4. suddenly my heart beats different

197 20 16
                                    

ajax geç bir saatte antrenmandan çıktığında gözlerini son bir kez o mesajlarda gezdirmişti. scara hakkında ne düşünüyordu? soğuk havaya nefesini üflediğinde havada gözle görünür bir buhar oluşmuştu.

aslında birkaç gün öncesine kadar kafasında scara yalnızca biraz geçimsiz bir kızdı. ama önceki gün yüzüne alıcı gözle bakma gafletinde bulunmuştu. tek bir pürüz bile olmayan küçük yüzü, minik pembe dudakları, tam yüzüne göre bir burnu ve rengini seçemediği, çekik gözleri vardı. tenindeki benler ona daha sıcak bir görünüm veriyordu. çocuk kitaplarındaki bir peri gibi saf ve güzeldi yüzü. kaşlarını çatıp gözlerini kıssa da, yüzüne pek çok piercing taksa ve sert makyajlar yapsa da, saf güzelliği hiç bozulmuyordu. vücudu mütevazı kıvrımlara ve ince bir yapıya sahipti kızın, ajax'a göre bu zarif bir görünümdü. yaklaşıp ona sarılsa kollarının arasını doldurur muydu o vücudu?

bu düşünce ile yüzünü tuttu ajax. neden birden böyle düşünmeye başlamıştı, anlayamıyordu ama birkaç gündür onun da gözleri scara'nın üzerindeydi. bildiği bir şey vardı, o kesinlikle kızdan nefret etmiyordu.

içinden bir ses scara'nın da etmediğini inatla savunuyordu. hisleri kuvvetliydi ajax'ın. scara'yı sık sık etrafında görüyordu ve bu yeni bir şey değildi. sadece daha önce dikkat etmemişti. o gün gözlerinin içine öyle bakınca içinde bir şeyler hareketlenivermişti.

çantasının sapını tutmuş, evine yürürken kafası bunlarla doluydu ajax'ın. bahçe kapısına girdiğinde scara'ya benzettiği o sokak kedisine takılmıştı gözleri. simsiyah yumuşak tüyleri, çakır renkli gözleri vardı. yorgun yüzüne bir gülümseme yayıldı çocuğun. yere çöktü ve kediye doğru elini uzattı, kedi oğlanın elinin üzerine patisini bırakmıştı.

kedi daha birkaç aydır mahalledeydi. bir çizgi halindeki gözleri ajax'a her zaman fazla ekspresif gelmişti. sanki kedinin bir insan gibi kişiliği vardı, ajax'ı anlıyor ve hatta zaman zaman onu yargılıyordu... pekâlâ çoğu zaman yargılıyordu.

"bugün seni sevmeme izin var mı?" diye sordu ajax. bunu sormadan yaptığında kedi ellerini tırmalıyor ve dişliyordu. ya da bazen sadece gününde olmuyordu. kaçıp gitmek yerine böyle agresif tepkiler vermesi ajax'ın nedense hoşuna gitmişti. sanırsa hırçın ve sevimli şeylerle uğraşmak hoşuna gidiyordu. bu da bir çeşit mücadele sayılırdı.

kedi kafasını parmaklarına doğru uzattığında ajax hâlâ biraz şaşırıyordu. bu kedi... gerçekten onu anlayabiliyordu. pek çok kez böyle davranışlarda bulunmuştu ama ajax hâlâ şaşırmadan edemiyordu. merdivenlere oturup kediyi kucağına çekti ajax. parmakları siyah tüylerin arasında dolanırken iç çekti. "yorucu bir gündü... sence scara bana ne zaman yazacak?"

kedi yüzünü ona çevirip direkt gözlerinin içine doğru baktı. "ah evet, sen onu tanımıyorsun." dedi ajax kediye. kedi ilgili bir şekilde çenesini patilerinin üzerine yasladığında ajax bir arkadaşıyla konuşuyordan farksız hissetmişti. "sınıftan bir kız biraz kafamı kurcalıyor da." dedi, bir itirafta bulunarak. "zor biri. benden nefret ettiğini söyleyip duruyor ama konuşmak istiyor gibi de. kafası mı karışık, yoksa bir şeyleri kabullenmekte sıkıntı mı çekiyor, anlayamıyorum." gözlerini bir noktaya sabitlemiş scara'yı düşünüyordu şimdi ajax. ellerini kediden çekip geriye yaslamıştı, her koşulda fazla dokunulmasından hoşlanan bir kedi değildi. ajax onu kucağına koyduğunda bile huzursuz olmuştu.

gözlerini yeniden kediye çekirip omuz silkti. "belki de cidden nefret ediyordur benden. aslında beni seven çok kişi olsa da, bazıları beni irrite edici bulur. eh kavga ettiklerimi dışarıda tutarak konuşuyorum tabi." dudağını büktü ajax. scara belki de kavgacı insanlardan hoşlanmıyordu. ajax sorunlu sayılabilecek biriydi. insanlara çok kolay bileniyor ve bunu bazen sırf canı çektiğinden yapıyordu. herkesin sorunları vardı. eğer scara ondan bu yüzden nefret ediyorsa, pekâlâ ajax bunu umursamıyordu. ama nefret etmediğini de biliyordu.

"benden nefret ettiğini söylüyor ama aşk itirafı alıyormuş gibi hissediyorum. sorun bende mi?" ajax sonunda problemin tam denklemini çıkardığında yüzünde memnun bir gülümseme vardı. kedi kucağından atlayıp kasıldı, gerindi ve yüzünü çevirip ajax'a öyle bir baktı ki ajax kaskatı kesildi. "tamam anladım, sakin ol. aşık değildir."

"aç mısın?" diye sordu sonunda, içini bir nebze olsun dökmüş, kafasında daha net bir resim oluşturabilmişti. artık kediyle ilgilenmesi gerekiyordu. "seni beslemeye çalıştığımda kaçıp gidiyorsun. beğenirsin diye tonla yaş mama çeşidi aldım." kedi adeta bıkkın bir havayla miyavladığında ajax elini çenesine götürdü. "hmm... belki direkt et veya balık vermeliyim."

kedi ajax'ın gözlerinin içine bakıp kafasını iki yana salladığında ajax'ın dudakları aralanmıştı. "sen... sen gerçek bir insan falan mısın? takımdaki çocukların yüzde sekseninden daha zeki olduğuna eminim." sonunda kedi geriledi ve gölgelerin arasına karıştı. aç olmadığı ortadaydı, müsaadesini istiyordu. giderken ajax ardından bakmıştı bir süre.

bu genç kediyi ilk gördüğünde kedi delirmiş gibi oradan oraya koşturuyordu. toz ve çamur içerisindeydi ve yaralanmıştı. gözleri korkuyla doluydu, kimseyi kendine yanaştırmıyordu. ajax onu kendine zarar verme pahasına yakalayıp sakinleştirmişti. tüylerini temizlemiş, veterinerden ufak yaraları için ilaç almıştı. kedinin neden bu kadar korkmuş olduğunu anlayamasa da ona yardım edebildiği için mesuttu. sonrasında bu gururlu dişi onu akşamları bir dost gibi ziyaret eder olmuştu. ajax onunla yorgun bir günün ardından üç beş laflardı ve kedi alıp başını giderdi. etliye sütlüye karışmayan, diğer kedilerle işi olmayan bir kediydi.

biraz daha oturdu orada ajax, temiz havanın çarpıcı soğuğunun keyfini çıkardı. sonra, telefonunun titrediğini fark etti.

i've got my eye on you [childe x fem!scara]Where stories live. Discover now