46. bölüm

6.1K 362 113
                                    


...

Can'dan-

Nasıl olduğunu bile anlayamadan 15 senedir köpek gibi aşık olduğum ama yalnızca 6 aydır sevgilim olan kızı istemeye gidiyorduk.

Tamam. Bu durum sevinmemi sağlamıştı fakat bencillik etmemek için bile olsa sevincimi içimden yaşamaya çalışıyordum.

Daha baba olmamın sevinci bile havada kalırken annemi nasıl ikna ettim asla bir fikrim yoktu. Ölü ve aynı zamanda pezevenk bir babam olduğu için annem bugün kızı istemeye dayımı çağırmıştı.

Kafam fena karışıktı. Kendimden her ne kadar emin olsam da Deniz kafamı çok karıştırıyordu. O pek sevinmiş görünmüyordu zaten. Sanki üzerinde yük hissettiği için kabul etmek zorunda kalmış gibiydi ki yüz ifadelerini gizleyemiyordu.

Ve bu durum sevincimin önüne geçiyordu. O mutsuzken mutlu olamıyordum.

Bebeğimiz 5 haftalıktı sadece. Bu yüzden gözümden bile sakınmam gerekiyordu ikisini. İçim içimi yiyordu. Onları koruma içgüdümü durduramıyordum. Sürekli yanımda olsun ve güvende olduğunu bileyim istiyordum.

Biraz abartıyordum sanırım.

Bunu ilk defa bu duyguları yaşamama veriyordum. Çünkü içimde yanıp tutuşan ben her zaman ki ben değildim kesinlikle. Sanki birşeyler yolunda gitmiyor hissi veriyordu bu bana.

"CAN!" Odanın bir köşesinde bulunan ayna karşısında kendi gömleğimin kravatını bağlamaya çalışırken Emre girdi odaya koşarak. Giydiği beyaz gömleğin düğmelerini iliklemiş elinde siyah bir kravat vardı.

"Can ne lan? Abinim ben senin pezevenk."

"Hıı pabucumun abisi. Kravatımı bağlasana beceremedim." Dudaklarını büzüp yüzüme doğru bakınca kaşlarımı çatıp yüzüme iğrenir bir ifade takındım.

"Karşında Alp yok dudağını büzme hiç tatlı olmuyorsun."

Tek kaşını kaldırıp emin misin bakışları attı.

"Kendi kravatımı bağlayamıyorum seninkini nasıl bağlayayım gerizekalı?"

"Ee kim bağlayacak o zaman?"

Dudaklarımı bilmiyorum anlamında büzüp biraz daha ugraştım elimde ki kravatla. Emre'yle aynı tarz beyaz gömlek ve siyah kumaş pantolon giymiştim. Üzerimde sırıtan herhangi başka hiçbir renk yoktu.

Büzüşüp duran ve asla beceremediğim kravatı sinirle yatağın üzerine fırlattım. Siktiğim kravatıyla uğraşıyordum bir saattir.

"Ne yapacağız?" Diye sordum Emre'ye bakarak.

"Ultra zeka kardeşin buldu bir çözüm bekle burda hemen geleceğim."

Başımla onayladıktan sonra yorgun bedenimi attım yatağın üzerine. Saatlerdir ütü yaptığım gömlek ve pantalon şu an umurumda bile değildi.

Birkaç dakika sonra Emre girdi tekrar odaya. Elinde zincir kolyelerle gelmişti. Ne?

"Onlar ne?"

"Zincir kolye. Bunları takarsak kravat takmak zorunda kalmayız." Dedi omuz silkerek. Cidden bu çocuk daha ne kadar salak olabilir diye düşünürken daha salak hareketleriyle karşılaşıyordum. Bir süre sonra da şaşırmayı bırakmıştım zaten.

Can Abi | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin