19. bölüm

26.1K 1K 327
                                    


Bölüm getirdiiiiiiiim

...

Mesajları tekrar tekrar kaçıncı okuyuşumdu bilmiyorum ama son bir kez daha gözden geçirip telefonun ekranını kitleyip yanıma bıraktım ve düşündüm.

Son birkaç aydır Can'ın hâl ve hareketlerini gözden geçirdim. Ama bir türlü Emre'nin söyledikleri doğru gelmiyordu.

Sürekli benimle aşağılayıcı bir şekilde konuşan, beni görünce zaman zaman yolunu değiştiren ve yüzüme bakmayan adam beni seviyordu öyle mi?

Neremle gülmeliydim bu itirafa?

Ama öyle olsa inkar ederdi. Emre o şekilde yanlışlıkla mesajı gönderdiğinde tehdit etmek yerine yok öyle birşey falan derdi.

Kafamı çok karıştıyordu.

Soracaktım ona mesajlaşmalardan sonra ama korkudan mahalleyi terk etmişti gerizekalı. Alp'te peşine düşmüştü fellik fellik onu arıyordu.

Ne yapmalıydım bilmiyorum. Hayır en komiği de evlenecek olmasıydı. Bu olay 1 hafta önce olsa belki de herşey çok daha farklı olabilirdi?

Odamın camına fırlatılan taşla yerimden sıçradım. Suikasta mı uğruyordum şu an?

Fazla zaman geçmeden bir taş daha geldi cama. Sinirli bir nefes verip yerimden kalktım camı açmak için. Perdeyi çeker çekmez gördüğüm kişiyle donup kaldım.

"Can ne alaka şimdi ya?"

Kendi kendime konuşmam uzun sürmedi. Ben camı açana kadar benim odamın demirlerine kadar tırmanmıştı. Her ne kadar 2. katta olsakta belli bir yükseklik vardı sonuçta.

Çok bekletmeden camı açtım. Açılan camla beraber kendini biraz daha yukarı çekip içeri taraftan mermere tutundu.

"Hop, ne oluyoruz?"

"Deniz dur bir gözünü seveyim. Götüm çıktı burda."

Aslında şeytan ellerini zorla çek aşağıya düşsün diyordu ama. Lanet olası gönlüm izin vermiyordu.

Kollarımı göğsümün üzerinde birleştirip geriye çekildim bir adım. Tutunduğu mermerden güç alarak yukarıya çekti bedenini. Önce bir ayağını soktu içeriye daha sonra da tamamen odaya girdi.

Derin bir nefes verip camı kapatıp perdeyi örttü. Neden geldiğini bilmediğim için susup konuşmasını bekledim.

"Deniz konuşmamız gerek."

"Konuş, dinliyorum."

Odamı süzdü gözleriyle önce, elini kolunu nereye koyacağını bilemiyormuş gibi bir hâli vardı. Ayağında ki siyah Converse'ler dikkatimi çekmişti. Yeni alınmış gibi duruyordu.

Tek kaşımı kaldırdım artık konuşmasına başlaması için işaret olarak. Gözlerini kapatıp bir süre bekledi.

Hızlı bir hareketle kollarımdan ittirerek yatağa oturttu bedenimi. Hemen yanıma oturdu benimle beraber. Konuşup gitmesi için bir şey demedim çünkü annem her an beni çağırabilirdi.

"Deniz, Emre'nin söyledikleri yalan değildi."

Beklemediğim itiraf karşısında ne yapacağımı bilemedim. Zaten ellerimi de bırakmamıştı hâlâ. Hatta birleşik olan ellerimize bakıyordu yüzüme bakmak yerine.

Can Abi | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin