14. untold

224 20 18
                                    

scara kıyafetlerinin üzerine bir mont almış ve penceresinden atlayıp kaçar gibi çıkmıştı evden. yeniden kar bastırıyordu. kuromili pijamaları, siyah postalları ile pek uyumlu değildi. dağınık saçlarının üzerine düşen yumuşak kar taneleri ile etraf sakinleşmişti sanki. sokak lambaları yeni yanıyordu, evlerin pencerelerinden ise başka başka hayatlar süren pek çok kişinin ışıkları sızıyordu.

karların üzerinde adımlarla ilerlerken aklına o gün gelmişti, ajax ile nasıl dans ettiğini hatırladı. bir süredir olup biten en iyi şeydi ajax. yavaşça gülümsedi, sonra öncesinde ona doğum gününde kedi dediğinde nasıl gerildiğini hatırladı. ajax'ın bir şeyler bildiğine emindi artık. ama ikisi de bunu konuşmaya hazır değildi.

ellerini şişme montunun ceplerine soktu yürürken. ajax'ın evi onunkine çok uzak değildi. yürüyerek 20-25 dakika sürüyordu, eğer kediyse bu süre yarı yarıya düşüyordu. gözündeki gözlüğü düzeltti. karlı ve yağmurlu günlerde dışarıda olmaktan nefret etmek için bu yeterli bir sebepti.

ajax'ın evine vardığında attığı mesajın üzerinden yarım saat ya geçmişti ya da geçmemişti. bahçe kapısından girdi ve iç tarafa doğru yürüdü. biraz tuhaf hissediyordu çünkü daha önce hiç burada bu şekilde bulunmamıştı. ayrıca, neden buraya geldiğini de sorgulamaya başlamıştı. istese ajax'ı kestirip atamaz mıydı? kapıda bir süre bekledi, kısa saçlarındaki karlar gittikçe çoğalıyordu. önündeki kapı birden açıldığında gözlerini yumdu, içeriden vuran sıcaklık onu kucaklıyor gibiydi.

"daha ne kadar dikeleceksin öyle?" ajax'ın sorusuyla gözlerini araladı. kafasını kaldırıp çocuğun onunkilere bakan gözlerine baktı. mavi gözlerinin derinlerde neler sakladığını merak etmekten kendini alamamıştı. gözlüğüne düşen kar tanelerinden, biraz bulanık görüyordu onu. ajax uzanıp kızın gözlüğünü çıkardı ve kazağının yakasına asıp yeniden ona baktı. "gel hadi." elini kavradığında scara onu sakince takip etmişti. holün girişinde ajax onun montunu çıkarmasına yardım edip askılığa astı. önünde duran saçlarına baktı scara'nın, süzgün bedenine, soluk tenine, omuzlarına düşmüş birkaç koyu saç teline baktı. çenesini o saçların arasına yasladı ve ellerini kızın çıplak kolları boyunca hareket ettirdi. parmakları bileklerini örten kollukların içine soktuğunda scara hemen kollarını kaçırmıştı. "dur." dedi kesin bir sesle. kolluklarını düzeltip ajax'ın havada kalan ellerini kavradı. ajax kaşlarını hafifçe çatmıştı, scara'yla ilgili çok fazla tuhaf şey vardı, bu en tuhafı sayılmazdı. bu yüzden bunu da olduğu gibi kabul etmeye çalıştı. "anlaşılan bileklerin kalçandan daha hassas." düşününce kızın hiç bileklerini açıkta bırakan bir şey giydiğini hatırlamıyordu. meraklanmaktan kendini alamamıştı.

ellerini scara'nın beline koyup onu salona doğru ilerletti. "sormama izin ver." dedi onu sıkı sıkı sararken burnunu saçlarının arasına yaslamıştı ve şimdi onların arasına doğru konuşuyordu. "iyi misin?" scara yüzünde hafif kırık bir gülümsemeyle kafasını ona doğru çevirdi. o kadar kısa boylu değildi ama ajax'ın yanında ufak tefek kalıyordu. "hayır." diye itiraf etti. "ama olabilirim."

ajax kafasını biraz daha eğip scara'nın kemikli omzuna bastırdı dudaklarını. yüzünde oyuncu bir gülümseme ile mırıldandı. "böyle yaparsam iyi olur musun?" scara yavaşça güldü, bu ajax için yeterli bir cevaptı. birkaç öpücük daha dizmişti.

çenesini omzuna yaslayıp gözlerini kızın yüzüne çevirdi. "aç mısın?" diye sorduğunda scara'nın parmaklarıyla oynayışını gördü, sözlerini sürdürdü. "ben öyleyim." scara sesli bir nefes bıraktı. "bana iyi gelmeye mi çalışıyorsun?"

"aç olup olmadığını sormuştum sadece." dedi ajax, doğrulup teslim olurcasına ellerini kaldırdı, dudakları bükülmüştü. scara yüzünde hafif bir gülümsemeyle önünü dönüp baktı ona. "şapşal. canın ne istiyorsa bana da ondan işte."

"tavuk dürüm çok iyiydi." ajax parmağını salladığında scara onu onaylarcasına başını salladı. "biliyorum."

ajax birer dürüm söylediğinde scara oturup dizlerini kendine çekmişti. ajax onu bir açıklamaya zorlamamıştı. bu yüzden minnettardı. bir şeyler anlatsa da ajax'ın bu konuda yapabileceği bir şey yoktu. ona keyifli vakit geçirtiyordu ve bu yeterliydi.

huzur içinde dürümlerini yeyip film seyrettiler. en azından scara için işler o yöndeydi. ama ajax biraz huzursuzdu. durağan bir şekilde studio ghibli filmleri izlemek pek onun yapacağı türden bir iş değildi. durmadan yer değiştiriyor, dizini sallıyor, filme odaklanmayı beceremiyordu. scara ona yaslandığında kafasını çevirip kıza baktı. üzerinde bir askılı vardı, boyun bölgesini açıkta bırakıyor, gerdanını sergiliyordu. televizyonun ışığında, o uzun boynu pek hoş görünüyordu. sahiden de vücudunu saran pek çok ben var gibiydi. porselen gibi kusursuz teninde ışıldıyorlardı. gözlerini yüzüne çevirdi. dikkat içerisinde filmi seyrediyordu, dudakları hafif aralıktı. yüzüne sert bir makyaj yapılmamışken daha sakin bir güzelliği vardı. bazen ne kadar güzel olabileceğini unutuyor, kıza bakıyor ve her defasında afallıyordu. kendi kendine hafifçe kıkırdadı. filmi seyredemiyordu ama kıza kapılıp gitmesi hiç zor olmuyordu.

scara gözlerini çevirip karşısındaki çocuğa baktı. onun kıpır kıpır hâlleri sinirini bozmuyor değildi. ama ajax'tı bu, huyu böyleydi. "sıkıldın değil mi?" sonunda sorduğunda ajax sesli bir nefes bıraktı. "pek benim olayım değil."

"daha film izlemeyi bile beceremiyorsun, kitap oku desem ne yaparsın acaba?" scara'nın iğneleyici laflarıyla ajax dudağını büktü. "etrafımda sen varsın diye çok zorlaşıyor."

"hah? sakin sakin film izliyorum." scara hafif kaşlarını çatmıştı. ajax yüzünü onunkine hizaladı, dudak kenarları kıvrılmıştı. "çok güzelsin."

scara dudağını büküp omuz silkti. "olabilir." güzelliğinin farkındaydı, bugüne dek ona bir getirisi olmuş muydu ki? yine de mutsuz ve yalnızdı, ne annesi ne babası onu seviyordu. güzel olması cidden ne işine yarıyordu? annesi ei'den gelen onca güzel gen, tek mirasıydı. ama bundan da hoşlandığına emin değildi. bazen aynaya bakardı ve annesinin bakışlarını görürdü. altı yaşında küçücük bir kızken ona baş edemeyeceği bir yükmüş gibi baktığı, o nefret ettiği bakışlarını...

ajax onun dalıp giden gözlerine karşın bir şey yapması gerektiğini hissetse de, scara bahsetmeyi seçene kadar çenesini tutması gerektiğini düşünüyordu. sonunda scara gözlerini onunkine çıkardı, kırpmıyordu bile gözlerini. ajax scara'yı çok uzun süredir tanımıyordu ama bu bakışı biliyordu. kızın gözlerinin içi alev alev yanıyordu. "madem ikimizin de bu kadar sırrı var, bir oyun oynayalım."

ajax ilgisini çektiğini belli edercesine doğrulup yavaş yavaş gülümsedi. "kuralları söyle." scara'nın dudakları tehlikeli bir şekilde büküldü. "basit, soruyu cevapla..." gözlerini ajax'ın yüzünden göğsüne doğru indirdi. "...ya da soyun."

i've got my eye on you [childe x fem!scara]Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz