page 4 • he's a bum, bum, bum, bum

13.5K 1.5K 891
                                    

merhabalar, nasılsınız?

"Bak herife bak, sanki öldürmeye gelmemiş gibi rahatlığa bak."

Gözlerim önümde oynayan kayıttan ayrılmazken dudaklarımdan çıkan cümle, yanımda duran üç komiseri güldürdü. Duman'ın öldürdüğü geceyi dört farklı açıdan evin görüntüsünü alan kameradan izliyorduk ama yüzündeki maske yüzünden hiçbirinde adam akıllı bir görüntü yakalayamamıştık. Gördüğümüz tek şey bizimle dalga geçer gibi rahat rahat eve girmesiydi.

"Şu duvarın yarısı yüksekliğe bu şekilde tırmanamam lan ben."

İsminin Katip olduğunu hatırladığım komiser, ekrandaki adamın atik hareketlerle balkona tırmanmasına laf attığında yanımda ayakta dikilen Erdinç de "Bu adam askeriyeden falan olabilir mi acaba? Eski asker tarzı. Hem silah kullanımı hem de tırmanışı çok profesyonel." diye bir yorum yaptı.

Çatık kaşlarımın altındaki harelerim yataktaki adamı uyandıran adamdayken "Olabilir, her şey olabilir." diye mırıldandım ve asıl aklımda olan şeyi söyleyerek "Adamı neden uyandırıyor? Direkt öldürebilecekken önce uyandırıp biraz konuşup öyle öldürmüş." dedim.

"Belki korkusunu görmek istemiştir, seri katiller sever öyle şeyleri."

Erdinç'in yanında duran komiser bir teori ortaya koyduğunda "Belki de." dedim düşünceli bir sesle ama sebebinin bu olmadığını hissediyordum. Duman hakkında beni rahatsız eden şeyler vardı ve en kısa sürede bu şey dahil onun hakkında her şeyi öğrenip onu hapse tıkmayı istiyordum.

Cinayeti dün akşam işlemişti, şu an öğleydi ve kamera kayıtları ancak elimize ulaşmıştı. Normalde girdiği olaylarda genelde kamera kaydı bulunmazdı çünkü evden dışarı yerlerde öldürdüğü kişiler fazlalıktaydı. Bu defa evde öldürmüş ve hiçbir kamerayı kapatmamıştı ama buna rağmen ortaya hiçbir işe yaramayan bir kamera kaydı çıkmıştı.

Sol elindeki bu mesafeden glock olduğunu görebildiğim silahı yatan adamın göğsüne doğru yaklaştırdı ve bir şeyler söyledi. Bu kamera kayıtları büyütüldüğünde belki dudaklarının şeklinden dedikleri anlaşılabilirdi ama ilk taslak bize gelmişti ve henüz hiçbir yakınlaştırma veya netleştirme yapılmamıştı.

Söylediği şeylerden sonra biraz beklediğinde ciddi ciddi bir delinin peşinde olduğumuzu düşündüm. Normal bir sohbet havasında kurbanlıyla konuştuktan sonra onu öldürmek için biraz beklemesinin başka ne sebebi olabilirdi? Bu adam deliydi ve onu yakalamaya çalışırken ben de delirecektim.

"Ne bekliyor?" Yanımdan gelen gizemli fısıltıyla gözlerimi ekrana doğru eğilmiş, son derece konsantre olmuş Erdinç'e çevirdim ve kaşlarımı kaldırdım. Gözleri kısıktı ve sanki çok önemli bir iş üstündeymiş gibi kırpılmıyordu. Başımı ona yaklaştırıp aynı onun gibi ekrana döndüm ve fısıldayarak "Bilmem Erdinç, sence ne bekliyor?" dedim.

Kendisini bir Sherlock edasıyla ekranı izlemeye adamış olan başkomiser, bu yaptığımla irkildi ve ekrana kadar girmiş olduğunu fark edip çabucak toparlanarak "Pardon savcım." dedi.

İçime bir sabır çekerek gözlerimi ekrana çevirdiğimde ekrandaki siyahlar içindeki adam, aniden elindeki silahla karşısındaki adamın göğsünden vurdu. Eğer Duman'ın bir işini daha önce izlememiş olsaydım burada şaşırırdım çünkü eli bir santim bile titrese imzası olan bölgeyi vuramayacağını bilmesine rağmen öylesine vurur gibi vuruyordu.

Suikastçı [bxb]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora