İlaç içmekten vazgeçti. Yatakta biraz sonra hiç bir şey yaşanmamış gibi kovulacağından habersiz uyuyan adama baktı. Umursamaz bir tavırla başını yeniden pencereye çevirdi. Titreyen elini sehpanın üzerindeki yarı dolu viski kadehine uzatıp aldı. Bir yudumda kalan viskiyi içti.

Elindeki bardağı sert bir şekilde sehpaya bıraktı. Yeniden adama baktı. Adam sesten rahatsız olmadı. Yorgun bedenini dinlendiriyordu. Beyaz çarşafların arasında mitolojik bir tanrı gibi görünen bedeni Leyla'yı yanına davet eder gibi duruyordu. Leyla, yeniden tüm hücrelerinde arzu hisseti ama onun için bu sevişme isteği partnerini ödüllendirmek olacaktı. Bunu istemedi. Ödül her zaman kendisi için olmalıydı. Bardağı taşırır gibi insanları ilgiyle, şehvetle taşırmanın doğru olmadığını düşünüyordu. Kimsenin onu şımartmadığı, ödüllendirmeği bir dünyada fazladan efor sarf etmenin anlamsız olduğunu biliyordu.

Adamın yanına yaklaştı. Adamın üzerine örtülü çarşafın üzerinde açıkta kalan kolunun bilek kısmından omzuna kadar parmaklarını sürükledi. Adam uykusunun arasında fark ettiği dokunuştan haz alıyordu. Gülümsedi. Gözlerini açtı. Başını çevirip Leyla'ya baktı. Leyla'nın bedenini okşayan elini tutup kendine doğru çekmek istedi. Leyla soğuk bir ifadeyle elini çekti.

Allez maintenant. je veux dormir, " (Git şimdi. Uyumak istiyorum.) dedi. Adam şaşkın bir ifadeyle Leyla'ya baktı. Yeniden gülümsedi. "Allez bébé. dormons ensemble," (Hadi bebeğim. Birlikte uyuyalım.) dedi. Leyla'nın ifadesi eskisinden daha fazla ciddileşti. Sert bir şekilde, "Je t'ai dit de partir. Je ne couche avec personne, la nuit est finie," (Sana gitmeni söyledim. Ben kimseyle uyumam. Gece bitti.) dedi. Adam, bozulmuş bir ifadeyle Leyla'ya baktı. Yatakta doğruldu. Leyla adamın durumunu umursamadan banyoya doğru yürürken birden durdu. Adama dönüp baktı. Adam da Leyla'nın arkasından kızgın bir ifadeyle bakıyordu. "être parti quand je reviendrai dans la chambre. Je ne veux plus te revoir," (Çıktığımda gitmiş ol. Seni tekrar görmek istemiyorum.) dedikten sonra banyoya gitti. Kapıyı söylediklerini ve düşüncesini destekleyecek şekilde sertçe kapattı.

KİMLİKSİZWo Geschichten leben. Entdecke jetzt