22. BÖLÜM:

15.2K 1K 1.9K
                                    


36. BÖLÜM: HESAPLAŞMA

Timur'un adımları daima önemli toplantıların yapıldığı Bayan Armi'nin odasına değil Mirza'nın ofisine doğru yöneldi. Anlaşılan konsey orada toplanmıştı. Kimle yüzleşeceğimi de bilmiyordum ama bunun bile önemi yoktu. Sadece konuşacak ve bu konuyu kapatacaktım. Kimseyle aramda sorun olsun istemiyordum. Sorunlardan usanmıştım. En azından hayatımı bir nebze daha kolaylaştıracağımı umdum.

Timur birkaç adım önümde ilerlerken kapıyı açmasını bekledim. Hareketlerindeki gerginlik bariz bir şekilde ortadaydı. Neden bu kadar gerildiğini bilmiyordum. Deneyimlerimden anlayacağım kadarıyla hoşuma gitmeyecek bir şeyler olacaktı. Daha ne olabilirse artık, görecektim. Mirza'nın ofisinde Bayan Armi, Armoni ve Doruk dışında hiç kimse yoktu. Mirza dahi odada yoktu. Şu âna kadar her toplantı veya görüşmede onun da olduğunu hatırladım. Ve hatta bir tarafım, Koruyucuların da bu işin içinde olduğuna inanmıştı ama sanırım küçük, çekirdek ailemiz içinde çözecektik durumu.

"Bu sizin meseleniz usta. Beni karıştırmayın." Timur ellerini havaya kaldırıp bulaşmak istemediğini belirtti. Bu hareketi benim düşüncemi doğrulamış oldu.

"Avcılar'ın en belirgin özelliği kaçmak sanırım. Ha gerçeklerden, ha yüzleşmekten." Kinayeli bir sesle doğrudan Timur'a doğru konuştum. O benim burada sahip olduğum ilk arkadaşımdı. Her şeyi düşünmeden, çekinmeden yüzüme söyleyen tek kişiydi. Her şeyi en az onlar kadar benden saklaması evet, canımı yakmıştı ve evet, fazlasıyla sinirimi bozmuştu.

"Bu kadar sinir bozucu olmak da Soğuklar'ın özelliğidir. Ne oldu Maya yoksa onlardan biri olmaya mı karar verdin? Gen havuzuna bakarsak yadırgamazdım." Timur çıkmak için açtığı kapıyı ayağıyla iterek sertçe kapattı. Bana dokundurduğu lafa gülümsedim. Babama atıf yapmaya başlamıştı bile.

"Damarlarımda gezen kandan memnun olduğum söylenemez, yine de ben neysem ona ait. Olmadığım veya olmak istediğim birilerinin kanından beslenmiyorum." Timur en başından beri Soğuklar'ın kanıyla besleniyordu bana böyle anlamsız bir şeyle saldırması çok saçmaydı.

"Kesin şunu." Araya giren ve benimle ilk konuşmaya cesaret eden tabi ki Doruk Ilgaz'dı. Timur'un alnındaki damarlar gerilmiş, kol kasları bir şeyleri yumruklamak ister gibi belirginleşmişti. Bakışlarımı ondan Doruk'a çevirdim. Masanın arkasındaki koltukta Bayan Armi oturuyordu. Armoni masanın diğer tarafındaki deri koltuklardan birine gelişigüzel yayılmıştı. Doruk masanın arkasında kalan duvara yaslanmış, bir ayağını diğerinin önüne kırmıştı. Yüzünde sabırsız bir ifade ve büyük bir memnuniyetsizlik vardı.

"Her ne diyecekseniz bir an önce bitirelim. Cidden." Kendimi olabildiğince kontrol etmeye çalışıyordum ama şu an burada olmak çok anlamsız geliyordu, söyleyecekleri hiçbir şey yaşadığım, hissettiğim şeyleri değiştirmeyecek ya da iyileştirmeyecekti.

"Olan oldu ve açıkçası, artık umurumda değil." Rahatça omuz silktim. Onlara karşı öfkem hâlâ sıcaktı ancak artık anlamı yoktu. Ben sadece bu ortamda daha çok gerildiğimle kalacaktım.

"Olay artık senin bize kızgınlığından başka bir boyuta taşındı, Maya." dedi Armoni olduğu yerde dik bir konuma gelerek. "Bizim de senden af dilemeye niyetimiz yok. Bunun bir şey değiştirmeyeceğinin farkındayız. Ama artık buradasın işte." Ela gözleri yeniden tüm öz güvenini kazanmıştı. Cesareti yerine gelmiş ve yeniden buzlar kraliçesi kimliğine bürünmüştü.

"Bu, burada kalacağım anlamına gelmez." Kollarımı göğsümde birleştirip konunun nereye gideceğini anlamaya çalıştım ve sanırım konu tam olarak babama gidiyordu.

GECENİN HİKAYESİWhere stories live. Discover now