güven

57 5 0
                                    

Eve geldiğinde annesine selendi Prem. Fakat boş evde sadece kendi sesi yankılandı. Annesi iş yerinde olmalıydı. Bugün gerçekten kötü bir gün geçiriyordu. Odasına çıkıp yatağına uzandı. Normalde annesi evde olmadığı zamanlar Boun'un yanına gider ve beraber yapacak bir şeyler bulabilirdi. Ama şuan yatağında öylece tavana bakıyordu. Ne Boun'u arayabilirdi ne de annesi ile durabilirdi. 

Yatağının karşısındaki aynaya baktı. Prem aynadaki yansımasının gerçek olmamasını diledi. Gözlerinin beyazları ağlamaktan kırmızıya dönmüştü. Akan yaşları silse bile devamı geliyor, yanaklarını ıslatıyordu. Bunun sebebi o delice hoşlandığı kişiydi. Onun kalbinde artık yeri yoktu fakat kendisininki Boun ile doluydu. 

Yorganın içinde kaybolmak istercesine sığındığında gözyaşlarına engel olamadı. Hiçbir vakit bu kadar yalnız kalmamıştı. Babası öldüğünde bile yanında Boun vardı. Şuan gözyaşlarını silecek kimse yoktu.

"Baba keşke yanımda olsan"

Prem aynadaki yansımasının gerçek olmamasını diledi. Gözlerinin beyazları ağlamaktan kırmızıya dönmüştü. Akan yaşları silse bile devamı geliyor, yanaklarını ıslatıyordu. Bunun sebebi o delice hoşlandığı kişiydi. Onun kalbinde artık yeri yoktu fakat kendisininki Boun ile doluydu. 

Prem gözyaşlarını dökerken çalan kapısını bile duymamıştı. Annesi de kilitlenen kapı yüzünden içeride girememişti. Oğluna kötü bir şeyler olabileceği düşüncesi ile Boun'u aradı. Boun o sırada kız arkadaşı ile derin bir sohbet içindeydi. Çalan telefonu ilk başta duymamıştı. Fakat aramalar devam ettikçe telefonu açtığı gibi ayaklanması bir olmuştu.

"Boun neredesin? Prem kendini odaya kapattı. Ağlama sesleri geliyordu ben... ben içeri giremedim."

Boun acele ile kız arkadaşının yanından ayrıldığında tek kelime bile edememişti. Akılda Prem'in başına gelmiş şeyleri düşünürken bire endişesi asla azalmamıştı. Evlerine gidip daha önce Prem'den aldığı odanın anahtarı ile kapılarını çaldı. Prem'in annesi solmuş yüz ifadesi ile Boun'u gördüğünde ona tutunma ihtiyacı hissetti.

"Boun ne yapsam çıkaramadım içeriden. Asla beni dinlemiyor, kapıyı açmıyor."

Boun üst kattaki odasına adeta uçarak gittiğinde kapıya soktuğu anahtarı çevirdi. Yavaşça kapıyı açıp etrafa dağılan kitapları gördüğünde gözleri Prem'i aradı. Yatağın kenarında öylece kapanmış bekliyordu. Başını kendisine çektiği bacaklarına yaslamıştı. 

Boun yavaşça yanına yaklaştı. Prem onun geldiğinden haberi yokmuş gibiydi. Boun yanına oturduğunda Prem başını kaldırdı. Yanındaki hareketlilik yüzünden az da olsa geri çekilse de onun Boun olduğunu çok iyi biliyordu.

"Prem ben yanındayım. Lütfen daha fazla ağlama olur mu?"

Prem de ağlamak istemiyordu. Ama sabah olanları düşündükçe gözyaşlarına engel olamıyordu. Boun'un kız arkadaşı olması elbette onu üzmüştü ama en çok yalnız olması onu kırmıştı. Şuan yanındaki kişi zorunlu olarak yanına gelmiş olmalıydı. Annesi aramasa Prem'i düşünmeyecekti bile.

"Ben iyiyim. O yüzden git Boun."

Prem dediğine kendi bile inanmazken Boun nasıl ondan ayrılabilirdi ki. Boun kollarını açtığında Prem daha fazla dayanamadı. O kendini güvende hissettiği yere yavaşça sokuldu. İşte şimdi olması gerektiği yerdeydi.  

Dostluğun  Bir FazlasıDove le storie prendono vita. Scoprilo ora