hisler

65 5 15
                                    

Prem sabah olduğunda telefondan Boun'u aradı. Artık alışkanlık haline gelmiş bu durumdan rahatsız değildi. Fakat bu gün biraz farklıydı. Boun kendisine bekletmeden telefonu açmış, hatta çoktan hazırlanmıştı. Prem dışarı çıkıp kapıda bekleyen Boun'un yanına ilerledi.

"Hayret ne oldu da erken kalktın Boun?"

Prem'in alaycı tavrı ikisini de güldürmeye yetmişti. Prem bunun altında illa bir neden olduğunu tahmin edebiliyordu. Boun kolay kolay bu kadar erken kalkacak biri değildi. 

Beraber yürümeye başladıklarında Prem adımlarını yavaşlattı. Boun nereye baktığını biliyordu. Babasının eski dükkanı okul yolu üzerindeydi ve Prem daima orayı görünce babasını hatırlardı. O eğlendikleri günleri özlüyordu. Babasını erken yaşta kaybetmişti. Onun yokluğunu hala hissediyor bazen yanında olmasını istiyordu. 

"Üzülme Prem o seni daima izliyor. Sende biliyorsun."

Okula vardıklarında Boun'un etrafı her zamanki gibi kalabalıklaşmıştı. Boun yanına gelen kişiler ile selamlaşıp konuşmaya daldığından yanından uzaklaşan Prem'i bile görmemişti. Böyle zamanlarda Prem gerçekten Boun'dan uzaklaştığını, arkadaşı olarak kendisini görmediğini düşünüyordu. O yüzden bir şey demeden yanından ayrılıp sınıfa girdi. 

Ders başladığında Prem sadece dersi dinlemek ile meşguldü. Boun çoktan sıkılmış iç çekişlerini Prem bile duymuştu. Prem arkasını döndüğünde Boun başının kaldırıp Prem'e doğru yaklaştı.

"Şu ders geçsin kantine inelim beraber."

Prem bu düşünceden hoşlanmamıştı. Genelde Boun ile beraber kantine inse onu umursamıyor ve Prem yalnız başına sınıfa geri dönmek zorunda kalıyordu. O yüzden artık okulda onunla bir yere gitmiyordu. Olumsuz anlamda başını salladığında  Boun ekşittiği yüzü ile Prem'e mırıldandı.  

"Hadi hem sana bir şey göstereceğim. Sütler de benden."

Prem, Boun'un heyecanlı tavrına daha fazla dayanamamıştı. Bu yüzden kabul etti. Bir yandan da göstereceği şeyi de merak etmiyor değildi. Zil çaldığında Prem'in kolundan çektiği gibi onu dışarıya sürüklemeye başlamıştı.

Boun, Prem ile çeşmelerin olduğu yere geldiğinde etrafa bakındı. Kimse olmadığından emin olmak istiyor gibiydi. Prem ise neden buraya geldiklerini sorgular gibi Boun'un yüzüne bakmakla meşguldü.

"Neden buradayız Boun? Kantine gidecektik ya."

"Prem sana bir şey söylemem gerek."

Prem hala ne olduğunu çözememişti. Neden Boun onu ıssız bir yere getirmişti ona da anlam veremiyordu. Fakat bildiği tek bir şey vardı. Boun ellerini tuttuğundan beri kalbi deli gibi atmaya başlamıştı. Bir süredir böyle hissediyordu ama asla bu hissin ne olduğunu çözememişti. Arkadaşlık olduğunu düşünmüştü. Çok uzun süredir beraber oldukları için kendisi böyle hissediyor olabilirdi. Ama şuan hissettiği şeyler çok farklıydı.

Yanlarına yaklaşan bir kız ile Prem bakışlarını ve ellerini Boun'dan ayırdı. Gülümseyerek kendilerine  yaklaşan kız ile Boun da gülümsemesini genişletmişti. Prem başka bir şeylerin döndüğünü hissetmişti.

"Tanıştırayım Prem. Bu kız arkadaşım."

Dostluğun  Bir Fazlasıजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें